Menopozal bulgularla başetme
Yazar Ferda Ayhan Yalçın • Pratisyen Hekim • 15 Ocak 2018 • Yorumlar:
Ateş basması, terleme, duygusal dalgalanma deyince aklınıza kadınlarla ilgili hangi durum geliyor?
Evet onu kastetmiştim, menopoz. Gerçekten de dünya çapında milyonlarca kadın her gün bu bulguları ve belki uykusuzluk, göğüslerde acıma, yorgunluk, cinsel istek kaybı ve vajinal kuruluk, idrar kaçırma, karın ve kalça çevresinde yağlanmanın da eklendiği çok daha fazlasını birlikte yaşıyor. Bu bulgular menopoz öncesi, süresince ve sonrası dönemlerde, kadınların vücudundaki östrojen hormonların dengesinin ani ve şiddetli bozulması ve miktarının azalmasıyla ilgili. Ve bu bulgular o kadar yaygın ki, kime sorsanız anlıyor; bazı araştırmalarda bu yaş grubu kadınlarda menopoz bulgularının %85’ler kadar sık görülebildiğini gösteriyor.
Ancak unutmamamız gereken bir bilgi var: Menopoz bir hastalık değil, normal olarak, kadın ömrünün doğurganlık döneminden, yepyeni bir başka faza geçişi. Aslında pek çok kadın da bu zamanı özgürleşme, yeniden hayata bağlanma, fırsatlarla ilişkili yeni bir bakış açısıyla algılıyor. Bu dönemde “menopoz bulguları”nı en hafif şekilde geçirmenin mümkün olduğunu söylesem, sanırım herkes elinden geleni yapar ve bu dönemin de keyfini sürer; zira menopoz sıkıntılı bir dönem olmak zorunda değil.
Ruhsal ve fiziksel stres hormon dengemizi bozar. Yaşam tarzı, ilerleyen yaş, stres başta olmak üzere çevresel faktörler, kadın hormon dengesini bozar; dolayısıyla hormon sentezi ve metabolizması ve hormonlara hücrelerin verdiği cevaplar bozulabilir. Bu demek oluyor ki, vücudun stres cevabı, metabolizma, sıvı dengesi, seksüel fonksiyon ve üretkenlik gibi tüm sistemler bundan etkilenir.
Hormonlarınız dengedeyse iyi uyursunuz, kendinizi daha enerjik hissedersiniz, bağışıklık ve sindirim sistemleriniz, tüm fonksiyonlarınız iyi işler. Stresliyseniz, sadece menopoz bulgularını yaşarken bile, stres hormonunuz kortizol artarak, diğer sistemlerinizin de dengesini bozabilir. Demek ki hormonları dengeleyebilmek için, vücuda bir bütün olarak bakmak gerekiyor; stres yönetimi başta olmak üzere, kötü yaşam tarzı alışkanlıklarından uzaklaşmak, yerine iyilerini getirmek, sağlıklı bir beslenme ve egzersiz planını takip etmek, yapılması gereken ilk şeyler...
Bunlar östrojenler için de geçerli tabiki... Bilindiği gibi östrojen hormonu meme, kemik, kalp damar sistemi ve üriner sistem sağlığı için çok önemli etkilere sahip. bu hormonların dengesini koruyacak her türlü önlem ve yöntem mutlaka kullanılmalı. Böyle davranınca, menopoza ait olası bulguları da daha az yaşamak mümkün olabilecek beraberinde.
Peki neler yapabiliriz, bunlara bakalım.
-
Beslenme:
Öncelikle beslenmemize fitoöstrojen içeren maddeleri katmalıyız. Daha çok susam, keten tohumu, böğürtlen, ahududu, çilek, yaban mersini gibi meyveler, çeşitli meyve ve sebzelerde ve rafine olmamış tahıllarda bulunan lignan adlı madde bunlardan biri. Bu madde barsaklarda enterolakton denilen, zayıf östrojenik bir maddeye dönüşüyor ve eksik olan östrojenlerin yerine iş görebiliyor.
Özellikle domates başta olmak üzere, karpuz, nar, çilek, kırmızı biber gibi kırmızı meyvelere, kırmızı rengini veren likopen adlı madde çok güçlü bir antioksidan olarak vücudumuzu DNA hasarından koruyarak, kanserleri önleme etkisi olduğu gibi, östrojen hormon dengesinde de olumlu etkileri var ve lignanların da etkisini arttırıyor.
Yine 3, 3 Di-İndoilmetan (DIM), turpgiller ( brokoli, lahana, brüksel lahanası, karnabahar) sindirildikten sonra ortaya çıkan bir maddedir. Menopoz öncesi, sırası ve sonrasında bu sebzelerden tüketmek, östrojen hormon dengesine olumlu etki gösterdiği gibi, meme sağlığı açısından da koruyucu etkiler ortaya koyar.
Özellikle östrojen etkisini taklit eden ve meme sağlığı açısından risk oluşturan fitalat, plastiklerdeki BPA (Bisfenol A), teflon ve yapışmaz tavalardaki PFOA (PerFloroOktanoik Asit) lar, diş macunlarındaki triklosan gibi kimyasallar ile, süt ürünlerinde bulunan büyüme hormonları, sudaki flor gibi maddelerden uzak durmamız ve aynı zamanda bunların olası etkisinden korunmak için de, turpgillerden çokça tüketmemiz gerekir.
-
Perimenopoz ve menopozda görülen bütün belirti ve bulgular, bir taraftan da stres yaratarak, hormonal dengenizi daha da bozduğundan, mutlaka stres yönetimini kolaylaştıracak teknikler öğrenmek gerekiyor.
-
Eğer kendinize uygun bir sportif aktivite bulamadıysak, bir an önce planlamalıyız. Günlük tempolu yürüyüşler ve beraberinde haftada 2-3 kere yapılacak kas güçlendirme egzersizleriyle, menopozla ilişkili bulgulardan çok daha kolay kurtulabilirisiniz.
Sonuç: Her zaman olduğu gibi, hayatın bu yeni dönemini de olumlu duygularla kucaklamak ve beraberinde sağlığımızı koruyacak ve geliştirecek basit yaşam tarzı değişiklikleriyle, çevremize ışık saçmamız mümkün. Eğer bütün çabalarınıza rağmen rahatsızlığınız devam ediyorsa, mutlaka konunun uzmanına, yani kadın sağlığı uzmanına görünmenizde fayda olacaktır.