Migrende Yeni Tedavi Yöntemleri
Yazar Göksemin Demir • 5 Nisan 2024 • Yorumlar:
Migren toplumda sık görülen ve yaşam kalitesini düşüren nörolojik bir hastalıktır. En yaygın belirtisi ense, şakak ya da göz çevresinden başlayan zonklayıcı ağrıdır ve hareket ettikçe kötüleşebilir. Eşlik eden bulantı, kusmanın yanında ışık ve sesten rahatsız olma hissi de olabilir. ortaya çıkabilir.
Migren ataklar halinde seyreder. Açlık, uykusuzluk, stres, rakım değişikliği, başta alkol olmak üzere çeşitli gıdalar bu atakları tetikleyebilir. Bu yüzden tetikleyicilerin tespiti ve bunlardan mümkün olduğunca kaçınmak tedavinin en önemli kısmıdır. Migren baş ağrısı, en az 4 saat sürer çoğunlukla tek taraflı başlar ve bazen 2-3 gün boyunca devam edebilir. Migren atakları son 3 ayda 15 günden daha fazla ise ve ayın en az 8 günü migren atağı yaşanıyorsa bu "kronik migren" olarak tanımlanır.
Migren Tedavisinde kişinin baş ağrılarının sıklığına, şiddetine ve eşlik eden diğer tıbbi durumuna bağlı olarak tedavi planlanır.
-
Basamak tedavi: Tetikleyicilerden kaçınma
Migren ataklarını tetikleyebilen birçok unsur vardır. Öncelikle atakları tetikleyen durumları belirleyip, bunlardan değiştirilebilir olanları kişinin hayatından çıkartması çok önemlidir.
-
Kadınlarda hormonal değişimler; Adet kanamasının öncesinde ve kanamalı dönemde migren atakları çok daha sık ve şiddetli geçebilir. Hamilelik veya menopoza girme dönemi migrenin ortaya çıkmasına neden olabileceği gibi, var olan migren ataklarının seyrini değiştirebilir. Oral kontraseptif (doğum kontrol hapları) ve hormon replasman tedavisi gibi hormon ilaçlar da migrenin seyrini kötüleştirebilir.
-
Bazı gıda maddeleri; işlenmiş etler, eskimiş peynir, tuzlu ve işlenmiş gıdalar migreni tetikleyebilir. Birçok yiyecekte bulunan tatlandırıcı aspartam ve koruyucu monosodyum glutamatın migreni tetikleyebildiği bilinir.
-
Yemek düzeninin değişmesi örneğin; öğün atlamak ya da aşırı yemek de migren atağının ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. İçeceklerden alkol, özellikle şarap ve yüksek kafeinli içecekler migreni tetikleyebilir.
-
Stres, migren ataklarında önemli bir rol oynar. Yüksek sesler, parlak ışıklar ya da güneş ışığına maruz kalmak migren atağını başlatabilirler.
-
Uykusuzluk, aşırı uyku, uyku kalitesindeki bozulmalar ve jet lag gibi durumlar migren atağının sıklaşmasına ya da ortaya çıkmasına neden olabilir.
-
Hava değişimleri migren ataklarını tetikleyebilir. Özellikle soğuk havalarda migren hastaları tarafından, migren ataklarının sıklaştığı ifade edilmektedir.
Yalnızca beslenmeye dikkat etmek bile ağrılarda %30’luk bir azalma sağlayabilir. Migren ataklarının sayısını ve şiddetini tetiklediği bilinen besinlerden uzak durmak, hastanın yaşam kalitesini yükseltmektedir. Ancak bu besinler her hasta için aynı etkiyi yapmayabilir. Bu nedenle listede yer alan besinlerin hepsinin birden diyetten çıkartılması yerine en çok tüketilen ve ağrıyla ilişkisi en muhtemel olanların birer birer diyetten çıkartılması daha uygundur.
