Meme Kanseri

Yazar Mehmet Akgün Tepeli • 8 Ocak 2019 • Yorumlar:

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü ve yaklaşık olarak 8 kadından birinin, hayatının bir döneminde kapısını çalıyor. Oysa erken evrede yakalandığında meme kanseri artık tedavi edilebilir bir hastalık. 20 yaşından sonra ayda bir kez her kadının kendi kendini muayene etmesi, yılda bir kez doktora görünmesi ve bazı görüntüleme tetkikleri erken teşhiste büyük önem taşıyor.

Meme kanseri kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri. Erken saptanamadığında ölüm riski oldukça yüksek. Meme kanserinin erken dönemde saptanmasını sağlayan en önemli olanak; mamografik tarama. Mamografi tetkikiyle, yaklaşık 2 yıl önce meme kanseri oluşumları yakalanabiliyor. Bu oluşumların elle muayene sırasında belli olması için 2 yıl geçmesi gerekiyor.

Meme kanseri konusunda farkındalığın gelişmesi, tarama yöntemleri ile erken tanı konması ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler nedeniyle, meme kanserinden ölümler, geçtiğimiz yıllara göre belirgin azalma göstermektedir. Erken tanı; düzenli kontrol ve meme muayenesi ile başlar. Radyolojik tetkikler ise erken tanıda önemli görüntüleme yöntemleridir.

- 20 yaşından itibaren adet döneminin bitiminde kendi kendine meme muayenesi (ayda bir kere)
- 20-30 yaşından itibaren doktor tarafından yapılacak klinik meme muayenesi (1-3 yılda bir) 
- 40 yaşından itibaren doktor tarafından yapılacak klinik meme muayenesi ve mamografi (yıllık)

ULTRASONOGRAFİ (US)

- Radyasyon etkisi yoktur. Gebelerde de güvenle uygulanır. 
- Genç kadınlarda, yoğun meme varlığında, mamografide saptanan lezyonların değerlendirilmesinde, fibrokistik meme yapısında ultrasonografi gündeme gelir.

DİJİTAL MAMOGRAFİ (MMG) / TOMOSENTEZ

- Mamografi memenin 2 planda görüntülenmesini sağlar. 
- Alınan radyasyon dozu çok düşüktür. 
- Dijital mamografinin tanısal değeri özellikle 50 yaş altı ve yoğun meme yapısı bulunan kişilerde konvansiyonel mamografi cihazına göre daha yüksektir. 
- Digital Meme Tomosentez ile memenin milimetrik planlar halinde 3-boyutlu görüntüsü elde edilir. Bu şekilde özellikle üst üste gelen yoğun meme yapıları arasında kalan lezyonlar daha güvenilir şekilde değerlendirilir. 
- Kanser taraması 40 yaşında başlar, senelik mamografi ile yapılır. Ailede meme/yumurtalık kanseri varlığında ve bazı özel durumlarda taramaya daha erken yaşta başlanır.

MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME (MRI) değerlendirilmesinde, ameliyatlı hastaların meme nüksü takibinde, cerrahi öncesi kemoterapi)

- Yoğun meme varlığında, genetik meme kanseri için risk faktörleri bulunan genç kadınların taramasında, meme koruyucu cerrahi uygulanacak hastalarda, kalan meme dokusunun etkinliğinin değerlendirilmesinde ve diğer görüntüleme yöntemleri ile aydınlatılamamış vakalarda meme MRI uygulanabilir.

BİYOPSİLER

- Lokal anestezi ile meme cildi uyuşturulur. 
- Radyoloji uzmanı, görüntüleme rehberliğinde ince iğne (İİAB), kalın iğne (trucut biyopsi) veya vakum biyopsi yöntemlerini kullanarak lezyon içine girer ve patolojik inceleme için doku örneği alır.

“Meme kanseri genç kadınlarda görülmez bu yanlış bir bilgidir, meme kanseri 50 yaş üstü kadınlarda daha yaygın ancak her yaş kadında ortaya çıkabilir.”

Yaş:

Meme kanseri çoğunlukla 50 yaş ve üzerinde görülüyor. 35 yaş ve altında rastlanma sıklığı daha az. 2000-2004 yılları arasındaki Amerikalı kadınlardaki meme kanseri insidansı 30-34 yaş grubunda 100 binde 25 iken, 45-49 yaş grubunda 100 binde 190'a ve 70-74 yaş grubunda ise 100 binde 455'e yükseliyor. Herediter (kalıtsal) meme kanseri veya genetik bozukluklar nedeniyle oluşmuş meme kanserleri genç yaşlardaki kadınlarda daha sık görülüyor.

Östrojen hormonu:

Bir kadın ilk adetini ne kadar erken görürse (örneğin 12 yaştan önce) ve menopoza ne kadar geç girerse (örneğin 55 yaş), meme kanserine yakalanma riski o kadar artıyor. Doğum kontrol hapı kullanmanın da, çok düşük oranda olsa bile meme kanseri riskini artırdığı düşünülüyor.

Menopoz sonrası hormon tedavisi:

Menopoz dönemindeki, sıcak basması gibi sorunların önlenmesi amacıyla kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca uzun süreli reçete edilen (5 yıl veya daha fazla süreyle) östrojen ve medroksiprogesteron asetat içeren kombine hormon ilaçları, meme kanseri riskini sadece östrojen içeren hormon ilaçlarına kıyasla daha çok artırıyor.

Meme kanseri hikayesi:

Bir kadının bir memesinde daha önce kanser gelişmiş olması, ileride diğer memesinde de kanser gelişmesi riskini yaklaşık 2 kat artırıyor.

Işınlanma (radyoterapi):

Çocukluk çağında başka kanserler nedeniyle (lenf kanseri vb.) göğüs ışınlaması geçirenlerde, meme kanseri görülme sıklığı artıyor.

Beslenme ve çevre faktörleri:

Yağ bakımından zengin beslenme şekli ve kilo alma, özellikle menopozdaki kadınlarda meme kanseri riskini artırıyor. Alkol kullanımı (günde bir kadehten fazla) yine riski artırırken, sigaranın etkisi hala tartışılıyor. Düzenli egzersiz ve fiziksel aktiviteninse meme kanseri riskini azalttığı biliniyor.

Genetik bozukluklar:

Herediter (kalıtsal) meme kanseri genleri (BRCA1 ve BRCA2) tüm meme kanserlerinin yüzde 5-10'unu oluşturuyor.

 

“Kişinin ailesinde meme kanseri öyküsü yoksa kanser riski yoktur bu yanlış bir bilgidir, meme kanseri olan kadınların yüzde 75’inin ailesinde meme kanseri öyküsü bulunmuyor.”

Aşağıdaki belirtilerden en az biri varsa, vakit geçirmeden uzmana başvurulması gerekiyor.

  • Memede veya koltukaltında ele gelen kitle (sertlik, şişlik)

  • Memebaşından akıntı (tek kanaldan kanlı veya şeffaf renkli)

  • Memebaşında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu

  • Memebaşı derisinde değişiklikler (soyulma, kabuklanma)

  • Meme cildinde yara veya kızarıklık

  • Meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü)

  • Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik (kızarıklık vs.)

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)