Mutluluk Tükendi, Mutsuzluktan Mı Haz Alıyoruz?
Yazar Aziz Görkem Çetin • Psikolog • 15 Ocak 2020 • Yorumlar:
Mutluluktan haz duyuyorsak, mutsuzluğu da haz duyacağımız bir noktaya getirmiş olabiliriz, kişilerin ruhsal ihtiyaçlarına erişmek için çoğu zaman farkında olmadan sağlıksız duygu, düşünce ve davranışlar geliştirebilir.
Mutsuzluğu haz duyacağımız bir noktaya getirmiş olabiliriz
Birçok kişinin olumsuzluk algılarının oldukça fazla olduğunu çevremizden gözlemliyoruz. Her anı ve her olayı mutsuz tarafından bakarlar. Bu bireylere baktığımızda mutluluğa özgü yaşantılarını ve nesnelerini çok daha hızlı tüketiyorlar.
Belki de bunun sebebini hedonist (hazcı) bir birey olmakla açıklamak mümkün. Mutluluktan haz duyuyorsak, mutsuzluğu da haz duyacağımız bir noktaya getirmiş olabiliriz. Kişilerin iç dünyalarında belli ruhsal ihtiyaçları vardır ve bu ruhsal ihtiyaçlara erişmek için çoğu zaman farkında olmadan sağlıksız düşünce, duygu ve davranışlar geliştirebilir. Bu bağlamda mutsuz insanların da bu döngüde olma ihtimalini söyleyebiliriz.
Değişim, düşünceden başlıyor
Somut ihtiyaçlar üzerinden konuyu ele aldığımızda ülkemizin koşulları, meslek seçimleri, trafik, gelecek kaygıları gibi faktörlerde bizi her alanda mutsuz tepki vermemizi sağlamaktadır. Bu faktörler ile baş edebilmek için sosyal yaşantı kalitesine daha çok fırsat verilmesi gerektir.
Sürekli mutsuz olan ve bunu değiştiremeyen bireyler, hayatındaki sorunsalı tamamen dışa atma eğilimi gösterirler. Dış faktörlerin değişmesini bekleyerek daha çok mutsuz olurlar. Oysaki insanın ruhsal işleyişi düşünce, duygu ve davranış sıralaması şeklindedir. Birey önce kendi benliğinin farkına varır ve buna yönelik gerçekçi ihtiyaçlarını anlamlandırırsa değişim başlar, dış faktörlerin olumsuz etkileri azalır.
İş yerinde sürekli mutsuz olan kişi, kısır döngü yaşıyor
Bu cümlemin yanlış anlaşılmaması için bunu bir örnek ile açıklamak isterim. İş yerinde sürekli mutsuz olan ve bunu durumun tamamen dış faktörlerden kaynaklı olduğunu düşünen birey, bir çıkmaza girmekte ve iş yerine yoğun atıflar yapmaktadır. Bu yoğun atıflarda algısal olarak daha mutsuz olmasını sağlamakta ve birçok şeyi tolere edemeyerek kısır döngü yaşamaktadır. Oysaki stresör gerçektir ve kimi zaman iş yerimizde mutsuzluklar yaşarız.
Duygusal atıflar, stresi çağırıyor
Bu döngü de değişimi zorlaştırmakta ve kişinin depresif hissetmesine neden olmaktadır. Kişinin benliği üzerinden bunu değerlendirmiş olsak da ülkemizde iş yerlerinin bireyin motivasyonunu sağlama ve sorun çözümüne yönelik stratejilerden uzak olduğu da istemediğimiz durumlardan biridir.