-
Peynir ( sert, yıllanmış, tütsülenmiş ve bekletilmiş tuzlu olanlar)
-
Alkollü içecekler
-
Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, işkembe, sucuk, salam, sosis, pastırma gibi şarküteri ürünler)
-
Deniz ürünleri (kalamar, karides, midye)
-
Konserve besinler
-
Turunçgiller (portakal, mandalina, greyfurt, limon)
-
Yağlı ve baharatlı yiyecekler
-
Kafeinli içecekler (çay, kahve, asitli içecekler)
-
İncir, kuru üzüm, avokado, muz, kırmızı erik, çikolata, maya.
-
Ekşi krema
-
Fıstık ezmesi
-
Kuru meyve içeren ekmekler
-
Bazı baklagiller (kuru fasulye, mercimek ve soya ürünleri)
Atakları azaltan besinler
-
Sebze çorbası
-
Sebze püresi
-
Kereviz
-
Haşlanmış yumurta
-
Armut, elma, kivi
-
Papatya çayı, melisa çayı
MİGRENİ KONTROL ALTINA ALMAK İÇİN…
-
Yoğun ışık, yüksek sesten uzak durup, loş ışık ve hafif müzik dinleyin.
-
Açlık kan şekerinin düşüş gösterdiği durumlarda baş ağrısı artar. Bu nedenle özellikle öğün atlamamaya özen gösterin.
-
Günde 2-2,5 litre sıvı almayı unutmayın.
-
Günde 30 dakikalık yürüyüş yapın.
-
Günde 7-8 saat uyuyun.
-
Kafein, baş ağrılarında iki türlü etki gösterir. Aşırı tüketimi ağrıyı tetikler. Sınırlandırılması ise ağrıyı azaltıcı etki sağlar. Günlük kafein tüketimini azaltın.
-
Ağrının başlayacağını hissettiğiniz anda ısırgan otu, ıhlamur, melisa çayını tercih edin.
2. Basamak tedavi; Atak tedavisi
Atağın başlamasından hemen sonra veya atağın geleceği hissedildiğinde hekimin önerdiği migrene özgü ağrı kesiciler veya non-steroid antienflamatuvar ilaçlar kullanılmalıdır. Migren ilacı hekimin anlattığı biçimde migren atağı öncesinde ya da migren atağı sırasında kullanılabilir.
Baş ve şakak bölgesine masaj veya soğu uygulama, nane ve mentol içeren kremler, ağrı bantları alın bölgesinde rahatlama sağladığı için önerilir. Ancak cildi tahriş etme olasılığına karşı dikkatli olunmalıdır. Migren atağı esnasında ışıksız ve gürültüsüz bir odada istirahat, kişiyi rahatsız eden keskin kokulardan kaçınılmak ağrıyı azaltabilir.
3. Basamak tedavi; Koruma tedavisi
Migrenin koruyucu tedavisinde kullanılan ilaçlar epilepsi, depresyon, kalp hastalıkları gibi aslında başka hastalıklar için geliştirilmiş, ancak migrene olan etkileri sonradan farkedilmiş ilaçlardır. Hekimin önerdiği, kişinin mevcut durumuna uygun koruma tedavi planı ile ağrıların sıklığının ve şiddetinin azalması mümkündür. Koruma tedavisi en az 6 ay boyunca her gün düzenli bir şekilde ağrı olsun ya da olmasın uygulanması gereken bir tedavidir.
4. Basamak tedavi; İlaç dışı girişimsel tedaviler
Uygun ilaç tedavilerine rağmen, geçmeyen, dirençli migrenlilerin tedavilerinde sinir blokajları, nörotoksin uygulamaları gibi yeni tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinden hangisinin hangi hastaya, ne zaman, nasıl ve ne kadar süreyle uygulanacağına bu konuda uzman ve deneyimli bir nöroloğun karar vermesi gerekir. Diğer yandan ilaç ve girişimsel tedavilerin yanında beslenme, uyku düzeni gibi sorunların giderilmesi ve yaşam tarzının düzenlenmesi gibi bütüncül bir yaklaşım ile uzun soluklu iyilik hali hedeflenebilir.
Ayrıca klasik ilaç tedavilerine dirençli kronikleşmiş migren baş ağrılarının artışına neden olabilecek bazı hastalıkların belirlenmesi de bütüncül yaklaşımın bir diğer kısmıdır.
