Nasıl Sağlıklı Sınırlar Belirlerim?

Yazar Selen Kemaloğlu Filizer • 19 Mart 2025 • Yorumlar:

Son zamanlarda her yerde karşımıza çıkan sınır kavramının uygulanmadan önce çok iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum.

Sınır çizmek, isteklerimizi, tercihlerimizi ve ihtiyaçlarımızı ifadelendirmektir. Karşı tarafın bize nasıl davranmasını istediğimizi belirler. Sınır çizmek bencil veya kaba biri olmak demek değildir. Sınırlarımızı belirleyip dile getirebilmemiz için kendimizi tanımamız çok büyük önem taşır. Nelerin bizim için öncelikli olduğunu, değerlerimizi, içinde bulunduğumuz ilişkide nelere ihtiyacımız olduğunu, nasıl bir hayat yaşamak istediğimizi, kırmızı çizgilerimizi tanımlamaya çalışabiliriz.

Sınır çizerken net olmaya, tutarlı olmaya, kısa cümleler kurmaya, aynı şekilde karşıtarafın sınırlarına saygılı olmaya dikkat etmeliyiz. Değişmeyen veya ilişkiden ilişkiye farklılaşan sınırlar vardır. Bağlama, konuya, duruma ve karşı tarafla yakınlığımıza göre sınır çizme şekillerimiz de çeşitlenebilir. O nedenle sınır kavramı geniş bir perspektifte ele alınmalıdır.

Sınır çizmek aslında kendi sorumluluğumuzu almaktır ve bu zaman zaman korkutucu olabilir. Ancak otantik benliğimize ulaşmak ve kendimiz olabilmek için, birey olmak, özgürleşmek ve öz saygımızı korumak için çok önemli bir husustur. Çoğunlukla sağlıklı sınırlar çizmeyip aşırı nezaketli ve kabullenici davrandığımız zaman içimizde öfke oluşur ve biz bu öfkeyi bastırmış oluruz. Bunun da fizyolojik ve psikolojik sağlığımız açısından çok büyük bedelleri vardır. 

Yeri geldiğinde sadece susmak ve başımızı çevirmektir sınır, yeri geldiğinde ise net ve açık bir şekilde "Ben bundan rahatsız oluyorum.", "Bunun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum." veya "Bunu istemiyorum." demektir. Bazen direkt hayır demek yerine "Ben bunu biraz düşüneyim." diyebilmektir. Bazense "Ben bundan rahatsız olduğumu söylemiştim hala böyle davrandığın sürece ben de bu şekilde davranmak durumunda kalacağım." gibi içinde yaptırım barındırır. 

Romantik ilişkilerimizde her daim açık bir iletişimde olup duygu ve ihtiyaçlarımızı dile getirebilmektir aynı zamanda sınır. Sağlıklı bir ilişkide sınırlar çizilirken empatik konuşmaya, suçlayıcı olmamaya gereksinim vardır. Trip atmak, küsmek, söylenmek, sürekli şikayet etmek, şeffaf olmayıp manipüle etmek, agresif davranmak, bağırmak, hiç bir şey söylemeyip partnerimizin bizi anlamasını beklemek uygun olmayan yöntemlerdir ve işe yaramazlar. Otomatik tepkilerimizi fark edip daha makul ve sağlıklı olanları ile değiştirmemiz ne kadar zor olsa da mümkün. Belki zaman alır, sıkıntı hissi yaratır ancak imkansız değildir. 

Biz sağlıklı sınırlar çizmediğimizde saygıyı yitiriyoruz, bizden beklentiler çoğalıyor, ilişkilerimiz sağlıklı ilerlemiyor, terk ediliyoruz veya ömür boyu süren ilişkide suistimal ediliyoruz. Çünkü yapay bir uyum ve nezaket göstermiş oluyoruz. Sevilmek, onay almak için özgün kendiliğimizi ortaya koymuyoruz. Bazen de bastırılmış duygular gereksiz yerlerde patlak veriyor ve yakıp yıkıyoruz. 

Elbette bazı yolunda gitmeyen durumlarda kendi ihtiyaçlarımızı ertelemek durumunda  kalıp diğerlerinin ihtiyaçlarını önceliklendirebiliriz. Fakat mesele her şey yolundayken hep bunu yapıyor olmaktır. Ya da tam tersi hep kendimiz odaklı olup sert ve fevri bir tavırla diğerinin hissini hiç ama hiç gözetmeden davranmak ise ayrı bir sınır problemidir. İki uçta olmamak gerekir.

Unutmamak gerekir ki en doğru cümlelerle sağlıklı bir şekilde sınır çizersek her istediğimizi alırız diye bir şey yoktur. Amaç direkt karşı tarafı değiştirmek olduğunda hayal kırıklığına uğramamız kaçınılmazdır. Oysa kendimizi ve ilişkilerimizi korumayı amaç haline getirerek sınırlarımızı yeniden düzenleyebiliriz. 

Kl. Psk. Selen Kemaloğlu Filizer

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: ()