Laparoskopik Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide) Ameliyatı Nedir?
Yazar Ömer Yoldaş • Genel Cerrah • 2 Mayıs 2018 • Yorumlar:
Tüp mide ameliyatı teknik olarak midenin depo görevi gören geniş kısmının çıkarılması işlemidir. Böylece normalde 1.5-2 lt hacmi olan mide kabaca 50-100 ml hacminde (kabaca irice bir muz) ince bir tüpe dönüştürülmesinden ibarettir. Amaç bir seferde yenebilecek gıda miktarını azaltmaktır, ancak sindirim sisteminin doğal akışına emilimi azaltacak şekilde herhangi bir müdahale yapılmamaktadır.
Bir zamanlar gastrik bypass ameliyatının altın standart kabul edildiği ABD’de bile, 2011’lerin sonunda % 24 olan sleeve gastrektomi oranı günümüzde % 60’ı geçmiştir. Bu süreçte gastrik bypass % 62’den % 37’ye düşmüştür.
Tüp mide ameliyatının başlıca avantajları sindirim sisteminin doğal akışını değiştirmemesi, böylece daha az vitamin ve mineral eksikliğine yol açması, Dumping sendromunun görülmemesi, mide bandına göre çok daha az reflü yakınmasına yol açması ve vücuda yabancı bir cisim yerleştirilmemesi iken; en önemli dezavantajları ise relatif olarak uzun bir stapler, yani kesi hattı içerdiğinden stapler hattından kanama ve kaçak riski olmasıdır.
Tekniğe uygun yapılan tüp mide ameliyatlarından sonra, hastanın da beslenme kurallarına uyumu iyiyse bulantı, kusma, ağrı gibi yakınmalar son derece nadirdir. Açıkçası, sleeve gastrektominin ameliyattan sonra yaşam konforunu etkileyebilecek tek belirgin etkisi reflüdür. Ameliyattan sonraki ilk 1 yılda neredeyse 5 hastadan biri reflü yaşarken, 3 yıl sonra bu oran % 3’e kadar düşmektedir.
Genel toplamda kısa dönemli riskler açısından tüp mide gastrik bypassa eşit, mide bandından yüksek, duodenal switchden ise düşük riske sahiptir. Uzun dönem riskler açısından tüm diğer yöntemlerden daha düşük riske sahiptir. Açlık hissi gastrik band ve gastrik bypass ameliyatından daha düşüktür.
Tip 2 diyabetin düzelmesi konusunda sleeve gastrektominin etkinliği gastrik bypassa yakın veya eşittir. Ancak uzun vadede diyabetin tekrar ortaya çıkabildiğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Ameliyat süresi açısından sleeve gastrektomi bypasstan çok daha avantajlıdır. Yaşam kalitesi açısından her iki operasyon da benzer etkilere sahiptir.
Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Etki Gösterir?
İşlem sırasında midenin yaklaşık % 85’i çıkarılır ve ancak başparmağınız kalınlığında ince bir tüp şeklinde bir mide bırakılır. Böylece yenebilecek gıda miktarı ciddi şekilde azaltılmış olur ve daha erken doyma hissi sağlanır. Bu, ameliyatın kısıtlayıcı etkisidir.
Ancak tüp mide ameliyatı sadece kısıtlayıcı bir ameliyat olmayıp, aynı zamanda hormonal ve metabolik etkili bir ameliyattır. Midenin çıkarılan parçası, açlığı tetikleyen Ghrelin hormonunu üreten bölümdür. Bu bölümün çıkarılması iştahı uyaran hormonun kandaki miktarını azaltır ve genellikle iştahın baskılanmasına neden olur.
Sindirim sisteminin doğal akışına müdahale edilmediğinden, tüp mide ameliyatından sonra sindirim ve emilim normal şekilde devam eder. Bu nedenle, emilime müdahale eden ameliyatlara göre çok daha az vitamin ve mineral eksikliği riski vardır.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Ne Kadar Kilo Verilir?