KRONİK MİGRENDE İLAÇ DIŞI GİRİŞİMSEL TEDAVİLER
1. Sinir Blokajı Tedavisi
İlaca dirençli kronik migrenin tedavisinde son yıllarda giderek daha sık kullanılan sinir blokajı girişimsel bir tedavidir. Hem atakların önlenmesinde hem de atak sırasında kullanılabilir. Bu yöntem esasında migren ağrısından sorumlu beyin merkezleriyle ilişkili sinir uçlarına çeşitli ilaçların özel enjeksiyon teknikleriyle verilmesidir. Böylece ağrıyı ileten sinirler bloke edilerek tedavi amaçlanır. En sık büyük oksipital sinire (greater occipital nerve) enjeksiyon yapılır ve bu işleme kısaca “GON Blokajı” denir.
GON Blokajı
GON blokajı, son yıllarda migren tedavisinde giderek daha sık uygulanmasına rağmen 80 yıldır bilinen bir yöntemdir. Son yıllarda giderek artan çalışmalar GON blokajının migren ataklarının sıklığını, şiddetini ve süresini azalttığı göstermiştir.
Bu nedenle migrende hem ağrı atakları sırasında hem de atakların önlenmesinde koruyucu tedavi olarak kullanılabilir.
Gebelik ve çeşitli nedenlerle ilaç kullanamayan migren hastaları için etkili ve güvenilir bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilir.
Etki mekanizması
Özel tekniklerle, bazen de ultrasonografi yardımıyla büyük oksipital sinire uygulanan ilaçlar sinir liflerinde geri dönüşümlü değişikliklere yol açarak sinirin duyarlılığını azaltır ve ağrının oluşmasını engeller.
Uygulama Tekniği
Sinirin yeri, başın arka tarafındaki anatomik nirengi noktaları sayesinde tespit edilir, bazen de bunun için ultrasonografi kullanılır. Sinirin yeri tespit edildikten sonra özel enjeksiyon teknikleriyle çeşitli dozlarda hazırlanmış lokal anestezik ve serum karışımı enjekte edilir. Tek ya da iki taraflı uygulandıktan sonra bölgede uyuşma, geçici his kaybı ortaya çıkar. İşlem klinik ortamında rahatlıkla yapılabilir.
Uygulama Sıklığı
Genelde bir hafta ara ile 3-5 hafta boyunca ve sonrasında aylık uygulamalar yapılabilir. Tekrarlayıcı GON Blokajı uygulamalarının migren ataklarının sıklığını, şiddetini ve süresini belirgin olarak azalttığı gösterilmiştir. Uygulama sıklığına hasta özelinde konu hakkında deneyimli nöroloji uzmanı karar vermelidir.
Yan etkileri
Vücudun her hangi bir yerine yapılan enjeksiyonlarda da ortaya çıkabilecek enjeksiyon yeri enfeksiyonu, cilt altı kanama, bayılma hissi, tansiyon düşmesi ya da yükselmesi, bulantı gibi yan etkiler görülebilir.
Çok nadiren, kullanılan lokal anestezi maddeye bağlı olarak aşırı duyarlılık, kalp ritim bozuklukları, allerjik reaksiyonlar vb. yan etkiler ortaya çıkabilir.
2. Nörotoksin uygulaması; Migren Botoksu
Migren, en sık görülen nörolojik rahatsızlıklardan biridir. Hastaların aile, iş ve sosyal yaşam kalitesini bozması nedeniyle etkin tedavisi çok önem taşır. İlaç dışı tedavilerden olan migren botoksu son yıllarda daha sık kullanılan konforlu bir yöntemdir. Clostridium Botulinum bakterisinin ürettiği Botulinum toksin yani halk arasında bilinen ismiyle botoks estetik uygulamalar başta olmak üzere birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılabilmektedir. Estetik uygulamalar sırasında hastaların migren ağrılarının azaldığını belirtmesi üzerine bu konuda araştırmalar genişletişmiş ve botoksun migren ağrılarına iyi geldiği belirlenmiştir. Botoksun migrendeki etkisi kas gevşetici özelliğinden ziyade beyinin baş ağrısı ile ilişkili merkezleriyle ilişkili sinir uçlarının hassasiyetini çeşitli mekanizmalarla azaltması temeline dayanır.
