Mutlu İlişkilerin Hazır Bir Reçetesi Var mı?

İster sevgili olun ister evli olun, eğer ilişkiniz sizin için stres kaynağı değil de huzur ve mutluluk kaynağı ise oldukça şanslısınız demektir. Çoğunlukla birlikte daha da mutlu olmak için çıkılan evlilik yolunun ya da ilişkilerin bir zaman sonra sorunların kaynağı haline geldiğini, insanların ilişki içinde birbirini besleyip, büyütüp, olgunlaşmalarına katkı sunacakları yerde; birbirlerini yiyip bitirdiklerine şahitlik ettiğim için bu yazıyı kaleme aldım. Peki; ilişkilerini sağlam temeller üzerine oturtmuş çiftler diğerlerine göre neyi farklı yapıyor? Mutlu ilişkilerin bir reçetesi var mı? Siz de ilişkinizdeki doyumu arttırmak istiyorsanız, araştırma sonuçlarıyla destekli olan aşağıdaki dokuz madde çerçevesinde ilişkinizi değerlendirebilir, bu başlıklardan geliştirmeye ihtiyaç duyduklarınız üzerine daha fazla kafa yorabilirsiniz.

1. Mutlu çiftler öncelikle birbirlerine güvenirler.

Güven ayağımızı bastığımız zemin gibidir ve ilişkilerin olmazsa olmazıdır. Kıskançlığın da temeli burada yatar aslında. İlişkide güven olmazsa sürekli olarak karşı tarafın davranışlarını kontrol etme çabasına girersiniz ki bu hem çok yorucudur hem de yüzde yüz kontrol sağladığınızdan asla emin olamazsınız. Partnerinizin telefonunu, sosyal medya hesaplarını kontrol etmek, sürekli olarak nerede kimlerle olduğunu sormak ilişkinizde aslında güvenin olmadığının göstergesidir. Eğer ilişkinizde güvenle ilgili sorunlarınız varsa bunun çözümü partnerinizi kontrol etmeye çabalamak değil var olan güvensizlikle yüzleşip, bunun nereden kaynaklandığını anlayıp, ilişkiyi güven zeminine oturtmaktır. Mutlu çiftler birbirlerine olan sadakatlerine zarar verecek herhangi bir eylem içine girmezler, gerçekte ya da sanal ortamda partnerinden gizleyeceği, şeffaf olamayacağı herhangi bir konuşma ya da davranışta bulunmazlar. Güven konusunda herhangi bir tereddüt yaşamaz ve yaşatmazlar.

2. Birbirlerine karşı iyi niyet beslerler.

Yani yaşamış oldukları anlaşmazlıklarda hemen gemileri yakmazlar, düşmanca tutum sergilemezler. Yaşadıkları tartışmalarda anda kalırlar, üç yıl önce olmuş olan bir kavgayı yeniden su yüzüne çıkarıp yaşanan anlaşmazlığı daha da derinleştirmezler. Birbirlerine karşı olan genel tutumları, bilerek ya da isteyerek birbirlerine zarar vermeyecekleri yönündedir. O sebepten herhangi bir anlaşmazlık durumunda da karşı tarafın açıklamasını önemserler, kendilerinin de yanlış anlamış olabilecekleri seçeneğini es geçmezler. Bu kişiler ilişkide kalmaya niyetlidir, en küçük tartışmada ayrılma seçeneğini akıllarına getirmezler ve gözleri dışarda değildir. İlişkiyle ilgili temel anlayışları zaman zaman sorunlar da yaşanabileceği; ancak bu sorunların karşılıklı iyi niyetle üstesinden gelinebileceği üzerinedir.

3. Birbirlerinin sınırlarına saygı duyarlar.

Yani ilişki içinde biz oldukları alanlarla, ben oldukları alanların ayrımını yapabilirler. İlişkinin ya da evliliğin karşı tarafın iradesine ipotek koymak olmadığını, her konuda aynı fikirde olmak zorunda olmadıklarını ya da her şeyi birlikte yapmaları gerekmediğinin farkındadırlar. Biz bilinciyle hareket edip pek çok şeyi ortak yaptıkları gibi, zaman zaman da “ben” olarak hareket edip farklı ilgi alanlarıyla ilgili konularda birbirlerine özgürlük tanırlar. Birbirlerinden farklı çeşitli yönlerinin de olabileceğini kabul ederler.

4. Açık iletişim kurarlar.

 Birbirlerine ima yoluyla, iğneleme yoluyla örtük mesajlar vermezler. Herhangi bir konuda rahatsızlıkları varsa karşı tarafın bunu anlamasını bekleyip, kendiliğinden anlamadığı zaman da sorunu daha katmerli bir hale getirmezler. Yaşadıkları sorun her neyse bunu dürüst bir biçimde partnerine ifade ederler. Yaşadıkları kırılma, üzülme ya da incinme neyse bunu rahat bir biçimde söyleyebilirler. Bunu yaparken de sen şöyle aşağılıksın, böyle vurdumduymazsın gibi suçlayıcı bir dil kullanmak yerine, rahatsız oldukları durumun kendilerine nasıl hissettirdiğini karşı tarafa anlatırlar. Ayrıca partnerine karşı takındığı tutumda,  “sen bu konudan ne anlarsın, sen bunu beceremezsin” gibi kendini yukarda konumlandırıp, ona karşı aşağılayıcı mesajlar vermezler.

