Masallar
Yazar Soner Koşan • Çocuk Nöroloji Uzmanı • 23 Ekim 2017 • Yorumlar:
1-Masal dinlemek ya da okumak çocuklar için neden önemlidir?
Masalların çocuklar üzerinde birçok yararı vardır. Masallar çocukların, hayal güçlerinin gelişimi, iletişimleri, yaratıcılıkları, umutları için çok önemlidir. Masallarla birlikte bizler olmazların olur, imkânsız denen şeylerin aslında yapılabilir olduğunu öğreniyoruz. Masallar, hayal gücümüzün ve yeteneklerimizin gelişiminde çok önemli bir rol oynar.
Masalı nerede dinleriz? Sıcacık ve en güvenli yer olan yatağımızda
Masalı kimden dinleriz? En güvendiğimiz kişilerin sımsıcak sesinden (Anne, baba, dede, anneanne, babaanne…)
Masalı hangi zaman biriminde dinleriz? Yatarken yani en savunmasız halde ve uykuya dalarken.
Bu kadar özel olguların bir araya geldiği yerde algılar açılır, yaratıcı fikirler her yeri sarar ve çocuklar mutlu bir şekilde uykuya dalar. Bunlar bile aslında masalın ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor.
2-Çocuklara okuyacağımız ya da anlatacağımız masalları seçerken nelere dikkat edilmeli?
Masal okumaktan daha çok masalın anlatımının daha önemli olduğunu düşünüyorum. Uyduruk masallar anlatın çocuklarınıza. Size, çocuklarınıza dair masallar olsun. Bu masallarda balıklar ağaca tırmansın, kuşlar, denizin altında yüzsün, ağaçlar yürüsün, olmazlar olur olsun, vahşi hayvanlar sevimli olsun, kimse kimseyi öldürmesin, yaralamasın, masallar ölmek, öldürmek, öfke, kin, sınıf, ideoloji, zengin fakir, güçlü, güçsüz ikilemleri olmasın. Peki ne olsun diyeceksiniz? Yeni yeni fikirler, umutlar, heyecanlar, icatlar, yaşam şekilleri, sevgiyle organize edilen cümleler, birliktelik, farklı düşünceler, farklılıklar… gibi birçok konuyu birleştirebilir ve çocuklarınızı da masallara katarak anlatabilirsiniz.
Klasik masalları anlatmayın. Örneğin Pamuk prenses ve yedi cüceler, Hansel & Gratel veya Kırmızı başlıklı kız masallarını. Bu masallara dikkat edin içinde öfke, kin, korku, teslimiyet, sosyoekonomik sınıf farklılıkları, efendi, köle gibi çocuklarımıza sınırları net çizdiren bilinçaltı motifler var. Bu yaklaşımlar çocuklarımızın hayal güçlerini ve özgüvenlerini zayıflatan etkenlerden biri olarak karşımıza çıkmakta.
Örneğin Kırmızı Başlıklı kız masalına bir göz atalım.
Ormanda yaşayan tatlı, şirin bir kız olan Kırmızı Başlıklı Kızın bir adı bile yoktur. Ailesi, ” nasıl olsa kızımız büyüyünce kırmızı başlıklı bir elbise giyer, adını da Kırmızı Başlıklı Kız koyarız” demiş. Bu kızcağızın hiç arkadaşı yokmuş. Tek görevi her sabah kalkıp anneannesine yemek götürmekmiş. Hem de aç ve zeki kurtlarla dolu bir ormandan geçerek. Bir gün de babası kızına dönüp “Ya yavrum sen gitme, küçüksün, ben giderim” ya da “nasıl olsa anneannen yalnız yaşıyor, hem de yaşlı ve hasta bir kadın, gidip getireyim de bizim evde yaşasın” demiyor. Niye demiyor? Çünkü baba evde anneyle yalnız kalma hayalleri kuruyor. Zaten anne hiç ortalıkta görünmüyor. Bir rivayete göre de; anne ve baba Kırmızı Başlıklı Kızlarından kurtulmak için kurtlarla dolu ormana anneanneye yemek götürmesi için onu ikna ediyorlarmış. Tabii Kırmızı Başlıklı Kız, saf ve hiç bir şeyden haberi olmadan her gün kırmızı başlıklı elbisesini giyip, aç kurtlarla dolu ormandan geçerek anneannesine gidiyormuş. Kurtlar da o kadar zeki ki; küçük Kırmızı Başlıklı Kız’ı yemek için