Mental Retardasyon
Yazar Fuldan Kaçar • Fizyoterapist • 4 Şubat 2020 • Yorumlar:
TANIM
Zeka, “amaca yönelik uyumsal davranış” olarak tanımlanabilir. Zeka için bilişsel yetenek tek başına bir ölçüt olarak kullanıldığında, var olan bozukluk bağımsız olarak değerlendirilebilir. Böyle bir durum fiziksel etkilerden, davranış sorunlarından, eğitim güçlüklerinden veya yaşam becerilerinin eksikliğinden/ yokluğundan olabilir. Toplumsal uyum ölçüt olarak alındığında ise bunun bir ruhsal bozukluktan, bir özel öğrenme güçlüğünden veya başka nedenlerle ortaya çıkan toplumsal uyum sorunlarından ayırt edilmesi gerekir.
ZEKA İŞLEVİ Bu karmaşık bir konudur. Zeka işlevi, öğrenme yeteneği ve deneyimden yararlanma, yeni durumlara uyum sağlamak için mantıklı düşünmektir.
Zeka gelişimini ilk tanımlayan Jean Piaget’tir. Piaget, çocukların zeka işlevlerinin erişkinlerden farklı bir durum gösterdiğini, niteliklerinin farklı olduğunu, derecesinin çocuğun yaşı ve deneyimi ile değiştiğini ileri sürer.
2 yaşından küçük çocuklar, Piaget’in tanımlamasına göre, sorunları “duyusal- devinim (sensori-motor) işlem” ile çözerler. Bunlar büyük oranda sınama girişimleri olup duyulardan geri-bildirim ile sağlanan motor etkinlik ile yapılır. 2 yaşından sonra çocuklar hızlı gelişmelerine karşın düşünerek bir çözüm hala bulamazlar. 2-7 yaşları arasındaki “işlem öncesi (preoperasyonel) dönem”de çocuklar nesneleri başka şeylerin simgesi olarak kullanır. Nesnelerin korunumu için gerekli zihinsel kavrama işleminden yoksundurlar. Burada çocuk mantıklı işlemler olmadan algılar. Buna bir örnek, aynı miktardaki suyun çeşitli büyüklüklerdeki kaplara konması halinde bu suyun hacminin değişik miktarlardaymış gibi algılanmasıdır. 7-11 yaşlarını kapsayan “somut işlemsel dönem”de mantıksal düşünme başlar, korunum ilkesi anlaşılır ve davranışların zihinsel simgeleri kazanılır. Çocuğun farkları kavraması, sınıflandırma yeteneğini kazanması ve çevresine uyumda yardımcı olan bazı temel kuralları öğrenmesi bu dönemde olur. Ancak bu dönemde de düşünme yetisi ilkeldir; soyut kavramlar ezberlendiği gibi kullanılır. “Formel işlemsel dönem”,11 yaşından sonra başlayan ve mantıksal düşünmenin erişkinlerin düzeyine geldiği dönemdir. Bu dönemde ergen bir sorunun tüm olası çözümlerini göz önüne alabilir. Soyut kuralları kullanır. Formel düşünce rasyonel ve sistematiktir. Bu dönem bilişsel gelişimin en son aşamasıdır.
Bu bilgiler ışığında mental retardasyonun değerlendirilmesinde kullanılan birçok yöntem vardır. Bu değerlendirmeler, sıklıkla bilişsel, gelişimsel, günlük yaşam aktivite değerlendirmeleri ve yaşam kalitesi alanındaki değerlendirmeleri kapsamaktadır.
EPİDEMİYOLOJİ
Düşük sosyoekonomik gruplarda hafif zeka geriliği yüksek bulunurken, yüksek sosyoekonomik gruplarda düşüktür. İleri zeka geriliği oranı sosyoekonomik durumdan daha az etkilenmektedir. Bunun başlıca nedeni ileri zeka geriliğinin daha çok organik etmenlerden olmasıdır. Zeka geriliği var olarak belirlenenlerin ortalama %75’i çocuk veya ergendir. Eşlik Eden Diğer Yetersizlikler
Motor gelişim alanında; bu çocuklarda
bedensel ve duyusal geriliğe sıklıkla rastlanılır. Örneğin, başlarını tam zamanında tutamazlar, geç otururlar ve geç yürürler. Ayrıca, bu çocuklarda el- göz, el-ayak koordinasyonunda yetersizlikler, denge ile ilgili problemler, ince el becerilerinde yetersizlikler görülebilir. Zihinsel gelişim alanında; bu çocukların öğrenmeleri güçtür ve zaman alır. Dikkat süreleri kısa ve dağınıktır. Bir işte dikkati ayrıntılara verememe, dışarıdan gelen uyarılardan dikkatin kolayca dağılması, yapılan bir işte veya oyunlarda dikkatini sürdürmede zorlanma sık görülür. Yönergeleri kolayca anlayamaz ve bunlara uyamazlar. İşitsel ve görsel algıda problemler yaşarlar.
Dil gelişimi alanında; dil ve konuşma problemleri bulunmakta, ses ve artikülasyon bozuklukları normal çocuklardan daha sık görülmektedir. Sosyal ve duygusal gelişim alanında; bu çocuklar kişinin topluma uyumunda önemli rol oynayan uyumsal davranışlarda yetersizdirler. Duygu ve düşüncelerini ifade etmede zorlandıkları ve sık sık engellenme duygusu yaşadıkları için zaman zaman aşırı tepkiler (kırıp dökmek, bağırmak, kendine veya başkalarına yönelik saldırganlık gibi) gösterebilirler. Yaşça kendilerinden daha küçük çocuklarla oynamayı tercih ederler. Sosyal ilişkilerde başkalarına bağımlı olmayı tercih ederler.
Bütün bu yetersizlikler, mental reterde çocukların bağımsız yaşam becerilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Tüm bireylerin eğitiminde olduğu gibi MR bireylerin eğitiminde de, ileride başkalarına bağımlı olmadan yaşamlarını
sürdürebilmeleri, kendi kendilerine yeterli duruma gelmeleri ve toplumla bütünleşmeleri amaçlanmaktadır. Bu amaca ulaşılması, bireyin bireysel farklılıkları ile yapabildikleri dikkate alınarak eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi ve gereksinimlerine uygun eğitim ortamlarının sunulmasıyla mümkün olabilmektedir.