Menopoz
Yazar Eda Adeviye Şahin • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 14 Ekim 2020 • Yorumlar:
Nedir?
Kadın hayatının yaklaşık üçte birini oluşturan menopoz dönemi, günümüzde yaşam süresinin de artmasıyla birlikte oldukça önem arzetmektedir. Bu süreç ile ilgili detaylı bilgilendirme, hasta eğitimi, uygun yönetim ve gerekirse psikolojik destek ile menopoz döneminin sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçirilmesi mümkündür.
Tanım olarak kadınlarda östrojen hormonunun azalmasına bağlı, herhangi bir patoloji olmaksızın menstruel kanamanın en az 12 ay boyunca kesilmesi anlamına gelir. Ortalama görülme yaşı 48- 52’ dir. Menstruel kanamaların durmasının yanısıra vücutta oluşturduğu 4 ana etki nedeniyle sistematik olarak değerlendirilmelidir. Vazomotor semptomlar, osteoporoz, ürogenital atrofi, libidoda azalma, duygu-durum değişiklikleri en çok görülen yan etkileridir. Detaylandırmak gerekirse, menopoz sürecindeki kadınlarda yaşanabilecek başlıca sıkıntılar şunlardır:
*Yaklaşık 3-5 dakika süren ve gün içerisinde hastaların konfor ve konsantrasyonunu etkileyecek düzeylerde olabilen ateş basmaları
*Baş ağrısı
*Uykusuzluk
*Sinirlilik
*Cinsel istekte azalma
*Cinsel ilişkide ağrı
*Genital bölgede hassasiyet, yanma
*Kemik erimesi
*Artmış dolaşım sistemi hastalıkları ve felç riski
Neden oluşur?
Kadınlar yaşlandıkça yumurtalıklardaki folikül sayısı azalır. Östradiol ve inhibin dediğimiz hormonların ana üreticileri olan yumurtalıktaki granüloza hücrelerinde yaş arttıkça azalma meydana gelir. Gonadotropinlerde östrojen ve inhibinin inhibe edilmemesi üzerine Folikül Stimülan Hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) seviyeleri yükselir. FSH seviyelerindeki yükseliş daha çarpıcıdır çünkü LH kandan çok daha hızlı temizlenir. Dolayısıyla menopoz sürecinin belli başlı belirtisinin FSH artışı olduğunu söyleyebiliriz.
Östrojen seviyelerindeki bu düşüş ve FSH, LH hormonlarının artışı hipotalamo-hipofiz-yumurtalık eksenini bozar. Sonuç olarak hormonlarda bu denge oluşturma çabası ve dengesizlik hali adetlerde düzensizliğe neden olur. Ve bu durum adetlerin tamamen durmasına kadar devam edecektir.
Aynı mantık çerçevesinde yumurtalık ve rahim alınması ameliyatlarında da cerrahi olarak menopoz durumu oluşacaktır. Yine yumurtalıkların hormonal üretimini baskılayan ilaç kullanımları özellikle endometriozis ve meme kanserinde antiöstrojenlerin kullanımı da menopozal durumun oluşumuna neden olur.
Tipik olarak 51-52 yaşlarında başlar. Bununla birlikte kadınların yaklaşık %5’i 40-45 yaşları arasında erken menopoz durumu yaşayabilir. Ek olarak, %1’i, 40 yaşından önce prematür menopoz dediğimiz erken menopozal durumla karşı karşıya kalabilir. Bu durum cinsiyet kromozom anormalliklerine bağlı ovaryen yetmezlik kaynaklı olabilir.
Oluşma mekanizması nedir?
Yaşlanan kadınlarda yumurtalık primer foliküllerinin sayısının hızla azaldığı FSH’ın etkilerine yanıtsız miktarlarda olduğu fizyolojik bir süreçtir. Buna karşılık LH piki dediğimiz durum oluşmaz ve yumurtlama meydana gelmez, bu da östrojenin üretiminin azalmasına ve adetlerin durmasına ve doğurganlık çağının bitmesine yol açar. Menopozdan sonra yıllarca FSH ve LH seviyeleri inhibe edilecek karşıt hormon bulunmadığından yüksek kalır. Tolere edici mekanizma olarak adrenal bezler tarafından.testosterondan dönüşüm yoluyla östrojen üretilebilir. Miktar olarak eser de olsa bazı kadınlarda adetin kesilmesi dışındaki diğer hormon eksikliğine bağlı belirtiler hafif geçebilir.
