Menopoz
Yazar Ali Öner Erdoğdu • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 4 Ocak 2017 • Yorumlar:
Menopoz kadınlarda adet kanamalarının kesilmesidir ve dolayısıyla üreminin sona ermesi
dönemidir. Kadınlarda görülen, çoğunlukla 40 yaş ve sonrası, neredeyse 55 yaşına kadar geçen
süre içinde görülen adet kesilmesi dönemidir. Önceleri adet kanaları düzensizleşir, daha sonra
tamamen kesilir. Menopoz, yumurtalıkların görevlerini yerine getirememeye başlaması yüzünden
ortaya çıkar. Yumurtalıkların doğal ömrü yaklaşık 35 yıldır ve çalışamaz hale gelmeleri
yaşlanmanın doğal bir sonucudur. Çoğu kadında menopoz 45-50 yaşları arası başlamaktadır. Batı
toplumlarından elde edilen verilere göre ortalama menopoz yaşı 51,5 olup son 100 yıl içinde
değişmemiştir. Menopozun 40 yaşından önce olmasına prematür menopoz 45 yaşından önce
olmasına ise erken menopoz adı verilir. Özellikle annenin menopoz yaşı ile kız çocuğun menopoz
yaşı arasında yakın bir ilişki vardır. Annesi erken menopoza giren kadınlarda erken menopoz riski
daha fazladır. Doğum yapmış olan kadınlarda yapmamış olanlara ve doğum kontrol hapı
kullanmış kadınlarda kullanmamış olanlara oranla menopoz daha geç olur. Günde 10 veya daha
fazla sigara içen kadınlarda menopoz yaşı 1,5 yıl erkene çekilmektedir. Cerrahi müdahale
sonucunda yumurtalıklardan birinin kaybı, endometriosis, ve kanser için verilen kemoterapi ve
radyoterapi menopozun daha erken gelmesine neden olan etkenlerdendir.
MENOPOZUN BELİRTİLERİ VE BERABERİNDE GETİRDİĞİ SORUNLAR
Kanamalarda düzensizlik ve adet kesilmesi: Menopozun temel belirtisi adetlerin kesilmesidir.
Özellikle 45 yaşın üzerindeki bir kadında 6 aydan daha uzun süre adet olamama genellikle
menopoza işaret eder. Adet kesilmesine eşlik eden ateş ter basmaları ve vajinal kuruluk tanıyı
güçlendirir. Bu dönemde kadın fizyolojisinde ve psikolojisinde görülen ve meydana gelen bazı
değişiklikler kadının hayatını kötü etkileyerek, birçok hastalığın oluşmasına neden olabilir.
Menopoz esnasında fiziksel, zihinsel ve cinsel değişiklikler olduğu doğrudur. Bu durum yaşam
kalitesinin ve mutlu bir psikolojinin oluşmasını engeller. Yumurtalıklardaki hormon üretimi yaş
ilerledikçe veya menopoz dönemi yaklaştıkça azalır. Bu da adet kanamalarında düzensizliğe
neden olur. Bu hormon üretiminin azalmasıyla vücuttaki ısıyla ilgili alanlar etkilenir ve terleme,
ateş basması gibi durumlara sebep olur. Menopozun erken dönemlerinde adetsiz geçen
dönemleri takiben bazen kanamlar görülebilir. Bu tür kanamalar endometrial hiperplazi adı verilen
ve rahim iç tabakasının fazla kalınlaşması ile seyreden bir hastalığın belirtisi olabileceğinden
dikkatli bir şekilde irdelenmelidir.
Ateş ve ter basmaları:
Bu yakınmalar menopoza giren kadınların %70’inde görülür. Kadınların %35’inde ise günlük
yaşamı olumsuz etkileyebilecek kadar sıktır. Nedeni tam olarak belli değildir. Özellikle vücudun
üst kısmında ve kafada başlayan ani bir sıcaklık hissini şiddetli bir terleme takip eder. Geceleri
daha sık görülebilir ve uykunun bölünmesine neden olur.
Ürogenital atrofi:
Östrojen adı verilen kadınlık hormonun menopozla beraber tamamen ortadan kalkması ile
vajende kuruluk ve vajen içini döşeyen hücre tabakasında incelme olur. Bunun doğal sonucu
olarak da cinsel birleşme daha ağrılıdır. Bazen tahrişe bağlı kanama görülebilir. Vajen hücre
tabakasının incelmesi ile beraber mikroplara karşı olan direnç de azalır ve tekrarlayan vajinitler
sıkça görülebilir.
