Larenks Kanseri – Gırtlak Kanseri Ameliyatı Sonrası

Yazar Çetin VuralKulak Burun Boğaz Doktoru • 15 Ağustos 2019 • Yorumlar:

Dudak kanserlerinin tedavisi mümkün müdür?

Temel tedavisi cerrahi olan bu hastalıkta özellikle erken evrelerde tanı konduğunda sağlığa kavuşma ihtimali oldukça yüksektir. Daha ileri evrelerde sağ kalım oranları hastalığın yayılımına göre düşebilmektedir.

Gırtlak kanseri ameliyatından sonra süreç nasıldır?

Kısmi veya tam gırtlak ameliyatı olan hasta, ameliyat sonrası birinci günden itibaren sağlığına kavuşmaya başlayacaktır. Boyun bölgesindeki dren (ameliyat sahasındaki kan ve sıvı birikimlerini dışarı alan düzenek), çeşitli sondalar, tüpler ve borular, varsa trakeotomi kanülü gibi fazlalıklardan günden güne kurtulur. Ağız yoluyla beslenebilir ve eğer tam gırtlak ameliyatı yapılmadıysa burun ile ağızdan nefes alabilir hale geldikten sonra taburculuk gündeme gelecektir.

Ameliyatta çıkartılan dokuların patoloji incelemelerinin sonuçlanmasıyla hastalığın gırtlaktaki ve boyundaki yayılımı ile kesin evresi ortaya çıkacaktır. Daha sonra kulak burun boğaz ve baş boyun cerrahının; görüntüleme işlemlerini yapan radyoloji uzmanı ve nükleer tıp uzmanın, radyoterapiyi uygulayacak radyasyon onkolojisi uzmanı ve kemoterapi uygulayacak medikal onkoloji uzmanının bulunduğu bir tıbbi konseyde hastaların büyük kısmının durumu tartışılır. Ameliyat sonrası hastalığın yayılımı ve evresine göre ilave tedavi kararı (radyoterapi, kemoterapi ve hedefe yönelik tedavi) genellikle bu toplantılarda verilir.

Radyoterapi ve kemoterapi kararı verilmiş ise, tedavinin başlaması için öncelikle hastanın ameliyatın getirdiği sıkıntıları iyice atlatması beklenir. Bu süre yaklaşık bir ile iki ay kadar sürmektedir.

Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası takip nasıldır?

Hastalar gırtlak kanseri nedeniyle yapılacak ameliyattan sonra beş yıl kadar ameliyatı yapan doktorun takibinde olmalıdır. İlk yıl üç ayda bir, sonraki yıllarda ise altı ayda bir kontrollere gelmek uygun olacaktır.

Hasta radyoterapi ve kemoterapi gördüyse, medikal onkolog ve radyoterapi uzmanlarının da kontrolünde olması gerekir. Bu takiplerde hastalığın gırtlak ve boyunda geri gelip gelmediğinin yanı sıra çoğu hastanın geçmişte kullanmış olduğu sigaraya bağlı ağız içi, yemek borusu ve akciğer gibi organlarda yeni bir kötü hastalığın başlayıp başlamadığı araştırılır.

Kanserin tekrarlama (nüks) ihtimalini en aza indirmek için neler yapmak gerekir?

İlk yıl, hastalığın nüks etme ihtimalinin en fazla olduğu dönemdir. Yıllar geçtikçe bu ihtimal yavaş yavaş azalır. Genel kabul gören bir görüşe göre beşinci yıldan sonra hastalığın tekrar etmesi, nüks (geri gelme) olarak değil, aynı veya yakın bölgede yeni bir hastalığın ortaya çıkması olarak değerlendirilir.

Kimi zaman ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi gibi tedaviler tam anlamıyla uygulandıktan sonra bile, hastalığın geri gelmesi söz konusu olabilmektedir. Yani yapılması gerekenlerin tamamen yapılmış olması, hastalığın tekrar etme ihtimalini ne yazık ki sıfırlamaz, en aza indirir. Hastalığın geri gelmesi, umudun tamamen tükendiği anlamına gelmemelidir. Önemli olan, hastalık tekrarladığında tedavi edilebilir aşamadayken fark etmek ve gereken ilave önlemleri almaktır. İşte burada hastanın düzenli kontrollerini aksatmaması ve istenilen tetkikleri yaptırması önem kazanmaktadır. Ayrıca kimi zorluklar ve sıkıntılar içeren tedavi süreci sonlandıktan sonra hastanın sosyal hayata tekrardan dönmesi, gündelik aktivitelerini yapmaya başlaması, çalışıyor ise iş hayatına dönmesi büyük önem arz etmektedir.

Aşırıya kaçmadan doğal ürünler ile beslenmek, menüde taze sebze ve meyve de dahil olmak üzere her türlü gıdayı bulundurmak, yeteri kadar bedensel egzersiz yapmak, morali ve psikolojik durumu yüksek tutacak aktivitelere vakit ayırmak, sevdikleri ile bir arada olmak, bu tür hastalıkların tedavisi ile uğraşan çoğu doktorun hastalarına önerdiği şeylerdir.

Sigara ve alkol kullanımı, hastalığın oluşumunda rol aldığı gibi, geri gelmesinde de etkili olacaktır. Hastaların, varsa bu alışkanlıklarından kurtulmaları zorunludur. Hastaların yakınlarına bu konuda büyük görev düşmektedir. Hasta tek başına bu alışkanlıklarından kurtulmayı başaramaz ise, psikiyatri uzmanlarından ve psikologlardan yardım istemekten kaçınmamalıdır.