Muayene
Hasta bu şikayetlerle başvurduğu andan itibaren ayrıntılı bir anamnez alınır. Kilo ve boy ölçümü, tansiyon ölçümü, meme muayenesi, vajinal muayene ve pap smear/hpv kültür testleri mutlaka yapılmalıdır. Ayrıntılı bir anamnez ve fizik muayene ile bu dönemde oluşan ve oluşabilecek bir çok rahatsızlıkla mücadele edilebilir. Kemik dansitometrisi ile osteoporoz riski araştırılır. Mammografi ve meme muayenesi, vajinal muayene ve pap smear testleri ile jinekolojik kanserlerin önüne geçmek mümkündür. Eğer postmenopozal kanama mevcut ise mutlaka rahim ağzı, rahim duvarı değerlendirilip endometrial biyopsi ile sonucu netleştirmek hayati öneme sahiptir.
Menopoz denmesi için genellikle laboratuar testine gerek yoktur. Teşhisi 45 yaş üstü kadınlarda yaş ve semptomlara ve diğer koşulların dışlanmasına dayanır. Ayrıca semptomlar laboratuar değişikliklerinden önce de oluşabilir. Bununla birlikte yüksek serum FSH (40 MIU/ML) seviyeleri menopoz tanısını koymakta yardımcıdır. Ek olarak, östrojenler, androjenler ve hormonal kontraseptifler gibi ilaçlar laboratuar sonuçlarını değiştirebilir. Bu nedenle tanıyı koymada primer belirleyici hastanın kliniğidir.
Tedavi
Menopoz tedavisi ve yönetimi, semptomları azaltmak ve uzun vadeli komplikasyonları önlemek amacıyladır.
Hormon Tedavisi
Hormon tedavisi, vazomotor semptomları ve vajinal/ürogenital atrofiyi önleyebilir ayrıca kemik kaybını önler. Tablet, krem, yama gibi çeşitli formları ve düzenli ya da siklik olmak üzere değişik tedavi modaliteleri mevcuttur. Sistemik östrojen, östrojen-progestin veya kombine oral kontraseptifler, östrojen- bazodoksifen, tek başına progestin formları mevcuttur. Karşılanmamış östrojen kullanımı endometrial hiperplazi ve endometrial kanser riskini artıracağından uterusu olan kadınlarda uzak durulması gereken bir tedavi şeklidir. Uterusu olan kadınlarda östrojen-progestin kobinasyon tedavisinin siklik uygulanması önerilir. Sıcak basmalarının şiddetini ve sıklığını önemli ölçüde azaltır ve ürogenital atrofiyi ve uyku bozukluklarını iyileştirir. Aynı zamanda osteoporoza bağlı kırıkların önlenmesinde de faydalıdır. Bunun yanısıra hormon tedavisi, meme kanseri, yumurtalık kanseri, tromboembolizm, felç ve koroner kalp hastalığı riskini artırdığı için, yalnızca en kısa sürece ve en düşük etkili dozda kullanılmalıdır.Meme kanseri, endometrial kanser, derin ven trombozu, pulmoner emboli, karaciğer hastalığı, açıklanamayan vajinal kanama ve koroner kalp hastalığı öyküsü olanlarda kontrendikedir. Atrofik vajinit için özellikle sistemik veya vajinal östrojen kullanılabilir; bununla birlikte başka sistemik semptomlar olmadığında çok düşük dozlarda lokal östrojen tedavisi tercih edilir . Lokalize östrojen tedavisinin ( vajinal halkalar, kremler veya tabletler) kullanımının kan akışını artırdığı ve vajinal atrofiyi tersine çevirdiği gösterilmiştir. Bununla birlikte, aynı zamanda hafif bir tromboembolizm riski taşır.
Selektif Östrojen Reseptör Modülatörleri (SERMs)
Raloksifen, bazedoksifen ve ospemifen gibi seçici östrojen reseptör modülatörleri, endometriyal büyümeyi ve artmış kanser riskini artırmadan östrojen etkisini düzenleme yeteneğine sahiptir. SERM’ler kemik kaybını önlemede ve yararlı lipoprotein seviyeleri teşvik etmede hormon tedavisi ile benzer sonuçlara sahiptir. Raloksifen kemik ve lipidler üzerine östrojen agonistik etkisi gösterir (pro östrojen), ve uterus ve meme üzerine anti östrojenik etkiye sahiptir. Bu nedenle hafif osteoporozu önlemede/tedavi etmede ve serum LDL düzeylerini düşürmede etkilidir. Raloksifen ile benzer bir profile sahip olan bazedoksifen, estrojen ile birleştirildiğinde endometriyumu etkilemez. Yani uterusu olan kadınların progestin almasına gerek yoktur. Bu nedenle östrojen ile kombine edildiğinde sıcak basması gibi vazomotor semptomların tedavisinde etkilidir. Ospemifen vajinal kuruluk gibi ürogenital semptomların tedavisinde etkili olan daha yeni bir SERM’dir.
