Mutlu Beyin
Yazar Esra Çetinkaya • Psikolog • 24 Şubat 2022 • Yorumlar:
Mutluluk hem kavramsal hem kuramsal açıdan açıklanması ve formülize edilmesi pek de kolay olmayan bir duygudur. Sosyal bilimciler mutluluğu; bireylerin mutlu olma durumlarının geçici olduğunu savunan uyum kuramı, mutluluk düzeyini genetik yatkınlık ve kişilik özelliklerine atfeden sabit nokta kuramı, mutluluğun bireylerin olayları yorumlama biçimiyle anlaşılacağını savunan yukarıdan aşağıya mutluluk kuramı, mutluluğun temel ölçütünün haz ve yaşam doyumu sıklığına bağlayan aşağıdan yukarıya mutluluk kuramı, ihtiyaçların karşılanması ve belirli amaçlara sahip olma ile mutlu olunduğunu savunan erek kuramı, bireylerin belirli amaçlara ulaşmak adına yaptığı her türlü etkinlik ve deneyimin mutluluğa ulaştırdığını savunan etkinlik kuramı ve bireylerin mutluluğu belirli ölçütler çerçevesinde değerlendirip mutluluk düzeyleri adına karar aldıklarını düşünen yargı kuramı gibi birçok değişik perspektiften açıklamaya çalışmıştır (Bremner, 2008). Tüm bu sosyal kuramların kendi pencerelerinden bakıldığında haklılığının olduğunu kabul ederek ve mutluluğun sosyal boyutunu bir kenara bırakarak “Mutluluk insan bedeninde nerededir?” sorusunun yanıtını arayalım.
Mutluluk bireyler tarafından hissedilen bir duygudur ve temelde insan beyninde duygulardan sorumlu olan bölge amigdaladır. Beyinde medial temporal lobun derinlerine yerleşmiş olan bu nöron kümesi, endokrin sistem ve otonom sinir sistemini kontrol eden limbik sistemin bir parçasıdır (Aggleton, 2000). Başta korku olmak üzere, mutluluk, öfke gibi temel duyguların kontrolünü sağlayan bu yapı, aynı zamanda dopamin, adrenalin ve noradrenalin gibi çeşitli hormonların salgılanması için beyinde bulunan çeşitli yapılara uyaranlar gönderir (ventral tegmental bölge, locus coeruleus ve laterodorsal tegmental nucleus gibi). Cunningham ve Kirkland (2014) yürüttükleri bir çalışmada 42 katılımcının pozitif ve negatif uyaranlara karşı amigdalalarında gerçekleşen aktiviteleri fonksiyonel manyetik resonans göüntüleme (fMRI) tekniği ile incelemiş ve mutlu katılımcıların pozitif uyaranlara karşı yüksek amigdala aktivasyonu gösterdiğini gözlemlemiştir. Amigdalaya ek olarak yapılan çalışmalar, beynin ön bölümünü olarak adlandırılan
frontal korteksin ön bölümünde yer alan prefrontal korteksi mutluluk ile ilişkilendirmektedir. Budist bir keşiş üzerinde yaptılan bir incelemede keşişin mutlu düşünceleri daldığı sıralarda sol prefrontal korteks aktivitesinin arttığını gözlemlemiştir (Ekman, Davidson, Ricard & Alan Wallace, 2005). Beyindeki bu yapılara ek olarak kişilerin mutlu olmasını sağlayan 5 ana hormondan bahsetmek mümkündür: Serotonin, Oksitosin, Melatonin, Dopamin ve Endorfin. Son dönemlerde sıkça adını duyduğumuz ve mutluluk hormonu olarak adlandırılan seratonin beyindeki nöronların iletişimini kimyasal yolla sağlayan bir nörotransmitterdir. Duygu durumu, sosyal davranışlar, uyku, iştah, hafıza ve cinsel istek üzerinde etkileri bulunan seratonin, depresyon, şizofreni, anksiyete bozukluğu, panik bozukluk ve obsesif kompulsif bozukluk gibi birçok psikolojik hastalıklar ile ilişkili bulunmaktadır (Tracey, Paxinos & Stone, 2012). İnsan bedenine mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bu hormon mutluluğun fizyolojisini açıklamakta kullanılan en önemli yapılardandır. Hipotalamus tarafından sentezlenen oksitosin hormonu ise genellikle süt salınımı ile özdeşleştirilmişken, son zamanlarda yapılan çalışmalar bu hormonun davranışlar üzerinde de etkisi olduğunu ortaya koymaktadır. Sosyal Bilişsel ve Duyuşsal Sinirbilim (Social Cognitive and Affective Neuroscience) adlı bilim dergisi tarafından yayınlanan bir yazıda oksitosin hormonun işlevinin yalnızca kişileri birbirlerine duygusal olarak bağlamak, empati ve güven oluşturmak olmadığını, aynı zamanda kişilerin kendi içsel süreçlerinde de (huzur, rahatlama, denge vb.) etkili olduğunu belirtmektedir. Uyku sırasında pineal bez tarafından salgılandığını bildiğimiz karanlığın hormonu “melatonin”in etki mekanizması tam olarak açıklanamamış olsa da mutluluk seviyesi ile ilişkili bir hormondur (Dfarhud, Malmir & Khanahmadi, 2014). Bu hormonun özellikle kış aylarında normalde olduğundan daha erken veya daha geç salgılanması kış depresyonuna (seasonal affective disorder) neden olur ve ilişkili olarak kişilerde keyif alma duygusunda azalmalara ve mutsuzluğa sebep olur. Pal tarafından 2003 yılında yapılan çalışmada, beynimizin ağrıları azaltmak için salgıladığı doğal ağrı kesici olan ve aynı zamanda öforik duygular üreten endorfin hormonunun seratonin hormon seviyesinde artışa neden olduğu ve mutluluk artırıcı bir mekanizma olarak işlev
gördüğü belirtilmiştir. Son olarak, ödül ve haz merkezi olarak bilinen ve bir nörotransmitter olan dopamin, basit bir ifadeyle, kişiler bir hedef etrafında motive olup bu işi başardıklarında beynin kişileri ödüllendirmek için salgıladığı bir hormondur. Farhud, Malmir ve Khanahmadi (2014) tarafından yapılan sistematik incelemede dopamin mutluluk kontrolünde rol oynayan önemli bir nörotransmitter olarak belirtilmiştir.
Bu yazıda basit ifadelerle açıklanmaya çalışılan mutluluk fizyolojisi, aslında çok karmaşık yapı ve mekanizmalara sahiptir. Sosyal bilimlerce de kolaylıkla açıklanamamasının sebeplerinden biri budur. Ancak genel biyolojik bir ifadeyle; yeterli seviyede seratonin, oksitosin, melatonin, dopamin ve endorfin salgılayan bir insan beyni, eğer yapısal olarakta herhangi bir bozukluk veya hasara sahip değilse, mutlu bir beyindir.