Menopoz

Menopoz kadınlarda adet kanamalarının kesilmesidir ve dolayısıyla üreminin sona ermesi dönemidir. Kadınlarda görülen, çoğunlukla 40 yaş ve sonrası, neredeyse 55 yaşına kadar geçen süre içinde görülen adet kesilmesi dönemidir. Önceleri adet kanaları düzensizleşir, daha sonra tamamen kesilir. Menopoz, yumurtalıkların görevlerini yerine getirememeye başlaması yüzünden ortaya çıkar. Yumurtalıkların doğal ömrü yaklaşık 35 yıldır ve çalışamaz hale gelmeleri yaşlanmanın doğal bir sonucudur. Çoğu kadında menopoz 45-50 yaşları arası başlamaktadır. Batı toplumlarından elde edilen verilere göre ortalama menopoz yaşı 51,5 olup son 100 yıl içinde değişmemiştir. Menopozun 40 yaşından önce olmasına prematür menopoz 45 yaşından önce olmasına ise erken menopoz adı verilir. Özellikle annenin menopoz yaşı ile kız çocuğun menopoz yaşı arasında yakın bir ilişki vardır. Annesi erken menopoza giren kadınlarda erken menopoz riski daha fazladır. Doğum yapmış olan kadınlarda yapmamış olanlara ve doğum kontrol hapı kullanmış kadınlarda kullanmamış olanlara oranla menopoz daha geç olur. Günde 10 veya daha fazla sigara içen kadınlarda menopoz yaşı 1,5 yıl erkene çekilmektedir. Cerrahi müdahale sonucunda yumurtalıklardan birinin kaybı, endometriosis, ve kanser için verilen kemoterapi ve radyoterapi menopozun daha erken gelmesine neden olan etkenlerdendir.

 

MENOPOZUN BELİRTİLERİ VE BERABERİNDE GETİRDİĞİ SORUNLAR

Kanamalarda düzensizlik ve adet kesilmesi: Menopozun temel belirtisi adetlerin kesilmesidir. Özellikle 45 yaşın üzerindeki bir kadında 6 aydan daha uzun süre adet olamama genellikle menopoza işaret eder. Adet kesilmesine eşlik eden ateş ter basmaları ve vajinal kuruluk tanıyı güçlendirir. Bu dönemde kadın fizyolojisinde ve psikolojisinde görülen ve meydana gelen bazı değişiklikler kadının hayatını kötü etkileyerek, birçok hastalığın oluşmasına neden olabilir. Menopoz esnasında fiziksel, zihinsel ve cinsel değişiklikler olduğu doğrudur. Bu durum yaşam kalitesinin ve mutlu bir psikolojinin oluşmasını engeller. Yumurtalıklardaki hormon üretimi yaş ilerledikçe veya menopoz dönemi yaklaştıkça azalır. Bu da adet kanamalarında düzensizliğe neden olur. Bu hormon üretiminin azalmasıyla vücuttaki ısıyla ilgili alanlar etkilenir ve terleme, ateş basması gibi durumlara sebep olur. Menopozun erken dönemlerinde adetsiz geçen dönemleri takiben bazen kanamlar görülebilir. Bu tür kanamalar endometrial hiperplazi adı verilen ve rahim iç tabakasının fazla kalınlaşması ile seyreden bir hastalığın belirtisi olabileceğinden dikkatli bir şekilde irdelenmelidir.

 

Ateş ve ter basmaları:

Bu yakınmalar menopoza giren kadınların %70’inde görülür. Kadınların %35’inde ise günlük yaşamı olumsuz etkileyebilecek kadar sıktır. Nedeni tam olarak belli değildir. Özellikle vücudun üst kısmında ve kafada başlayan ani bir sıcaklık hissini şiddetli bir terleme takip eder. Geceleri daha sık görülebilir ve uykunun bölünmesine neden olur.

 

Ürogenital atrofi:

Östrojen adı verilen kadınlık hormonun menopozla beraber tamamen ortadan kalkması ile vajende kuruluk ve vajen içini döşeyen hücre tabakasında incelme olur. Bunun doğal sonucu olarak da cinsel birleşme daha ağrılıdır. Bazen tahrişe bağlı kanama görülebilir. Vajen hücre tabakasının incelmesi ile beraber mikroplara karşı olan direnç de azalır ve tekrarlayan vajinitler sıkça görülebilir.

