Meme kanserinde doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
Yazar Kayıhan Çağlar • Genel Cerrah • 4 Şubat 2018 • Yorumlar:
Meme kanseri ülkemizde her 8 kadından 1'inde görülüyor. Erken tanı ve uygun tedavi planlaması ile tamamen iyileşme ve hastalıktan kurtulmak mümkün olabiliyor. Ancak meme kanseri ile ilgili halk arasında doğru bilinen yanlışlar, tanı ve tedavi sürecini olumsuz etkileyerek ölümcül tablolara neden olabiliyor. "1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı"nda meme kanseri ile ilgili bilinmesi gerekenler şöyledir:
“Ailemde meme kanseri yok bende de olmaz”
Yanlış! Her kanser türünde olduğu gibi meme kanseri de genetik risk faktörleri taşımaktadır. Ancak meme kanserlerinin %85'i genetik sebepler dışında gelişmektedir. Aile hikayesinde meme kanseri olmayan kadınlarda da görülebilir.
“Mememi kendim kontrol etmem yeterli”
Yanlış! Kanserde erken teşhis çok önemlidir. Meme kanseri için en önemli nokta herhangi bir şikayet olmadan doktora gitmektir. Memedeki kitle, ele gelecek hale gelmeden çok önce mamografi ile saptanabilir. Hatta kanserleşme aşamasından önce bile memedeki kansere dönüşebilecek lezyonlar saptanabilir. Dolayısıyla hiç şikayet olmadan kontrole gidilmelidir.
“Sık mamografi çektirmek kanser yapar”
Yanlış! Mamografi kansere ya da kanserin yayılmasına neden olmaz. Aksine hastalığın yayılmasını önleyen tedavi sürecinde önemli bilgilere ulaşılmasını sağlar. Mamografi işleminde verilen ışın dozu çok düşüktür. Bir kadın 50 yıl boyunca her yıl mamografi çektirirse, meme dokusu ancak bir kez akciğer röntgeni çektirmiş kadar ışın alır. Belirli aralıklarla mamografi çektirmek sakıncalı değildir. Meme kanserine neden olmaz. Ancak gereksiz mamografi çektirmekten de kaçınılması gerekmektedir. Ayrıca genç yaşta mamografi çektirmenin sakıncası yoktur. Ancak 30 yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun özelliğinden dolayı mamografi ile yeterli görüntü alınamadığından, genç yaşlarda genellikle mamografi yerine ultrason tercih edilir.
“Doğum yapmış, emzirmiş kadınlarda meme kanseri olmaz”
Yanlış! Doğum yapmak ve emzirmek, kadınları meme kanseri açısından belli bir oranda koruma altına almaktadır. Ancak doğum yapan ve emziren kadınların kanser olmayacağı anlamına gelmez.
“Kadınlar menopozdan önce meme kanserine yakalanmıyor”
Yanlış! Meme kanseri her yaşta ortaya çıkan bir kanser tipidir. Menopoza girmeden, doğum bile yapmadan önce erken yaşlarda ortaya çıkabilir. Günümüzde 20’li yaşlarda meme kanserine yakalanmış hastalar vardır.
“Erkekler meme kanseri olmadığı için çok şanslı”
Yanlış! Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir. Ancak bu durum, hastalığın erkeklerde görülmeyeceği anlamına gelmez. Tüm meme kanserlerinin %1’i erkeklerde görülür.
“Elle kontrol ederken mememde bir şişlik hissettim, kesin meme kanseriyim”
Yanlış! Kadınların birçoğunda görülen meme kistleri her zaman kansere işaret etmez. Büyüyüp ağrı yaptıklarında ya da meme kanseri yönünden kuşku uyandırdıklarında bu oluşumlar boşaltılabilir. Ayrıca memedeki kitlenin ağrıması ile kanser arasında bağlantı yoktur. Memede ele gelen her doku kitle demek değildir, her kitle de kanser anlamına gelmez.
“Mememde akıntı oldu, kanser oldum”
Yanlış! Her kadında memeden sıkmakla bir miktar akıntı olabilir. Bu durum kanser belirtisi değildir. Kendiliğinden olan, tek taraflı ve kanlı akıntılar tehlike habercisidir. İncelenmesi gerekir.
“Biyopsi yaptırmak kitlenin kanserleşmesine yol açar”
Yanlış! Herhangi bir kanserin tanısı biyopsi ile yapılabilmektedir. Kitlenin adının konması için en güvenli yoldur. Biyopsi kitlenin niteliğini değiştirmez. Hastalığın yayılmasına neden olmaz.
“Kanserli bir kitlenin ameliyatla alınması kanserin vücuda yayılmasına yol açar”
Yanlış! Kanser vücuda yayılacaksa, kanserli kitleden ayrılan hücreler yoluyla yayılır. Bu kitlenin alınması yayılmayı engeller. Kitlenin alınmasında geç kalınmış ise, ameliyattan önce vücuda yayılmış hücreler, kitlenin kendisi alınsa bile bir süre sonra yeni kitleler oluşturabilir. Bu durumun ameliyatla ilgisi yoktur.
“Bende meme kanseri tespit edildi, mememi kaybedeceğim”
Yanlış! Çok geç kalınmamışsa meme kanseri ameliyatlarında artık memenin tümünün alınmasına gerek yoktur. Yalnızca kanserli dokunun alınmasıyla tedavi tamamlanmaktadır. Gecikmiş olgularda memenin tamamen alınması gerekse bile, aynı seansta hastanın kendi dokularından ya da hazır protezler ile aynı seansta hastanın alınan memesi yerine konabilmektedir.
“Meme kanseri ameliyatı sonrası kolumu eskisi gibi kullanamayacağım”
Yanlış! Genellikle koltuk altı lenf bezlerinin tamamının alınmasına gerek yoktur. Çeşitli yöntemler ile ameliyat sırasında lenf bezlerinin birkaçı işaretlenip alınarak incelenir. Eğer sorun yoksa diğer lenf bezlerine dokunulmaz. Diğer lenf bezlerinin alınması gerekse bile bu durum mutlaka kolun şişmesi anlamına gelmez. Kolun şişmemesi için tedbirler alınmalıdır.