    5.Gönül almayı bilirler.

İlişkide zaman zaman yaşanan çatışmalar sonrasında, çiftlerin bunu ne şekilde onarma yoluna gittikleri oldukça önemli. Mutlu çiftler yaşanan anlaşmazlıkları büyütmezler ve herhangi bir hata yaptıkları zaman da, partnerinin hoşlanacağı biçimde onun gönlünü almaya çabalayarak, yaşanan sorunu telafi yoluna giderler. Çünkü insanlar çözüm üretmek için çabalamadığı sürece var olan problemler kendiliğinden hallolmayacaktır. Mutlu çiftler aracın yakıtının benzin olması gibi ilişkinin de yakıtının duygular olduğunun farkındadırlar ve aralarında var olan sevgi ve bağlılık duygularının ilişki için ne kadar önemli olduğunu bilirler.

6.Birlikte kaliteli zaman geçirirler.

Yan yana olduklarında birbirlerinden sıkılıp bir an önce ayrı köşelere kaçmaya çabalamazlar. Ortak ilgi alanları neticesinde birlikte çeşitli aktiviteler yaparlar. Birbirlerinin sohbetinden hoşlanırlar ve bir aradayken gülüp eğlenmeyi başarırlar. Çiftlerden biri herhangi bir konuda sorun yaşadığında, zorlandığında, diğer partner onun başını yasladığı güvenli dayanak olur. Zor zamanları birbirlerine sundukları destekle aşmaya çabalarlar. “İlişkinin güzelliklerini birlikte yaşayalım; ancak bir zorluk olduğunda, bu senin kendi zorluğun, sen tek başına mücadele et” demezler. Yaşanan sorun maddi ya da manevi her neyse, birbirlerine kenetlenerek bununla mücadele etmeyi bilirler.

7.Günlük yaşamla ilgili sorumlulukları paylaşırlar.

Hayat gerçekten zor, ekonomik kaygılar, koşturmacalar derken üstüne bir de yemek, ütü, çamaşır, çocukların sorumluluğu, eğitimi gibi konular eklenince işler bir kişinin tek başına başa çıkamayacağı kadar karmaşık hale geliyor. İlişkide bencil olmamak, diğerinin de ihtiyaçlarını gözetmek onu anlamaya çalışmak oldukça önemli. O sebepten aynı evin içinde yaşayan her kim varsa günlük işler ya da evle ilgili sorumluluklar konusunda payına düşeni yapmalı, bu konuda adil bir paylaşım olmalıdır. Bazı işler iki kişiye az, ancak bir kişiye fazladır. O yüzden sorumluluklarla ilgili paylaşım da oldukça önemli.

    8.Cinselliğin öneminin farkındadırlar.

    Mutlu çiftlerin bir diğer özelliği de aralarındaki cinsel çekim ve tutkuyu canlı tutmalarıdır. Bu çiftler cinselliği karşı tarafa bir koz olarak kullanmayıp, cinsel konuları ilişkide yaşanan diğer sorunlarla ilgili bir pazarlık aracı yapmayıp; karşılıklı olarak kendini akışa bırakıp, birlikte paylaşılan dakikaları kendilerine armağan olarak vermeyi bilirler.

    9. Partnerine karşı özenli ve hassas davranırlar.

Biliyoruz ki ilişki yaşamak özverili davranmayı da beraberinde getiriyor. Birbirlerine gerçekten bağlı ve mutlu çiftler ilişkide kendi mutluluklarını ve doyumlarını önemsedikleri kadar, partnerinin de mutluluğunu önemserler ve onun sevdiği, hoşlandığı konularda ona karşı çeşitli sürprizler, jestler yaparak ilişkide yaşanan güzelliklere yenilerini eklemeyi bilirler. İlişki ya da evlilik, içine yeni güzellikler katıldığı sürece büyür, gelişir ve daha anlamlı hale gelir. Yoksa “ben durduğum yerden hiç kıpırdamıyım, yaşanan sorunlarla ilgili sorumluluklarımla hiç yüzleşmiyim ama ilişkimiz de kendiliğinden yoluna girsin” diye istiyorsak bu maalesef pek mümkün olmayacaktır. Ayrıca mutlu çiftler geçen zamanla beraber ilişkinin içine gireceği yeni formlara karşı esnek bir şekilde uyum gösterirler. Bundan kastım çocuk sahibi olmak, çocukların okula başlaması ya da başka bir şehre taşınmak gibi yeni durumlara uyum sağlayabilme becerisinin yüksek olmasıdır.

Burada saydığım dokuz maddenin her birinin en az diğeri kadar önemli olduğunu düşünüyorum. İlişkinize dair bir şeyler yapmak istiyorsanız, bu maddelerden eksik olduklarınız üzerine daha fazla kafa yorarak, ilişkinizin kalitesini arttırabilirsiniz. Herkese sağlıklı günler dilerim.