bir insanın bile tasarlamakta zorluk çekeceği planı gerçekleştiriyor. Önce Kırmızı Başlıklı Kız’ın karşısına çıkıp dostça sohbet ediyor, kırmızı başlıklı kızdan anneannesinin adresini öğrenip navigatsyonu kullanıp oraya gidiyor. Anneannesi hasta olduğu için bir çırpıda onu yiyip pardon yutup mideye indiriyor. Tabi bu yemek Kurdu kesmiyor bir de tatlı niyetine Kırmızı Başlıklı kızı yiyeyim diyor ve minik bir kızı yemek için kılıktan kılığa giriyor anneannesinin yatağına yatıp kırmızı başlıklı kızı bekliyor. Tabii kurt şakır şakır insanca konuşmaya başlamış, aksan dahi kalmamış. Yani; kurt gitmiş yerine karizmatik biri gelmiş. Kırmızı Başlıklı Kız astigmat, miyop, hipermetrop, bildiğiniz bilmediğiniz tüm görme ile ilgili sorunları varmış. Yoksa yalnızca anneannesinin pijamasını giyen bir kurtla anneannesini ayırt edememesini nasıl açıklayacağız? Neyse masalımıza devam edelim. Kırmızı Başlıklı Kız bir şeyler fark ediyor ama anneannesine de toz konduramıyormuş. Saf, yakını görme sorunu olan ve IQ ‘su düşük olan bu kızcağız her şeye rağmen şüphelerini gidermek için kurda yaklaşarak sorular sormaya başlıyor. “Anneanne neden senin gözlerin, ellerin, ağzın büyük?” diye. Kurtta aksansız diliyle tatlı tatlı cevap verip son cümlesiyle birden ağzını açıp Kırmızı Başlıklı Kız’ı yemeye çalışıyor. Burada masal anlatımı ikiye ayrılıyor bir anlatıma göre: O ana kadar saf, görme sorunu olan, çıtı pıtı kız gidiyor, Zeyna gücüne kavuşmuş, görme sorunu olmayan tecrübeli bir sapığa dönüşüyor. Önce bir hamleyle kurdun kuyruğundan tutup yere çalıyor, sonra hızlı bir şekilde dolaptan makası alıp kurdu öldürmeden ve anestezi kullanmadan karnını yarıp anneannesini kurtarıyor, midesini taş ile doldurup sonra usta bir cerrah gibi dikip nehrin kenarına atıyor. İkinci bir anlatıma göre de: Kurt bu saf kızı da yiyor pardon yutuyor sonra avcılar geliyor kurdun kafasını balta ile kesiyor ve anne ane ve kızı kurtarıyor.
Bu saçmalığı dinleyen çocuklarımızın da, mutlu sonla kendinden geçerek “Ay ne güzel bir masal. Ne güzel yapmış Kırmızı Başlıklı Kız, yaşasın” demesini bekliyoruz. Çocuğunuz bu masalıdünyada en çokgüvendiği kişiden ve ensavunmasız olduğu yerde, yani yatakta dinliyor. Umarım çocuklarınıza bugünden itibaren daha farklı, içinde sevgi ve umut olan masallar anlatırsınız.
3-Masal seçiminin çocuk için önemi nedir?
2-10 yaş arası çocukların kendini, çevreyi, tanımlamaları, sınırları, kişileri, kültürü, yasakları, özgürlükleri, kuralları tanıma yaşı. Bu yaşlarda anlatılan ve çocukların can kulağı ile dinledikleri masallar, çocuklara dizayn verme yerine ufuklarını, umutlarını, zihinlerini açan içerikler olması çocukların gelişimi için çok önemli.
Çocukların imajinasyonu çok güçlüdür. Birçok minik şeyden büyük kurgular oluşturabilir veya büyük olguları minikleştirebilir. Çocuklarımız çoğunlukla bizim negatif taraflarımızı alırlar. Bu negatif davranışlarımızı bazen bize sinyal verebilmek, bazen de bize karşı kendilerini savunabilmek için kullanırlar. Bunları yaparken de çok fazla hayal güçlerini kullanırlar. Hayal gücü çocuğun yaşamdaki en büyük kaynağıdır. Bu kaynağı birbirimize olan yaklaşımlarımız, çocuklarımızla olan iletişimiz, olaylara verdiğimiz tepkilerimiz, masallardaki içerikle ve birçok olgu ile beslenir. Bu yüzden masallar mutluluğumuzu etkileyen önemli bir unsurdur.