Hormon İçermeyen Tedavi
SSRI, SNRI, Gabapentin ve klonidin. Bu tedaviler menopoz semptomları için kısa süreli kullanılabilir. Paroksetin ve venlafaksin gibi SSRI’lar ve SNRI’lar sıcak basmaları gibi vazomotor semptomları tedavi eden antidepresanlardır. Özellikle paroksetin bu endikasyon için FDA onaylı tek ilaçtır ve tedaviye başladıktan sonraki bir hafta içinde semptomları azaltır. Vazomotor semptomların tedavisi için FDA onayı olmasa da hem gabapentin hem de klonidinin menopoz dönemindeki sıcak basmalarını azalttığı gösterilmiştir. Gabapentin sıcak basmalarını günde 2 keze kadar azaltır. Klonidin ise diğer ssrı, snrı ve klonidine göre daha az etkili olduğu için hafif sıcak basmalarında tercih edilebilir.
OSTEOPOROZ
Diğer semptomlardan ziyade osteoporoz yaşayan kadınlar için bifosfanatlar, denosumab ve kalsiyum ve d vitamini takviyesi kullanılabilir. Bifosfanatlar osteoklast etkisini ve kemiğin emilimini engeller. Osteoporoz tedavisinde güvenli ve etkili oldukları gösterilmiştir. Bununla birlikte, yüksek dozlarda ve uzunca bir süre boyunca kullanıldığında adinamik kemik gelişimi riski doğurabilir. Buna karşılık, osteoporozlu menopoz dönemindeki kadınlarda (yılda iki kez subkutan uygulama) ile kırık riskini azaltır.
Reçetesiz Çözümler
Tamamlayıcı ve alternatif tedaviler arasında fitoöstrojenler, E vitamini ve omega-3 yağ asitleri bulunur. Menopozun vazomotor semptomlarını tedavi etmek için E vitamini ve omega-3 yağ asitleri kullanılmıştır.Soya, kırmızı yonca ve siyah kokosh gibi fitoöstrojenler de menopoz semptomlarını tedavi etmek için güvenle kullanılmaktadır. Karayılan otu üzerine yapılan çalışmalar, sıcak basmalarını tedavi ederken karışık sonuçlar vermesine rağmen, soya ve kırmızı yoncanın osteoporoz ve yüksek kolesterolün tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir.
Hastalara Öneriler;
Sigara kullanıyorsanız oluşabilecek riskleri en aza indirgemek için mutlaka sigarayı bırakın.
Haftada 150 dk kardiyo egzersizi ve 2-3 gün ağırlık kaldırma egzersizi osteoporoz ve depresyonu engellemede size yardımcı olacaktır.
Sağlıklı bir kilo kontrolü ve sağlıklı beslenme düzeni sağlanmalıdır.
Cinsel aktivite açısından herhangi bir problem yaşadığınızda jinekolog ve gerekirse cinsel terapi uzmanına başvurmaktan çekinmeyin.
Düzensiz adet dönemlerinde son adet döneminden sonra 1 yıl süreyle doğum kontrolü önerilir.
Menopoz semptomları yaşıyorsanız mevcut bir çok tedavi alternatifi nedeniyle mutlaka doktorunuza başvurun.
SONUÇ OLARAK
Menopoz ortalama 48-52 yaşları arasında 1 yıl süreyle adetin kesilmesi durumudur.
Nedeni östrojenin azalmasıdır.
Asla bir hastalık değildir. Ancak sonuçları itibariyle hastanın yaşam kalitesini düşürebilir, cinsel fonksiyonları etkilenebilir, kalp ve damar hastalıkları riski artabilir, kemik kırıklarına ve kaybına yol açabilir. Dolayısıyla mutlaka doktor kontrolünde destek ve tedavi prosedürleri konuşulmalıdır. İyi bir beslenme alışkanlığı edinilmeli, yapay şekerlerden uzak durulmalı, kalsiyum ve d vitamini içeren yiyecekleri günlük tüketmeli, gerekirse ca ve d vit takviye edici gıdalar kullanılmalı ve düzenli egzersiz içeren bir yaşam tarzına geçilmelidir.
Kadın hayatının yaklaşık 3’te biri hatta yaşam sürelerinin uzaması nedeniyle yarısı kadarını içerebilecek menopoz dönemini geçiştirmek kadın yaşamına saygısızlıktır.
Bu dönemde kadınların düzenli eğitim ile süreç ile ilgili bilgilendirilmesi ve eğitimi hayati önem taşımaktadır.