Minimal İnvaziv Cerrahi

Yazar Mehmet Tahir OruçGenel Cerrah • 19 Haziran 2018 • Yorumlar:

Minimal invaziv cerrahi, karın ön duvarında açılan 0,5-1 cm’lik kesilerden yerleştirilen kamera ve el aletleriyle yapılır. Fıtıktan kalp ameliyatlarına kadar birçok alanda kullanılan bu yöntem, hastanın daha çabuk iyileşmesini sağladığı gibi bazı ameliyatlarda daha da başarılı sonuçlar elde edilmesine olanak verir.

Minimal invaziv cerrahinin de, açık cerrahideki temel prensiplerle yapılır. İki teknik arasındaki en önemli fark; minimal invaziv girişimin küçük deliklerden yerleştirilen kamera ve el aletleri aracılığıyla yapılmasıdır.

Bugün en sık yapılan minimal invaziv cerrahi girişim, “laparoskopik kolesistektomi” olarak da adlandırılan laparoskopi yardımıyla safra kesesinin çıkarılması ameliyatı. Ancak başta kasık fıtığı, apandisit, reflü ve mide fıtığı, kalın barsak ameliyatları olmak üzere birçok genel cerrahi ameliyatı laparoskopik olarak yapılmaktadır. Daha çok genel cerrahlar tarafından uygulanan minimal invaziv cerrahi artık halk tarafından da daha fazla tercih ediliyor. Bunun en önemli nedeni hem bilimsel anlamda hem de hastanın yaşam kalitesi açısından laparoskopik cerrahinin, açık cerrahiye karşı sahip olduğu üstünlükler. Yapılan değerlendirmeler, hangi minimal invaziv girişim olursa olsun, hepsinde hastaların hastanede yatış süresinin azaldığını, ameliyat sonrası ağrılarının daha az olduğu ve bu nedenle daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duydukları, hastaların daha kısa sürede günlük yaşamlarına geri döndüklerini gösteriyor.

Minimal İnvaziv Cerrahinin Özellikleri

Ameliyatlar, geniş kesi yapılmadan gerçekleştirilir. Laparoskopi ameliyatları ile karın içerisinde ve ameliyat alanlarında hasar minimal oranda olur ve iyileşme kolay ve çabuk gerçekleşir.

  • Yine Laparoskopi sonrası karın içerisinde, hastanın yaşamının herhangi bir döneminde ortaya çıkabilecek operasyona bağlı yapışıklıklar daha az olur.
  • Kanama ve enfeksiyon riski açık cerrahiye oranla daha azdır.
  • Karın içinde gözlenmesi en zor bölgeler laparoskopi yöntemiyle rahatlıkla görülebildiğinden tedavi imkanı ve başarısı artar.
  • Girişim sonrası daha küçük kesiler yapıldığı için hastanın ağrısı daha az olur ve daha az ağrı kesici kullanır.
  • Hastanede kalış süresi daha kısadır. Hastanın ayağa kalkma ve normal fiziksel aktivitesine kavuşması daha kolay ve hızlı olur. Hastanın işine yeniden dönebilme süresi ameliyatın türüne göre değişmekle birlikte daha kısadır.

Laparoskopik kolon ve rektum cerrahisi

Laparoskopik Kolorektal Cerrahi

Minimal invaziv cerrahi modern cerrahideki en önemli gelişmelerden biridir. Laparoskopik kolesistektominin uygulanmasındaki başarıların peşi sıra minimal invaziv cerrahinin popülaritesi artmıştır. Hastalar için en önemli avantajları olarak daha küçük bir insizyon skarının olması, postoperatif ağrının daha az olması, hastanede kalış süresinin daha kısa olması ve normal günlük aktivitelerine daha erken dönüş sayılmaktadır.

Bu yaklaşımın kolorektal cerrahide de uygulandığında benzer avantajların olduğu gösterilmiştir. İlk laparoskopik kolektomi serisi 1991 yılında bildirilmesine rağmen son yayınların ışığında ABD’de kolektomilerin sadece %3’üne laparoskopik cerrahi uygulandığı görülmektedir. Bunun da nedeni olarak laparoskopik kolorektal cerrahideki eğitim-öğrenim süresinin uzun sürmesi, ustalık ve teknik beceri gerektirmesi olduğu vurgulanmıştır.

Şimdilerde laparoskopik kolorektal cerrahi inflamatuar barsak hastalıkları, rektal prolapsus, benign polipler ve divertiküler hastalık gibi benign hastalıklarda rutin olarak kullanılmaya başlanmıştır. Açık cerrahiye avantajı olarak kolon fonksiyonlarının daha hızlı normale dönmesi, iyileşme süresinin ve hastanede kalış süresinin kısa olması, postoperatif ağrının daha az olması, normal aktivitelerine dönüş süresinin da hızlı olması sayılabilmektedir. Ancak kolon ve rektum kanserlerinde uygulanımı hala altın standart olarak kabul görmemiştir.

Laparoskopik kolektominin majör dezavantajı ameliyat süresinin uzun sürebilmesidir. Pek çok seride laparoskopinin açık yönteme oranla ameliyat süresini 30-75 dakika arttırdığı gösterilmiştir. Cerrahların deneyimlerinin artmasına paralel olarak bu süreler daha da kısalmaktadır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Mehmet Tahir Oruç Genel Cerrahi, Metabolik Cerrahi, Cerrahi Onkoloji Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)