Mol Gebeliği (Üzüm Gebeliği) Nedir?
Yazar Serap Yaltı • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 31 Mart 2021 • Yorumlar:
Tıp dünyasında bu tür hastalıklar gestasyonel trafoblastik hastalık olarak adlandırılmaktadır. Molar gebeliğin 2 formu vardır. Tam yani komplet formunda çekirdeği olmayan yumurta hücresi bir veya 2 sperm ile birleşir. Kısmi yani parsiyel formunda ise çekirdeği olan yumurta bir veya 2 sperm ile birleşir. Doğal olmayan bu birleşmelerden dolayı normal bir embriyo gelişimi olamaz. Oluşan şey çok sayıda üzüm benzeri kabarcıklardan oluşan bir gebelik halidir.Komplet olan formunda sonrasında kanser gelişme olasılığı vardır.
Mol gebeliği olan vakalar ilk 3 ayda anormal vajinal kanama ile başvururlar. Bulantı,kusma hastaların %30’unda vardır. Hastaların yarısında rahim beklenenden büyüktür. Hastaların %30 unda yumurtalıklarda kist vardır. Normal gebeliklerde bazen 24. haftadan sonra preeklampsi dediğimiz yüksek tansiyon,ödemle seyreden gebelik zehirlenmesi gözlenirken ,üzüm gebeliği vakalarında bu tablo erkenden ortaya çıkabilir. Mol gebeliklerinde tiroid bezinin fazla çalışması görülebilir.Kanda bakılan beta hcg seviyeleri canlı tümör hücre sayısıyla yakından alakalı olduğundan takip ve tedavide bunun takibi çok önemlidir.Normalde mol gebeliğin kürtajı yapıldıktan 14 hafta sonra beta hcg seviyeleri saptanamayacak düzeye iner.Komplet formlu mol gebeliğinde ultrasonda kar yağdı manzarası vardır.tam olmayan türünde ise fetüse ait görüntüler olabilir.
Tedavide izlenecek yol şöyledir: Hastanın kan sayımı, karaciğer , böbrek fonksiyon testleri yapıldıktan sonra akciğer grafisi alınır. Bundan sonra hiç doku kalmadığından emin olmak için keskin küretaj da yapılmalıdır. Hastada kan uyuşmazlığı varsa kan uyuşmazlığı iğnesi yapılmalıdır. Artık doğurmak istemeyen, cerrahi için uygun vakalarda rahimin tümden alınması bir seçenektir. Mol gebeliği boşaltıldıktan sonra kalıcı hastalıktan kaçınmak için öncesinde kemoterapatik ajan vermek düşünülebilir.
Mol gebeliğinin boşaltılmasından sonra seri Beta hCG takipleri büyük önem taşır. İşlemden 2 gün sonra ve sonra haftalık aralıklarla 3 kez ölçüm yapılır, saptanamayacak düzeylere erişildiğinde başarılı olunmuştur. Yine de en az 1 yıl süreyle aylık takip yapılmalıdır. Bu 1 yıl içinde tekrar bir gebelik yaşanması asla istenmez, hasta doğum kontrol hapı kullanmalıdır. Mol gebeliği boşaltılmasından sonra 2 hafta sonrasında kan Beta hCG değeri düşmezse, geç vajinal kanama olursa, normale dönen Beta hCG seviyesi tekrar yükselirse kemoterapi tedavisine geçilir.
Mol gebeliği sonrası gelişen kanser çok hızlı seyirli de olabilir ki buna metastatik ( başka alanlara sıçrayan ) gestasyonel trafoblastik hastalık denir, bir kısmı da başka yerlere metastaz yapmaksızın ortaya çıkar. Tedavi şekilleri çok ayrıntılı ve hastaya özeldir.
Mol gebeliğinin prognozu ( geleceği ) özetlenecek olursa ; Genellikle boşaltımdan sonra mükemmeldir. Hemen hemen tüm hastalarda kür elde edilir. Hastaların % 90 ından fazlası doğurganlık yeteneğini korur. Kötü prognozlu metastaz yapmış vakalarda kemoterapi ve eşzamanlı ışın tedavisi ile hastaların % 70 inde sağkalım sağlanır. Ancak karaciğer ve beyine sıçrama varsa prognoz kötüdür.
Mol gebelikleri sorunsuz sonlandırılmış, başka hastalıklara dönüş yok ise sonraki gebeliklerde artmış risk yoktur. Yine de erken dönemde % 1-2 oranında tekrar mol gebeliği yaşanabilir. Doğum olduktan sonra herşekilde plasenta ( eş ) patolojiye gönderilmelidir.