Migren botoksu hangi hastalar için uygundur?
Migren botoksu migren tedavisinde yaygın olarak kullanılmakla birlikte her hasta için uygun olmayabilir. Ayın en az yarısını baş ağrısı ile geçiren ve bu ağrılarının yarısından fazlası migren ağrısı şeklinde olan kronik migrenlilerde uygulanabilir. Ayrıca ilaç aşırı kullanımına bağlı baş ağrılarında da etkin olduğuna dair çalışmalar vardır. Bir ay içinde az sayıda migren atağı geçiren hastalarda etkinliği kanıtlanmamıştır. Uygulama kriterlerini karşılasa dahi 16 yaşından küçük hastalara yapılması tavsiye edilmez. Hamile kadınlarda migren botoksu uygulaması uygun değildir. Aynı şekilde emziren kadınlarda da migren botoksu tedavisi uygulanmamaktadır. 18 yaşın altındaki hastalarda migren botoksu tedavisi uygun değildir. Bir takım kas hastalığı olana kişilerde migren botoksu tedavi amaçlı kullanılmamaktadır.
Migren botoksu; uygulama ve etkinlik
Migren botoksu bu konuda eğitimli ve deneyimli bir nöroloji uzmanının uygulaması gereken bir tedavi şeklidir, kesinlikle estetik bir uygulama değildir.
Migrenle ilişkili beyin alanlarıyla bağlantısı olan sinir uçlarının bulunduğu alın, şakaklar, ense, boyun ve omuzlarda toplam en az 31 noktaya, çok ince uçlu özel enjektörlerle yapılır.Uygulama sırasında iğne ucunun girişine bağlı hafif ağrı hissi oluşabilir.
Uygulama sırasında en az 155 ünite ilaç kullanılır. Uygulamayı yapan nöroloğun uygun görmesi halinde bu noktaların dışında başka bölgelere de ek doz yapılabilir. Bu durumda en fazla 195 ünite uygulanabilir.
Deneyimli bir hekim tarafından yapılıyorsa işlem 20-30 dakika sürer.Uygulama sonrasında hasta işine ve diğer günlük yaşam aktivitelerine hemen geri dönebilir. Uygulama mutlaka klinik ortamda, hijyen ve sterilite kurallarına uygun olarak, doğru teknikle ve yeterli dozda, bu konuda deneyimli bir nöroloji uzmanı tarafından yapılmalıdır. Migren botoxu kesinlikle estetik amaçlı değildir.
Migren botoxu uygulaması 3 ay ara ile en az iki kez yapılmalıdır. İlk iki uygulamadan sonra başka uygulama yapılıp yapılmayacağına hastanın durumuna göre hekim karar verir. Yapılan çalışmalar genellikle ilk uygulamadan 10-12 gün sonra etkinin başladığını, atakların sıklığının ve şiddetininin azaldığını göstermiştir.
Migren botoksu; yan etkiler
Migrende botoks tedavisi, migren için kullanılan koruma ve atak tedavilerinde kullanılan ilaçlara kıyasla tolere edilmesi çok daha kolay, çok daha az yan etkisi olan, güvenilir bir tedavidir. Doğru teknikle ve doğru dozda yapıldığında ciddi ve kalıcı bir yan etkisi yoktur. Ancak geçici de olsa boyun ağrısı, boyun kaslarında güçsüzlük ve göz kapağında düşme gibi yan etkilere neden olabilir.
Ayrıca;
-
Enjeksiyon yapılan bölgede alerjik reaksiyon
-
Enjeksiyon bölgesinde hafif ağrı ya da kanama
-
Uzun süreli sık kullanımlarında botoksa karşı antikor gelişimi görülebilir. Bu da tedavinin etkinliğini zaman içeresinde azaltabilir. Migren botoksu uygulaması sonrasında kişide yan etkiler gözlemleniyorsa doktora başvurulmalıdır.