Migren Tedavisi

Yazar Enis BiçererFizik Tedavi Uzmanı • 27 Eylül 2019 • Yorumlar:

BOYUN VE SIRT BÖLGESİNE YAPILAN ENJEKSİYONLARLA BU BÖLGELERDEKİ EKLEM-KAS VE BAĞLARDAKİ HASAR TAMİR EDİLEREK OTONOM SİNİR SİSTEMİ ÜZERİNDEKİ BASKI ORTADAN KALDIRILIR. BÖYLECE MİGREN AĞRISI VE DİĞER BELİRTİLER (IŞIK ÇAKMALARI, BULANIK GÖRME, BULANTI, KUSMA vb.) BERABERİNDE ORTADAN KAYBOLUR.

Migren; öncesinde veya ağrı sırasında ona eşlik eden ışık çarpmaları, kör noktaların oluşması, ellerde ve ayaklarda karıncalanma, bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyetin arttığı ciddi bir baş ağrısı olarak tarif edilir. Migren ağrısını dayanılmaz kılan bu bulguların eşlik etmesi ve bunların saatler hatta günlerce sürebilmesidir.Migren toplumda %10 üzerinde görülme sıklığıyla ciddi bir problem oluşturmaktadır.

Migren Neden Olur?

Migren ağrısının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte; beyne giden kan akımı, sinir sinyal iletimi ve kimyasallarda geçici bir problem oluşmasına bağlı olarak beyin aktivitesinin değişmesine bağlı olduğu düşünülmektedir.Bununla birlikte migren ağrısında sorun sadece beyinde değil, vücudumuzu kontrol eden otonom sinir sistemindeki değişiklikler olmasıdır. Özellikle boyun bölgesinde yerleşmiş olan otonom sinir sistemine bağlı arızalar düzeltildiğinde migren ağrısı da ciddi anlamda gerilemektedir.

Bu yüzden migreni meydana getiren neden belki de çok eskiden olan ve doğru dürüst hatırlamadığımız bir trafik kazası,yüksekten düşme ya da çarpmaya bağlı bir boyun travması olabilir. Ya da boyun ve sırt bölgemizdeki kasların yanlış kullanıma bağlı olarak zamanla hasar görmesi belli bir süre sonra karşımıza baş ağrısı olarak çıkmaktadır. Migren ağrısı çoğu kişi de zamanı ve düzeni belli olmadan bir anda ortaya çıkmaktadır.Bu sebeple migren atağını tetikleyen nedenlerin sayısında artış olması atakların sıklığını artırdığını söyleyebiliriz.

Migren Ağrısını Tetikleyen Nedenler?

Bazı hastalar migren ağrısını tetikleyen faktörleri çok net olarak ortaya koysalar da bu durum bazı kişilerde bu kadar belirgin olmayabilir. Genel olarak migren ağrısını tetikleyen nedenleri sıralayacak olursak;

  • Parlak ve titreyen ışıklar,

  • yüksek ses ve gürültü,

  • dumanlı ortamlar

  • Isı değişiklikleri

  • Keskin, güçlü kokular ve parfümler

  • Fiziksel ve duygusal stres,

  • tansiyon,

  • anksiyete,

  • depresyon veya aşırı heyecanlanma

  • Aşırı yorgunluk,

  • egzersiz ve uzun süren uçak yolculuğuna bağlı jet lag

  • Alerjiler ve alerjik reaksiyonlar

  • Uyku düzeninde değişiklik ve düzensiz uyuma

  • Sigara içme veya sigara içilen ortamda dumana maruz kalma

  • Yeme düzeninde değişiklik,

  • öğün atlama ve buna bağlı kan şekerinin düşmesi

  • Dehidratasyon ( aşırı susuz kalma)

  • Alkol kullanımı

  • Menstruel siklus dalgalanmaları,

  • doğum kontrol hapı kullanımı ya da menopoza bağlı hormonal değişiklikler

  • Gerilim tipi baş ağrısının olması

  • Tiramin içeren yiyecekler (peynir, kırmızı şarap, tütsülenmiş füme balık, incir, fasulye/bakla, tavuk ciğeri)

  • Çikolata, fındık/fındık yağı, avokado, muz, soğan, narenciye ve turunçgiller, süt ürünleri

  • Fermente ya da salamura yapılmış ürünler ve turşu

  • Uyku hapları, Doğum kontrol hapları, hormon replasman terapisi için kullanılan ilaçlar…

Migren ağrısını tetikleyen durumlar her zaman migrenin nedeni olmadığı gibi migreni tetikleyen etkenlerden kaçınmak ta her zaman migren atağını engellememektedir. Ayrıca her kişide migren ağrısını tetikleyen etkenler farklılık göstermektedir.

Migren Belirtileri Nelerdir?

Migrenin belirtileri başağrısı başlamadan önce, başağrısı sırasında ya da başağrısı sonrasında oluşabilir. Bu belirtiler “aura” olarak tanımlanır ve birçok hasta bu belirtiler oluşmaya başladığında belli bir süre sonra migren ağrısının oluşacağını söyler. Her migren ağrısı aynı olmasa da; migrenin tipik belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz: Orta şiddette ya da ciddi bir başağrısı, ağrı genellikle başın tek tarafında sınırlıdır. Ağrı genellikle zonklama ve nabız atışı şeklindedir.