 

Osteoporoz:

Menopoza giren kadınlarda en önemli problemlerden biridir. Ülkemizde gerçek yaygınlığı ve ciddiyeti hakkında yeterli ve güvenilir veri yoktur. Osteoporoz postmenopozal (menopoz sonrasında kadınlarda görülen hızlı kemik kaybı) ve senil (yaşlılıkta ortaya çıkan ve her iki cinsi de tutan) olarak ikiye ayrılır. Osteoporoz için bazı risk faktörleri tanımlanmıştır. Erken veya yumurtalıklarının ameliyat ile alınması sonrasında menopoza giren kadınlarda, kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünlerinden yetersiz beslenen kadınlarda, güneş ışığına az maruz kalan özellikle yatalak ve bakım evlerindeki kadınlarda, sigara içenlerde, ailesinde osteoporoz ve buna bağlı kırık öyküsü olanlarda, ince vücut yapısına ve açık renkli tene sahip olanlarda, ve menopoz sonrasında östrojen tedavisi almayan kadınlarda osteoporoz görülme olasılığı artmaktadır.

 

Ruhsal değişiklikler:

Bugün menopozun kadın bedenini dramatik şekilde etkilediğini, kadında fiziksel ve emosyonel dengenin bozulmasına yol açtığını biliyoruz. Menopoz döneminde, fizyolojik değişimlerin yanında birçok kadın psikolojik ve sosyal değişimler de yaşar.

 

Bu dönemde görülen psikolojik ve mental değişiklikleri 4 ana gruba ayırabiliriz:

1- Kognitif (Bilişsel)

2- Duygu durum değişiklikleri

3- Depresyon

4- Alzheimer hastalığı

 

MENOPOZDA Kİ KADINLARDA YAPILMASI GEREKEN İNCELEMELER

Dikkatli bir kişisel öykü ve muayene şarttır. Etraflı bir aile öyküsü alınmalı ve özellikle hormon tedavisinin verilmesi için sakınca oluşturacak durumlar belirlenmelidir. Laboratuar tetkikleri arasında yapılması gerekenler aşağıda sıralanmıştır:

 

PAP Smear testi ve rahim iç tabakasının değerlendirilmesi:

Menopoza kadar düzenli yapılan smear testlerinden hiçbir zaman anormallik saptanmamış olan kadınlarda PAP testinin arası 3 yıla çıkarılabilir.

  • Ultrason ile yumurtalıkları ve rahim iç tabakasının değerlendirilmesi
  • Tam kan sayımı
  • Lipid profili (total kolesterol, HDL ve LDL kolesterol, trigliseridler)
  • Karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST)
  • Kardiyak risk belirteçleri (CRP, homosistein)

 

TSH: Kadınlarda sessiz hipotirodi çok sık görülür ve bu nedenle yıllık taramaların içine katılması önerilmektedir.

 

Mamografi:

40–60 yaş arasında her yıl yapılması önerilmektedir. Ultrason mamografinin yerine geçmez. Ultrason ile mamografide şüphelenilen lezyonların solid yani katı veya kistik yani sıvı dolu olduğunun ayırıcı tanısında kullanılır. Yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda mamografiden elde edilecek olan bilgi daha azdır. Östrojen tedavisi de meme yoğunluğunu artırarak mamografinin yorumlanmasını zorlaştırır. Daha önceden meme protezi taktırmış olan kadınlarda mamografi oldukça güvenilmez olup meme MRI ile incelenmelidir.

 

Kemik yoğunluk ölçümü:

Özellikle risk faktörleri taşıyan ve hormon almak istemeyen kadınlarda önemlidir. Risk faktörü taşımayan ve zaten hormon verilmesi kararlaştırılmış olan kadınlarda verilecek olan kararları etkilemeyeceğinden yapılması gereksizdir.

 

Genetik Risk Profilinin Çıkarılması:

Özellikle son yıllarda giderek önem kazanmaya başlamıştır. Henüz maliyeti yüksek olduğundan herkese uygulanması söz konusu değildir. Menopozda olabilecek sorunlar için riskli genetik yapının belirlenmesi ve verilecek ilaçlardan fayda veya zarar görecek olan kadınların saptanması için kullanılmaktadır. Menopozda Hormon Tedavisi-Seçenekler ve verilme yolları

Menopoz döneminde hormon tedavisi çeşitli şekillerde çeşitli yollardan verilebilir.

 

Hormon Tedavilerinin Çeşitleri

Tek başına östrojen (E) kullanımı :

Rahmi alınmış olan kadınlarda tercih edilen hormon verilme şeklidir. Genellikle kesintisiz olarak ağızdan (oral) veya cilt (transdermal) yolla verilir.