Osteoporoz:
Menopoza giren kadınlarda en önemli problemlerden biridir. Ülkemizde gerçek yaygınlığı ve
ciddiyeti hakkında yeterli ve güvenilir veri yoktur. Osteoporoz postmenopozal (menopoz
sonrasında kadınlarda görülen hızlı kemik kaybı) ve senil (yaşlılıkta ortaya çıkan ve her iki cinsi de
tutan) olarak ikiye ayrılır. Osteoporoz için bazı risk faktörleri tanımlanmıştır. Erken veya
yumurtalıklarının ameliyat ile alınması sonrasında menopoza giren kadınlarda, kalsiyumdan
zengin süt ve süt ürünlerinden yetersiz beslenen kadınlarda, güneş ışığına az maruz kalan
özellikle yatalak ve bakım evlerindeki kadınlarda, sigara içenlerde, ailesinde osteoporoz ve buna
bağlı kırık öyküsü olanlarda, ince vücut yapısına ve açık renkli tene sahip olanlarda, ve menopoz
sonrasında östrojen tedavisi almayan kadınlarda osteoporoz görülme olasılığı artmaktadır.
Ruhsal değişiklikler:
Bugün menopozun kadın bedenini dramatik şekilde etkilediğini, kadında fiziksel ve emosyonel
dengenin bozulmasına yol açtığını biliyoruz. Menopoz döneminde, fizyolojik değişimlerin yanında
birçok kadın psikolojik ve sosyal değişimler de yaşar.
Bu dönemde görülen psikolojik ve mental değişiklikleri 4 ana gruba ayırabiliriz:
1- Kognitif (Bilişsel)
2- Duygu durum değişiklikleri
3- Depresyon
4- Alzheimer hastalığı
MENOPOZDA Kİ KADINLARDA YAPILMASI GEREKEN İNCELEMELER
Dikkatli bir kişisel öykü ve muayene şarttır. Etraflı bir aile öyküsü alınmalı ve özellikle hormon
tedavisinin verilmesi için sakınca oluşturacak durumlar belirlenmelidir. Laboratuar tetkikleri
arasında yapılması gerekenler aşağıda sıralanmıştır:
PAP Smear testi ve rahim iç tabakasının değerlendirilmesi:
Menopoza kadar düzenli yapılan smear testlerinden hiçbir zaman anormallik saptanmamış olan
kadınlarda PAP testinin arası 3 yıla çıkarılabilir.
Ultrason ile yumurtalıkları ve rahim iç tabakasının değerlendirilmesi
Tam kan sayımı
Lipid profili (total kolesterol, HDL ve LDL kolesterol, trigliseridler)
Karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST)
Kardiyak risk belirteçleri (CRP, homosistein)
TSH: Kadınlarda sessiz hipotirodi çok sık görülür ve bu nedenle yıllık taramaların içine katılması
önerilmektedir.
Mamografi:
40–60 yaş arasında her yıl yapılması önerilmektedir. Ultrason mamografinin yerine geçmez.
Ultrason ile mamografide şüphelenilen lezyonların solid yani katı veya kistik yani sıvı dolu
olduğunun ayırıcı tanısında kullanılır. Yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda mamografiden
elde edilecek olan bilgi daha azdır. Östrojen tedavisi de meme yoğunluğunu artırarak
mamografinin yorumlanmasını zorlaştırır. Daha önceden meme protezi taktırmış olan kadınlarda
mamografi oldukça güvenilmez olup meme MRI ile incelenmelidir.
Kemik yoğunluk ölçümü:
Özellikle risk faktörleri taşıyan ve hormon almak istemeyen kadınlarda önemlidir. Risk faktörü
taşımayan ve zaten hormon verilmesi kararlaştırılmış olan kadınlarda verilecek olan kararları
etkilemeyeceğinden yapılması gereksizdir.
Genetik Risk Profilinin Çıkarılması:
Özellikle son yıllarda giderek önem kazanmaya başlamıştır. Henüz maliyeti yüksek olduğundan
herkese uygulanması söz konusu değildir. Menopozda olabilecek sorunlar için riskli genetik
yapının belirlenmesi ve verilecek ilaçlardan fayda veya zarar görecek olan kadınların saptanması
için kullanılmaktadır. Menopozda Hormon Tedavisi-Seçenekler ve verilme yolları
Menopoz döneminde hormon tedavisi çeşitli şekillerde çeşitli yollardan verilebilir.
Hormon Tedavilerinin Çeşitleri
Tek başına östrojen (E) kullanımı :
Rahmi alınmış olan kadınlarda tercih edilen hormon verilme şeklidir. Genellikle kesintisiz olarak
ağızdan (oral) veya cilt (transdermal) yolla verilir.
