MANUEL TERAPİ TARİHÇE
Yazar Yasemin Soytürk • Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Uzmanı • 11 Ekim 2016 • Yorumlar:
El beyinde en geniş yeri kaplayan organdır. Antik çağlardan beri “Ellerin
kullanımı” tanı koymaya ve tedavi etmeye yarayan bir uygulama olarak
kullanılmıştır. Kas-İskelet sistemi hastalıklarında ellerin kullanılması asırlar öncesinde
dayanmaktadır. Manuel tıbbın 4000 yıl önce eski Tayland’da kullanıldığına dair
kuvvetli kanıtlar bulunmaktadır. Çeşitli yaralanmalarda ve hastalıkların
tedavisinde ellerin kullanılması eski Mısırlılara kadar uzanmaktadır.
Modern tıbbın babası olan Hipokrat, traksiyon ve kaldıraç kollarını
kullanarak birçok kas iskelet sistemi bozukluklarını, deformitelerini tedavi
ederek manuel tıbbı tıp alanına sokmuştur. Hipokrat’ın tanımladığı teknikler
günümüzde halen kullanılmaktadır.
Roma imparatorluğu döneminde de bu tür tekniklerin kullanıldığına dair
kayıtlar mevcuttur. Binlerce yıldır insanların çektiği acıları dindirmek için “elleri
koyarak” uygulanan birçok teknik kullanılmıştır. Popülerlikleri zaman zaman
artıp azalsa da, bu modaliteler ve teknikler son yıllarda gittikçe daha fazla kabul
görmektedir. Bu yöntemler kas-iskelet sistemi bozukluklarının tedavisinde
özellikle boyun ve bel ağrısı için cerrahi-olmayan ‘agresif bir yaklaşım’ olarak
kullanılmıştır.
Pasif hareketlere dayanan bu teknikler 18-19. Yüzyıllarda sadece
sınıkcılar tarafından kullanılmıştır. 19. Yüzyılın başlarında Edinburg
Üniversitesi’nden mezun olan Dr. Edward Harrison, manuel tıp yöntemleri
kullanarak Londra’da büyük ün kazanmıştır. 19.Yüzyıl İngiltere ve ABD’de kırık-
çıkıkçıların (bonesetter) en parlak yılları olmuştur. Bunlar arasında ünlü kırık-
çıkıkçı Hutton’un başarılı çalışmaları James Paget ve Warton Hood gibi tıp
otoritelerinin dikkatini çekerek, British Medical Journal ve Lancet gibi dergilerde
yayınlanmış ve sonrasında bu teknikler tıp dünyasının yeniden ilgisini çekmeye
başlamıştır. Bu makalelerde tedavi edilen hastalıkların tanımlanmasının yanı sıra
Hutton’ın akut inflamasyonlu eklemlere manipülasyon uygulamadığı
belirtilmekteydi.
James Mennell, Fiziksel tıp alanında profesördür. Anestezi kullanmadan
omurga patolojilerinin tedavisinde oldukça yararlı ve uygulama alanı bulan yeni
manipülasyon teknikleri geliştirmiştir. Yaşamı boyunca eklem hareketlerini
inceleyerek, istemsiz hareketlerin manipülasyonlarında ne kadar önemli
olduğunu saptamıştır. Mennell’in en çok çalışma alanı periferik eklemler
üzerindedir.
James Cyriax. F. M. Kaltenborn manipülasyon konusundaki en önemli
isimlerdendir.
Andrew Taylor Still 1874 yılında ilk osteopatik tekniği geliştirmiştir.
Osteopati; omurga bozukluklarında bozuk segmentteki mobiliteyi arttırarak
ağrısız eklem hareketi kazandırma yöntemidir. Bu işlemi yapanlara da osteopat
adı verilir. Still’in çalışmaları bugün kullanılmakta olan pek çok modern
manipülasyon tekniklerinin doğmasına öncülük etmiştir.
Still’in ilaçsız tedavi etme düşüncesi pekçok doktor tarafından kabul görmemiş
ama Oliver Wendell Holmes, ‘eğer bütün tıpta kullanılan ilaçlar denize atılsa
insanlık açısından çok iyi, fakat balıklar açısından çok kötü olurdu’ diyerek Still’i
desteklemiştir. Still’in görüşü aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
1. Vücut bir bütündür.
2. Vücudun kendi kendini iyileştirme gücü vardır. Sağlığın devamlılığı ve
hastalıklardan kurtulabilmesi için gerekli her şey insan vücudunda
mevcuttur. Hekimin rolü bu kapasiteyi harekete geçirme ve
kuvvetlendirme olmalıdır.
3. Kas-iskelet sistemi bütün vücut yapısının tamamlayıcı bir parçasıdır. Bu
sistemdeki bir bozukluk bütün vücudu etkiler.
4. Yapı-fonksiyon işbirliği önemlidir. Vücut yapısı fonksiyonu yönetirken
fonksiyon da yapıyı olumlu yönde etkiler.
5. Vücudun fonksiyonel kapasitenin düzelmesi iyilik düzeyinin artmasını,
hastalık ve sakatlıktan kurtulmasını sağlar.
Günümüzde boyun ve bel ağrısı birçok endüstrileşmiş ülkede epidemi
boyutlarına ulaşmıştır. Yaşamların bir döneminde tüm erişkinlerin yaklaşık
%80’inin bel ağrısı ve %50’sinin boyun ağrısı çekeceği tahmin edilmektedir.