 

Östrojen ile beraber Progesteron (P) kullanımı :

Rahmi olan kadınlarda rahim iç tabakasının (endometrium) aşırı kalınlaşması ve kanser riski nedeniyle östrojenle beraber progesteron da verilmelidir. Menopoza yeni girmiş veya perimenopozal diye tabir edilen menopoz öncesi dönemde olan kadınlarda E+P tedavisi kesintili (siklik) olarak uygulanır. Menopozun üzerinden 1 yıldan fazla geçmiş ise kesintisiz (continuous) verilebilir. Progesteron ağız yolu ile, vajinal yoldan veya içinde progesteron içeren rahim içi araçları kullanılarak rahim içine lokal olarak da verilebilir.

 

Tek başına veya östrojen tedavisine androjen eklenmesi :

Menopozla beraber cinsel istekteki azalmadan yumurtalıklardan salgılanan erkeklik hormonlarının kaybı sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle androjen verilmesi gündeme gelmiştir. Östrojen ile beraber androjen alan kadınlarda cinsel istekte ve cinsel fantezilerde artma saptanmıştır. Doz ayarlamasının çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Eğer yüksek doz verilirse tüylenme ve cilt bozuklukları yapabilir.

 

Hormonlara benzer etki gösteren maddeler (Tibolon) :

Tibolon hem östrojen, hem progesteron, hem de androjen reseptörlerine bağlanarak etki eden bir nonsteroidal maddedir. Kesintisiz olarak kullanılır ve östrojenin pek çok yan etkisini göstermez. Kanama yapmaz. Östrojen ile olasılığı artan meme kanseri riski tibolon ile daha azdır.

 

Bitkisel östrojenler (Fitoöstrojenler) :

Black cohosh veya isoflavin adı verilen maddeleri içerirler. Vücutta zayıf östrojenik etki gösterirler. Yapılan çalışmalarda menopozun ateş ter basmaları ve vajinal kuruluk gibi akut belirtilerinde gerileme oluşturdukları gösterilmiş olsa da her çalışma aynı sonuçları vermemiştir. Genellikle östrojen tedavisi almak istemeyen veya bu tedavinin verilmesinin sakıncalı olduğu durumlarda kullanılır. Menopozun uzun vadeli yan etkileri üzerindeki yarar veya zararları tam olarak belli değildir.

 

Hormon Tedavisinin Verilme Yolları 

Hormon tedavisi ağızdan, cilt yolu ile, burun yolu ile, vajinal yoldan veya rahim içine lokal olarak verilebilir. Östrojen hormonu genellikle ağızdan veya cilde yapıştırılan flasterler ile verilir. Her iki yoldan verildiğinde de benzer etkiler gösterir. Kolesterolü yüksek olan kadınlarda ağızdan, trigliseridleri yüksek olanlarda ise cilt yolu ile verilmesi tercih edilir. Cilt yolu ile verildiğinde karaciğerden ilk geçiş etkisi göstermediğinden doğrudan kana karışır ve hedef dokulara ulaşır. Östrojenin cilt yolu ile verilmesi sonucunda mide barsak yakınmaları daha az görülür ve kan seviyeleri daha sabittir. Östrojenin hedef dokuları vajen, dış genital organlar, rahim iç tabakası (endometrium), meme, merkezi sinir sistemi ve damar çeperleridir. Vajinal kuruluk gibi yerel yakınmaları ön planda olan kadınlarda östrojen jel veya vajinal kapsüller şeklinde vajinal yoldan verilmelidir. Diğer yakınmaları belirgin olmayan kadınlarda sistemik tedavinin endikasyonu yoktur. 

 

Hormon olmayan tedavi seçenekleri : 

  • Antidepresan ilaçlar ( SSRI, SNRI ) 
  • Bazı antihipertansif ilaçlar 

Menopoz yakınmaları için antidepresanların kullanımı hormon tedavisi alamayan ya da almak istemeyen hastalarda bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda bu ilaçların plasebodan daha etkili oldukları ancak etkilerinin östrojene göre daha zayıf olduğu gösterilmiştir. 

 

Menopoz kadın yaşamının önemli bir bölümünü kapsayan doğal bir süreçtir. Bu dönemin sorunsuz yaşanmasında ilk basamak kişinin kendi yaşamında yeni düzenlemelere gitmesidir. Bu amaçla yeni hobiler edinmek, fiziksel aktivitenin arttırılması, hayvansal yağların azaltılması, bitkisel besinlere ağırlık verilmesi önerilir. Her gün yapılacak 30 dakikalık bir yürüyüş ateş basmalarının sıklığı ve şiddetini azaltırken kemiklerin de güçlenmesini sağlar. Kemik kaybına karşı önlem olarak kalsiyumdan zengin gıda alınmalıdır. Çay, kahve, alkol ve baharatlar ateş basmalarını tetiklediğinden önerilmez.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Ali Öner Erdoğdu Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite Uzm. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Ali Öner Erdoğdu

Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite Uzm. Dr.

Randevu al