Fiziksel aktivite ağrıyı şiddetlendirir Ağrı nedeniyle günlük rutin aktivitelerde yetersizlik ve güçsüzlük gözlenir Işık ve gürültüye karşı duyarlılık artmıştır ve bu duyarlılık sessiz ve karanlık bir odada uzanarak azalır.Tipik olarak hastalar sessiz ve karanlık bir odada uzanmak isterler. Bazı hastalar terleme, ısı değişikliği, karın ağrısı ve ishal gibi belirtiler gösterir

Auralı Migren

Birçok hasta baş ağrısı başlamadan önce ya da baş ağrısı süresince “aura” denilen bazı uyarı işaretleri tarif ederler. Auralar aşağıda belirteceğimiz algısal bozukluklardan oluşmaktadır; Kafa karıştırıcı düşünceler ve deneyimler Fotoğraf makinesi flaşı gibi parlayan tuhaf ışık çakmaları Görme alanında zikzak çizgiler Görme alanında kör noktalar ya da boş alanlar Kol ve bacaklarında karıncalanma ve iğnelenmeler Konuşma güçlüğü Boyunda, omuzlarda ve kollarda sertlik/katılık, kasılmalar Hoş olmayan, çirkin kokular.

Birçok migren ağrısı çeken hasta ağrılarının geçmeyeceğini ve ömür boyu bu ağrıları çekeceği düşüncesini kabullenmiştir.Çünkü; migren ağrısı nedeniyle birçok doktora ve kliniğe başvurmuş, sayısız tetkikler (MR, Tomografi, Röntgen, Kan Tahlili, vs.) yapılmış ve değişik pek çok tedavi uygulanmasına rağmen migren ağrıları hala devam etmekte ve yapılan her yeni bir tedavi hastayı daha da çok umutsuzluğa sevketmektedir.Peki bu durumun böyle olmasının gerçek nedeni nedir? Günümüzde teknoloji ve tıp bu kadar ilerlemesine rağmen neden migren ağrısı tam anlamıyla tedavi edilememektedir? Çünkü; şu an yapılan tedavilerin büyük bir çoğunluğu sadece ağrıyı kesmeye yönelik tedavi yaklaşımları içermektedir.Yapılan bu tedaviler sonucunda migren ağrısı ya hiç geçmemekte ya biraz hafiflemekte ya da bir süre sonra tekrar başlamakta hatta daha da şiddetlenmektedir.

Migren Tedavisinde Genel Olarak Kullanılan Tedavi Yöntemlerini Sıralayacak Olursak;

  1. İlaçlar(ağrı kesiciler, anti-emetikler, serotonin agonistleri, antidepresanlar, ergot alkoloidleri ve diğer ilaçlar).İlaçlar belli bir süre etkili olabilir ama çoğu ciddi ağrılarda yetersiz kalmaktadırlar ve sürekli ilaç kullanımının da sağlık açısından birçok zararı vardır.Ayrıca ağrıya etki eden ilaç dozu bir süre sonra yetmemekte ve doz artırılmakta ve ilaçların kendisi ağrının nedeni olmaya başlamaktadır.

  2. Botilinium toksini: Sinir kas kavşağını bloke ederek kaslarda felce neden olur ve kas hasarına bağlı başa ğrılarının tedavisinde bir miktar etkili olmaktadır.Ancak etkisinin kısa sürmesi (6 ay kadar), tekrarlanmasının gerekmesi ve bazı yan etkilerinin olması nedeniyle kalıcı bir çözüm olmaktan uzaktır.

  3. Akupunktur:Akupunktur da çok şiddetli olmayan baş ağrılarının bir kısmında etkilidir, fakat tedavi bittikten bir süre sonra ağrılar tekrar başlamayabilmektedir.

  4. Migren ameliyatı: Boyun bölgesinden başımızın yukarısına doğru çıkan sinirlerin diseksiyonu ve kesilmesi işlemidir.Ameliyattan sonra sinir iletimi kesildiği için ağrı bir süre algılanmaz fakat ağrıyı meydana getiren asıl neden ortadan kaldırılmadığı için ağrılar tekrar ortaya çıkmaktadır. Bütün bu tedavilerden başka kullanılan başka yöntemler de bulunmaktadır.Ancak bu tedaviler ve diğer bütün yöntemler sadece ağrıyı kesmeye yönelik yaklaşımlar olduğu ve ağrının asıl nedenini ortadan kaldırmadıkları için belli bir süre etkili olmakta, kalıcı bir sonuç meydana getirememektedirler.

Migren Ağrısının Gerçek Ve Kalıcı Tedavisi Mümkün Müdür?

 

Hayatımızı önemli derecede etkileyen migren ağrılarının tedavisi mümkündür.Bunun için öncelikle hastanın hikayesi iyi bir şekilde dinlenmeli ve ağrının karakteri ortaya konmalıdır.Belkide yıllar önce geçirilen bir trafik kazası, ya da boyuna alınan darbe ya da hastanın sürekli olarak klimaya maruz kalması migren ataklarına neden olmaktadır.Bunun yanında yapılacak fizik muayene ile birlikte kişinin sırt ve boyun kasları ile boyun eklemleri ve bağlarındaki hasar tespit edilerek buna yönelik tedavi uygulanır.

Boyun bölgesine uygulanacak Proloterapi ile birlikte migren ağrısı geçebilir. Proloterapi ile boyun ve sırt bölgesindeki instabilite, eklem ve bağlardaki hasar tedavi edildiği için migren ağrısının asıl nedeni ortadan kaldırılmış olur.Böylece hastalarda kalıcı bir rahatlama sağlanabilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Enis Biçerer Anesteziyoloji Ve Reanimasyon, Ozon Terapi, Proloterapi Uzm. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)