Hastaların çoğu, kanser tedavilerinin ardından korktukları hastalık tekrarını önlemek için kimi bitkisel kökenli ürünlere başvurmaktadır. Burada önemli olan, bu ürünlerin – özellikle de aşırı kullanımında – bazı ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini bilmektedir. Hekim olarak önerim; doğal, mümkünse tarım ilaçlarına maruz kalmamış her türde sebze ve meyveyi kararında tüketmektir.

Gırtlak kanseri nüks (tekrar) ederse ne yapılmalıdır?

Temel tedavi olarak tek başına ya da ameliyat sonrası dönemde ek tedavi yöntemi olarak radyoterapi uygulanmış olan hastalar için kimi zaman (özellikle de radyoterapinin üzerinden uzun vakit geçmiş ise) ek doz radyoterapi de mümkün olabilmektedir.

Hasta tekrar ameliyat edilemeyecekse, ek doz radyoterapinin önemi daha da büyür. Brakiterapi (radyoaktif madde içeren ve ‘implant’ olarak adlandırılan ufak tüplerin tümör ve etrafına belirli bir süreliğine yerleştirilmesi) yoluyla ışın verilmesi işlemi de hastalığın geri gelmesi durumunda bir seçenek olarak uygulanabilmektedir. Ayrıca kemoterapi seçeneği de nüks durumunda geçerliliğini korumaktadır.

Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası ses ve konuşma nasıl olur

Sesi oluşturan organımız gırtlaktır. Gırtlakta oluşan ham ses, yutak, damak, dil ve dudaklarımız sayesinde harfler, kelimeler ve cümlelere dönüşür. Kısmi veya tam gırtlak ameliyatlarının sesi ve konuşma fonksiyonunu etkilemesi kaçınılmazdır. Özellikle ameliyat sonrası günlerde, hele ki trakeotomi adı verilen soluk borusuna delik açılarak tüp yerleştirilmesi işlemi uygulandıysa hastaların konuşma fonksiyonu ciddi anlamda etkilenir.

Boyuna delik açılmadan yapılan gırtlak ameliyatlarında; hasta anestezinin etkisinden kurtulduktan sonra biraz kısık olsa da ses çıkarabilir ve konuşabilir.

Boyuna geçici delik açılarak yapılan kısmi gırtlak ameliyatlarında (parsiyel larenjektomi); hastanın ses çıkarması ve konuşması biraz daha gecikebilir. Delik tamamen kapatılana kadar hasta parmağıyla ‘trakeostomi kanülü’ adı verilen boruyu kapayarak ses çıkarabilir. İyileşme sağlandıktan ve boyun ön kısma açılan delik kapatıldıktan sonra hasta ağız burun yoluyla nefes alabilir ve gene sesi biraz kısık da olsa rahatlıkla konuşabilir.

Boyuna kalıcı delik açılarak yapılan tam gırtlak ameliyatında (total larenjektomi), hastanın ses çıkarabilmesi ve konuşması daha uzun vakit alacaktır. Hastanın ‘özafageal konuşma’ adı verilen ve yuttuğu havayı çıkartarak başardığı konuşmayı geliştirmesi beklenir. Bunu başaramayan hastalar için soluk borusu ile yemek borusu arasına açılan deliğe yerleştirilen ‘ses protezi’ adı verilen alet geliştirilmiştir.

Bu akciğerlerden soluk borusu yoluyla dışarı çıkan havayı yemek borusuna yönlendirir ve gırtlağı alınmış olan hastanın yutağında oluşan ham ses dil, damak, dişler ve dudaklar sayesinde konuşmaya dönüşür. Bu ses, hastanın eski sesinden farklı olacaktır ancak dış dünya ile rahatlıkla iletişim kurmasını da sağlayacaktır.

Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası beslenme nasıldır?

Gırtlak kanseri ameliyatı geçiren hastalar, ameliyatın türüne göre bir günden bir – iki haftaya kadar bir süreyi ağızdan yeme içme olmaksızın geçirirler.

Bu dönemde hastalar;

  • Bazen damardan özel beslenme sıvılarıyla,
  • Bazen burundan mideye uzanan ‘nazogastrik’ sonda-tüp yardımıyla,
  • Karın cildinden mideye yerleştirilen bir tüp yardımıyla,
  • Total larenjektomi ameliyatı yapılan hastalar da kimi zaman boyundaki trakeostomi deliğinin arka kısmından yemek borusuna uzanan bir sonda-tüp yardımıyla (ki bu sondanın yerine daha sonra konuşma protezi takılacaktır)

gerekli besini ve sıvıyı almaktadırlar.

Yarım gırtlak ameliyatlarından sonra ağızdan beslenmeye başlanılan ilk günlerde soluk borusuna yiyecek ve içeceklerin kaçmasına bağlı öksürük görülebilen bir durumdur. Çoğu kez haftalar içerisinde hasta soluk borusuna kaçırmadan yutmayı öğrenir ve yeteri kadar katı ve sıvı gıda alabilir hale gelir.

Yaralar iyileştikten sonra hasta, ağızdan öncelike sıvı ve yumuşak gıdalar ile beslenmeye başlayabilir. Taburcu olduklarında hastaların hemen hepsi, evinde hazırlanan her türlü gıdayı yiyebilecek hale gelir ve yediklerinin tadına varır.

Gırtlak kanseri tedavisi sonrası tad ve koku alma problemi yaşanır mı?

Kısmi ya da tam gırtlak ameliyatları, tad alma fonksiyonunu pek etkilemezler. Ancak hasta radyoterapi görürse, tad alma ile ilgili sorunlar yaşayabilir. Bu konuda radyasyon onkolojisi uzmanı hekiminizden daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)