Obezite başlarda sanıldığı gibi, sadece alınan kalori-harcanan kalori arasındaki dengesizlikten ibaret değildir. Obezite aşamasına gelen kişilerin sadece kalori eksiltmekle kilo verememesinin altında birçok hormonal mekanizma yatmaktadır.
Sleeve gastrektomi ameliyatı sağlıklı bir beslenme sistemi ve egzersizle desteklendiğinde ameliyattan sonraki bir yıl içerisinde fazla kilonuzun % 60-80’ini vermenizi sağlayabilir. Elbette kurallara uyulmadığında ve eski kötü alışkanlıklara dönüldüğünde yeterince kilo verememe, hatta tekrar kilo alma riski de vardır.
Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Tüp mide ameliyatı laparoskopik yöntemle, yani karna 4 ya da 5 adet küçük kesi yapılarak gerçekleştirilir. Ameliyat ortalama 30-45 dakika sürer. Elbette bu daha önce geçirilmiş ameliyatlar veya anatomi ile de ilgilidir. Genelde hastanede yatış süresi 2 veya 3 gündür.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Takip Süreci Nasıldır?
Obezite cerrahisinin tüm diğer metotlarında da olduğu gibi, tüp mide ameliyatlarında da başarı doğrudan doğruya ameliyat sonrası kontrol ve izlemlerin sıkı şekilde yapılmasıyla artmaktadır. Bu nedenle, öncelikle ameliyattan ortalama 7-10 gün sonra ilk değerlendirme yapılır. Bu ilk değerlendirmede ameliyatın erken komplikasyonlarının ipuçları araştırılır ve ameliyat sonrası beslenme ve diğer yaşam fonksiyonlarının normal seyredip seyretmediği belirlenir. Rutin kontroller 1-2-3-6-9-12-18-24. Aylarınızda gerçekleştirilir. Bu kontrollerde başta şeker, insülin, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyon testleri, vitamin ve mineral düzeyleri kan tahlilleriyle kontrol edilir. Bunlarda herhangi bir eksiklik saptanırsa özel destek tedavileri belirlenir.
Sleeve Gastrektomi Ameliyatı Benim İçin Uygun mudur?
Eğer Dünya Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Derneği (IFSO) kriterlerine göre ameliyat sınırına giren bir kilo probleminiz varsa, bypass ve diğer yöntemlerde sorun yaratacak vitamin-mineral eksiklikleriniz varsa, prednisolon veya antiinflamatuar ilaç kullanımı gerektiren ve bypass ameliyatlarında sorun yaratacak rahatsızlıklarınız varsa, Chron hastalığınız veya geçirilmiş ağır karın ameliyatı öykünüz varsa, uzun sürecek bir ameliyatın sorun yaratacağı kalp ya da akciğer sorunlarınız varsa, süpermorbid obez sınırındaysanız tüp mide ameliyatı sizin için kesinlikle ilk seçenek olarak uygun olacaktır. Sleeve gastrektominin uygulanabildiği yaş aralıkları 12-79 yaştır.
Hangi Durumlarda Tüp Mide Ameliyatı Benim İçin Uygun Olmayabilir?
Tip 2 diyabetiniz, özellikle de insülin kullanımını gerektirecek ağırlıkta, varsa, 50 ve üzerinde BMI değerinde iseniz, ciddi reflü yakınmanız varsa bypass sizin için daha iyi bir seçenek olabilir. Süper morbid obez grubu için sleeve in ilk basamak olarak uygulanabileceğini, esas ameliyatın belli miktarda zayıflama sağlandıktan sonra yapılmasının da iyi bir seçenek olabileceğini tekrar hatırlatalım. Sleeve ameliyatından sonra hastaların % 20’sinde reflü yakınmaları arttığından, reflüsü olan hastalarda sleeve kararı alırken çok dikkatli olunmalıdır. Barett özofagus denen, kronik reflüyle ilişkili durum ise sleeve gastrektomi için kesin kontrendikasyondur. Yani Barett özofaguslu hastalara kesinlikle tüp mide ameliyatı yapılmamalı, bypass tercih edilmelidir.