Meme Kanseri
Yazar Sanem Apa Doğan • Diyetisyen • 16 Ağustos 2018 • Yorumlar:
Son yıllarda özellikle kadınların korkulu rüyası haline gelen meme kanseri yapılacak küçük tetkikler ile yaşamınızı etkilemeden kontrol atına alınabilir.
Kanser hücreleri aslında hepimizin vücudunda var. Ancak çevresel faktörlerinde etkisiyle onu değişime uğrattığımız zaman bu etkiye maruz kalmış hücrelerin kanser hücresine dönüşme riski ortaya çıkıyor.
Normal ve sağlıklı bir meme hücresinin değişime uğraması ve diğer vücut hücrelerine yayılması ile meme kanseri oluşur. Hem kadınlar hem erkekler meme kanseri olabilirler. Ancak kadınların en sık karşılaştığı kanser türüdür meme kanseri.
Meme kanserinin oluşum nedenleri arasında;
- Kalıtım
- Hormonlar
- Beslenme olarak sıralanabilir.
30 yaşını geçen her kadının her banyodan sonra kendi kendine yapacağı düzenli fiziksel muayene ile meme kanseri gelişimini takip edebilir. Bu muayene de meme dokusunda bir farklılık olup olmadığı incelenir. 40 yaşından sonra ise fiziksel muayeneye ek olarak her yıl düzenli olarak mamografi çektirmeli (meme filmi) ve düzenli olarak doktor kontrolünden geçmelidirler.
Kendi kendinize yaptığınız fiziksel muayenede;
- Memede ağrı
- Memede veya memeye yakın olan kol altında şişlik
- Memenin büyüklüğünde veya şeklinde değişiklik
- Meme başında yumuşaklık ve akıntı
- Meme derisinde portakal kabuğu görünümü
- Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması
- Memede iki haftadan uzun süre ele gelen sertlik veya kitle
gibi durumlarla karşılaşıyorsanız hemen doktorunuzla görüşmelisiniz.
Diğer birçok kanser türünde olduğu gibi meme kanseri ile beslenme arasında önemli bir ilişki vardır. Kanser hastalığı üzerine araştırma yapan uzmanlar bazı besinlerin içerdikleri maddelerin kanser riskini arttırdığını belirtmekteler.
Bu besinler;
- Yağlı tüm hayvansal besinler
- Sucuk, sosis, salam, pastırma, jambon gibi şarküteri ürünleri
- Tereyağı
- Kızarmış besinler
- Tütsülenmiş besinler
- Tuzlanmış veya salamura yapılmış besinler
- Doğrudan ateşte pişirilmiş etlerdir.
Yukarıda sıralanan besinler gibi bazı besinler vücutta dokularla olumsuz etkileşime girerek kanser riskini arttırabilirler. Bu nedenle tüketimleri mutlaka sınırlandırılmalı ve bazı önlemler alınarak tüketimi sağlanmalıdır.Örneğin, kızarmış bir yiyecek veya şarküteri grubu besinlerden tüketecekseniz mutlaka yanında C vitamini kaynağı olan sebze veya meyvelerden bol miktarda tüketin.
Yıllardır yapılan araştırmalar ile bazı besinlerin kanser riskini azaltıcı etki yaratabildiği bulunmuştur. Bu araştırmalara göre kanser riskini azaltıcı besinlerin başında meyve, sebze, kuru baklagiller, tam tahıl ürünleri gelir.
Yumurta, az yağlı süt veya yoğurt, az yağlı peynir, lor ve çökelekte kanser riskini azaltıcı etki gösteren hayvansal besinlerdir.
- Vücut ağırlığınızı ideal seviyede tutmayı hedefleyin.
- Sebze ve meyve tüketiminizi yüksek seviyede tutun, günde 5 kez meyve ve sebze tüketmeyi hedefleyin
- Yağ alımınızı sınırlamayı deneyin. Günlük aldığınız enerjinin % 20- 25 kadarının yağdan gelmesini sağlayın.(sağlıklı yetişkin bireyler bu değer % 30′ a kadar çıkabilmektedir.) Yediğiniz besinleri yağ içeriklerine göre ayarladığınızda tükettiğiniz yağ miktarını da azaltmış olursunuz.
- Omega 3 yağ asitlerinden zengin besinleri beslenme planınıza ekleyin.
- Trans yağ asitlerinden mutlaka uzak durun.
- Kırmızı et tüketiminizi haftada 1- 2 kez olacak şekilde sınırlandırın.
- Tütsülenmiş, yanmış besinleri tüketmekten kaçının.
- Mümkün olduğunca meme kanserine neden olabilecek risklerden kaçının
- İyi beslenmeyi sağlayın
- Kendinizi mümkün olduğunca stresten uzak tutun ve sağlığınızı koruyun.
Yaşamın bize verilen bir armağan olduğunu bilin ve lütfen nefes aldığınız her dakika ona gereken özeni gösterin.