Migren Şikayetlerini Azaltan 8 Öneri

Yazar Duygu AygünNörolog • 10 Nisan 2018 • Yorumlar:

Baş ağrısı değişik nedenlerle ortaya çıkan ve sık gözlenen bir semptomdur.Her üç insandan birinin hayatlarının bir döneminde ciddi baş ağrısı çektiği tahmin edilmektedir.

Migren, binlerce yıldan beri bilinen ve dünyada en sık karşılaşılan hastalıklardan biridir. Migren nörolojik hastalıklar içerisinde iş görememezlik yaratma gücü,hastalık yükü ve maliyeti muhtemelen en yüksek olanlar arasındadır. Migren ciddi iş gücü kaybı, sosyal sorunlara yol açan, üretim sektöründe tüm hastalıklara bağlı işe gidememe nedenleri arasında 4. sırada yer alan, tanı konulup tedavi edildiğinde kontrol altına alınabilen bir hastalıktır.

Migren, ailesel özellik gösteren bir hastalıktır ,çocukluk çağında, ergenlikte veya erken erişkin yaşta başlayabilir, ilerleyen yaşlarda azalan sıklıkta tekrarlar. Yapılan çalışmalar sonucunda migrenin genel populasyonun %10’undan fazlasını etkilediği saptanmıştır. Erişkin kadınlarda erkeklerden daha fazla oranda görülmektedir.

Migren, tanısı öyküye dayanılarak konan bir hastalıktır. Fizik muayene, nörolojik muayene, laboratuar ve görüntüleme incelemeleri normaldir. Muayene ve diğer incelemeler başka bir hastalığı dışlamak için yapılır. Migren patofizyolojisi, bu konudaki artan çalışmalara rağmen tam olarak aydınlatılamamıştır. Günümüzde migrenin nörovasküler bir hastalık olduğu görüşü yaygındır.

Bir migren atağında başlıca dört dönem vardır;

1) Prodrom evresi; baş ağrısından önceki saatler veya günler içinde öncü fenomenlerin görüldüğü evredir.

2) Aura evresi; Migren aurası, bir atağın öncesinde, beraberinde ve nadiren sonrasında görülen fokal nörolojik belirtilerin bir karışımıdır; Görsel, duyusal ve motor fenomenler şeklinde olabilir .Çoğu 5-20 dakika içinde gelişir ve sıklıkla 60 dakikadan kısa sürer.

3)Ağrı evresi; Migrenin tipik baş ağrısı tek taraflı, baş arkasından başlayan,zonklayıcı, karakterde ,orta-ağır şiddette olarak tanımlanır.

4)Ağrı sonrası evre; Baş ağrısından sonra hasta kendini yorgun, bitkin, huzursuz hisseder ve konsantrasyonu bozulmuş olabilir. Kafatasında duyarlılık ve ruhsal durum değişiklikleri olabilir. Bu evrelerin tümü her atakta olmayabilir. Ağrı çoğu zaman 4-72 saat içinde sonlanır ve ataklar arasında kişi normal hayatına devam edebilir.

Migrenin etkin bir şekilde tedavi edilebilmesi için öncelikle doğru tanı koyulmalı, hastaya tanısı açıklanmalı ve hastayla işbirliği içinde uygun bir tedavi planı hazırlanmalıdır .

Migren ataklarının ortaya çıkışını kolaylaştıran etkenlerin iyice sorgulanıp öğrenilmesinin tedavi açısından önemli değeri vardır.Bunların arasında önlenebilir olanların tanınıp hastanın bunlardan kaçınmasının sağlanması bile atak sayısında kayda değer düşmeler sağlayabilir.

Migrenin farmakolojik tedavisi akut (atağı sonlandırıcı) ya da profilaktik (atağı önleyici) olabilir . Akut tedavi başağrısı başladıktan sonra geri çevirmeyi veya başağrısının ilerlemesini durdurmayı amaçlar. Önleyici tedavi ise o anda başağrısı olmasa bile beklenen atakların sıklığını ve şiddetini azaltmayı amaçlar .

Migren ağrı şiddeti ile yaşam kalitesi ters orantılıdır.Yapılan çalışmalarda migrenli bireylerin atakları sırasındaki ağrının ,günlük ve sosyal yaşamlarındaki yerine bakıldığında bireylerin yaşam kalitesinin genel sağlıklı topluma oranla anlamlı derecede etkilendiği saptanmıştır.

Migren Ağrıları İçin Öneriler;

1. Migren atağınızı tetikleyici faktörünü tespit edip ondan uzak durmaya çalışın;

Bunun tespiti için migren ataklarınızı yazdığınız bir çizelge yol gösterici olur. Ağrının sıklığını,süresini ,şiddetini yazın , atak öncesinde maruz kaldığınız veya atağı tetikleyebilecek unsurları not edin.

2. Özellikle atağınızı tetikleyebilecek olan yiyecek ve içeceklerden uzak durun;

Kafeinli içecekler,yoğurt,çikolata,çerez ,sucuk,salam ,sosis,soğan,incir,peynir,tütsülenmiş et ve balık, diyet soda, çay, kahve, alkollü içecekler (özellikle viski, bira, kırmızı şarap) migren ataklarını tetileyebildiğinden dikkatli olunmalıdır.

3.Öğünlerinizi atlamayın,ara öğünlerinizi ihmal etmeyin.Açlık sonrası olan kan şeker düşüklüğünün migren ataklarınızı tetikleyebileceğini unutmayın.

4.Ağır parfüm ,çamaşır suyu ve sigara gibi kokular migren ataklarını tetikleyebildiğinden uzak durun.

5.Hava ve mevsim değişiklikleri ,lodos ,deniz seviyesinin çok üzerinde olmak ,gürültülü ortam,parıltılı ışık,floresan ,yanıp sönen ışıklı ortamlarda bulunmak atağınızı başlatabileceğinden dikkatli olunmalıdır.Lodoslu havalarda mümkün olduğunca kendinizi koruyun,yüksek rakımda oksijen seviyesinde ve basınçta düşmenin migren atağının tetiklenebileceğinin bilincinde olun,evinizde sarı ışık kullanmayın ve karanlık ortamda televizyon izlemenin ardışık görsel uyarı verebileceğinden atağınızı tetikleyebileceğini unutmayın.

6.Uyku –uyanıklık düzeninize dikkat edin, hergün aynı saatlerde uyuyup uyanmaya özen gösterin,uyku döngünüzü koruyun.Günde 10 saatten fazla veya 6 saattten az alınan uyku migren ataklarını tetikleyebilir.

7. Stresten ,aşırı üzüntü ve baskıdan mümkün olduğunca uzak bir yaşam sürmeye çalışın,kendinize vakit ayırın.

8.Vücudunuzu yoracak fiziksel ve günlük aktivitelerden uzak durun.Migrenin hareketlerle artan baş ağrısı olduğunu unutmayın.

9.Atakların olmadığı ara dönemlerde spor ,yoga ,meditasyon ,masaj gibi aktivitelerle kaslarını gevşetmeye çalışın.Sabahları 10 dk kadar nefes ve rahatlama egzersizleri yapın. Egzersizler seratonin salgılanmasını sağlayarak stresle başa çıkmanıza yardımcı olacak ve dolaşım sisteminizi düzenleyecektir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)