Östrojen ile beraber Progesteron (P) kullanımı :
Rahmi olan kadınlarda rahim iç tabakasının (endometrium) aşırı kalınlaşması ve kanser riski
nedeniyle östrojenle beraber progesteron da verilmelidir. Menopoza yeni girmiş veya
perimenopozal diye tabir edilen menopoz öncesi dönemde olan kadınlarda E+P tedavisi kesintili
(siklik) olarak uygulanır. Menopozun üzerinden 1 yıldan fazla geçmiş ise kesintisiz (continuous)
verilebilir. Progesteron ağız yolu ile, vajinal yoldan veya içinde progesteron içeren rahim içi
araçları kullanılarak rahim içine lokal olarak da verilebilir.
Tek başına veya östrojen tedavisine androjen eklenmesi :
Menopozla beraber cinsel istekteki azalmadan yumurtalıklardan salgılanan erkeklik hormonlarının
kaybı sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle androjen verilmesi gündeme gelmiştir. Östrojen ile beraber
androjen alan kadınlarda cinsel istekte ve cinsel fantezilerde artma saptanmıştır. Doz
ayarlamasının çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Eğer yüksek doz verilirse tüylenme ve cilt
bozuklukları yapabilir.
Hormonlara benzer etki gösteren maddeler (Tibolon) :
Tibolon hem östrojen, hem progesteron, hem de androjen reseptörlerine bağlanarak etki eden bir
nonsteroidal maddedir. Kesintisiz olarak kullanılır ve östrojenin pek çok yan etkisini göstermez.
Kanama yapmaz. Östrojen ile olasılığı artan meme kanseri riski tibolon ile daha azdır.
Bitkisel östrojenler (Fitoöstrojenler) :
Black cohosh veya isoflavin adı verilen maddeleri içerirler. Vücutta zayıf östrojenik etki gösterirler.
Yapılan çalışmalarda menopozun ateş ter basmaları ve vajinal kuruluk gibi akut belirtilerinde
gerileme oluşturdukları gösterilmiş olsa da her çalışma aynı sonuçları vermemiştir. Genellikle
östrojen tedavisi almak istemeyen veya bu tedavinin verilmesinin sakıncalı olduğu durumlarda
kullanılır. Menopozun uzun vadeli yan etkileri üzerindeki yarar veya zararları tam olarak belli
değildir.
Hormon Tedavisinin Verilme Yolları
Hormon tedavisi ağızdan, cilt yolu ile, burun yolu ile, vajinal yoldan veya rahim içine lokal olarak
verilebilir. Östrojen hormonu genellikle ağızdan veya cilde yapıştırılan flasterler ile verilir. Her iki
yoldan verildiğinde de benzer etkiler gösterir. Kolesterolü yüksek olan kadınlarda ağızdan,
trigliseridleri yüksek olanlarda ise cilt yolu ile verilmesi tercih edilir. Cilt yolu ile verildiğinde
karaciğerden ilk geçiş etkisi göstermediğinden doğrudan kana karışır ve hedef dokulara ulaşır.
Östrojenin cilt yolu ile verilmesi sonucunda mide barsak yakınmaları daha az görülür ve kan
seviyeleri daha sabittir. Östrojenin hedef dokuları vajen, dış genital organlar, rahim iç tabakası
(endometrium), meme, merkezi sinir sistemi ve damar çeperleridir. Vajinal kuruluk gibi yerel
yakınmaları ön planda olan kadınlarda östrojen jel veya vajinal kapsüller şeklinde vajinal yoldan
verilmelidir. Diğer yakınmaları belirgin olmayan kadınlarda sistemik tedavinin endikasyonu yoktur.
Hormon olmayan tedavi seçenekleri :
Antidepresan ilaçlar ( SSRI, SNRI )
Bazı antihipertansif ilaçlar
Menopoz yakınmaları için antidepresanların kullanımı hormon tedavisi alamayan ya da almak
istemeyen hastalarda bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda bu ilaçların
plasebodan daha etkili oldukları ancak etkilerinin östrojene göre daha zayıf olduğu gösterilmiştir.
Menopoz kadın yaşamının önemli bir bölümünü kapsayan doğal bir süreçtir. Bu dönemin
sorunsuz yaşanmasında ilk basamak kişinin kendi yaşamında yeni düzenlemelere gitmesidir. Bu
amaçla yeni hobiler edinmek, fiziksel aktivitenin arttırılması, hayvansal yağların azaltılması,
bitkisel besinlere ağırlık verilmesi önerilir. Her gün yapılacak 30 dakikalık bir yürüyüş ateş
basmalarının sıklığı ve şiddetini azaltırken kemiklerin de güçlenmesini sağlar. Kemik kaybına
karşı önlem olarak kalsiyumdan zengin gıda alınmalıdır. Çay, kahve, alkol ve baharatlar ateş
basmalarını tetiklediğinden önerilmez.
Yazar
Ali Öner Erdoğdu Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite Uzm. Dr.
Randevu al Profili görüntüleyinYorumlar: (0)
Yazar
Ali Öner Erdoğdu
Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite Uzm. Dr.