4-Hangi yaşta nasıl masallar seçilmeli?
Her çocuk nevi şahsına münhasır doğar ve her aile kendi sosyal, siyasal, kültürel, dinsel, sosyal yaklaşımlarına göre çocuklarını yetiştirir. Bu kadar karmaşık bir yapıda şu yaşta şu masallar anlatılması gerekir demek çokta doğru olmaz. Ama dikkat edilmesi gereken nokta. Masalların özgür, yaratıcı olması ve öfke, kin, nefret, ölüm, yasaklayıcı, emredici yaklaşımı olmaması gerekir.
Bilinçli ebeveynler okulu ile 4 yıldan beri 200’den fazla okulda ve kurumda 14.000’den fazla ebeveyne “Bilinçli Ebeveynler Okulu” eğitimlerini verdik. Bu eğitimin sloganı “Bilinçli ebeveyn pedagojik yayınları çok okuyan veya çok araştıran değil, sevgisini filtresi ve koşulsuz verendir” Bu şiar ile yola çıktık ve reçete verme yerine ebeveynin kendisini fark etmesini sağladık. Çok güzel grup terapisi tadında çalışmalarımız oldu ve devam etmekte. Bu eğitimlerimizin bir bölümü de masallar ile ilgiliydi. Masalları bu şekilde anlattığımızda ebeveynlerden çok güzel, yazılı ve sözlü olumlu geri bildirimler aldık. Dışarıda zaten yeterince kural ve yasak var çocuklarımız en azından masallarda özgür, barışçıl ve yarış olmadan hayal kursunlar ki çocuklarımız büyüdüklerinde düşünceleriyle, icatlarıyla, yönetim şekilleriyle bizlere özgüveni, mutluluğu verebilsin.
Bilinçli Ebeveynler Okulu nedir?
İsterseniz Bilinçli ebeveynler Okulunu bizim dilimizle değil de ebeveynlerimizin diliyle anlatalım. Çünkü ne anlattığımız kadar karşı tarafın ne anladığı çok önemli.
-
Uyduruk masallar anlatmaya başladığımda çocuğum önce çok şaşırdı sonra çok sevdi ve her gün farklı bir kahramanla masalı anlatıyoruz. Çocuğum çok daha mutlu. Gece ağlamaları çok azaldı. Teşekkürler
-
Başkasıyla problem yaşadığımda çocuğuma sarılırdım. Ona meğerse nasıl ağır bir sorumluluk yüklemişim. Çocuğum bu yüzden benden kopamıyormuş.
-
Meğerse çocuğum benimle baş etmek için inadıma gidiyormuş.
-
Ortam güvenilir olduğu halde aşırı korumacı yaklaşımım yüzünden çocuğum özgüvensiz ve pısırık olmuş.
-
Hiçbir çocuk haylaz, korkak, şımarık, başarısız doğmuyormuş. Bizse her istediğimiz olmadığında kime çektin diyoruz. Onu böyle yapan bizleriz ☹
-
Çocuğum bana sinyal olarak gösterdiği dağınıklığı, agresifliği bir süre sonra benim anlayışsızlığım yüzümden özümsüyormuş.
-
Ona sunduğum aşırı sevgi ve ilgi ne kadar zararlıymış.
-
Çocuğumu yanımda yatırmamam gerekiyormuş. duygusal gelişimi için önemliymiş.
-
Çocuğumun gece gelip ‘Seninle yatabilir miyim?’ demesi, güven ve yalnızlık probleminden ileri gelebiliyormuş…
-
Çocuğuma her sınavı için ödül ya da ceza verirdik. ilk rüşveti ona biz vermişiz.
-
Oğlumun artık her saldırgan davranışında ‘neden yaptın?’ değil, ‘ne hissederek’ yaptın diyerek duygusunu anlayacağım ve ona daha yakın olacağım.
-
İnternet oyunlarında kazandığı bonuslar, altınlar, puanlar ona kendisini değerli hissettirdiği için oyun bağımlısı olmuş hâlbuki. Artık onu daha çok takdir edeceğim.
Bilinçli ebeveynler Okulu eğitimleriniz devam ediyor mu?
Bilinçli Ebeveynler Okulu Eğitimlerimiz kurumlarda, okullarda ve bireysel başvurularda S Konsept Akademi ve ADED (Aile Danışmanlık Terapi Eğitim Derneği) olarak Türkiye’nin birçok yerinde eğitimlerimiz devam etmekte.