Neden Dolaşan Hayvan Eti Yemeliyiz?

Yazar Oya Abalar Akça • 4 Nisan 2023 • Yorumlar:

Son araştırmacılar kemik erimesi (osteoporoz) olan kişilerde aynı zamanda kalbi besleyen damarların kireçlendiğini gözlemlemişlerdir.

EK: Geçen hafta yayınlanan ‘Antioksidan Nedir?’ başlıklı yazımıza SELENYUM denilen minerali de eklemek isterim. Çok güçlü bir antioksidandır. Bitkilerin yetiştiği toprağın selenyumdan zengin olup olmadığı, o toprakta yetişen veya otlayan hayvanın etinin de selenyum bakımından zenginliğinin göstergesidir. Brezilya’da yetişen Brezilya kestanesi selenyum bakımından çok zengin bir bitkidir. Ton balığı, ay çekirdeği, kalamar, ahtapot, serbest gezen tavuk eti, yumurta, mantar, peynir, yulaf, sığır etidir.

DAMAR VE KEMİK SAĞLIĞIMIZDA K2 VİTAMİNİNİN ROLÜ

Dvit. kalsiyumun bağırsaklardan emilimini artırmakta ve kanda sabit bir miktarda kalmasını sağlamaktadır. Önemli olan kalsiyumun doğru dokularda birikmesinin sağlanmasıdır.

Son araştırmacılar kemik erimesi (osteoporoz) olan kişilerde aynı zamanda kalbi besleyen damarların kireçlendiğini gözlemlemişlerdir. Yani damarlarda kemik dokusunun biriktiğini gözlemlemişlerdir.

Osteoporoz (kemik erimesi) ve kalp sağlığı birbirinden bağımsız iki hastalık gibi görünür. Yüzeysel bakıldığında iki hastalık da yaşla birlikte gelişir. Yaşamın ilerleyen yaşlarında her iki hastalık da yaygındır. Her iki hastalık da bir gecede ortaya çıkmaz. Uzun yıllar içerisinde gelişir. Osteoporozun (kemik erimesinin) gelişmesi nasıl yıllar sürüyorsa, koroner ateroskleroz (kalbi besleyen damarların sertliği) da 20’li yaşlarda başlar ve kalp krizi veya başka bir felaket meydana gelene kadar on yıllar boyunca yavaş yavaş gelişir.

Daha derin araştırmalara kadar bilim adamları hastalıklı damarların duvarında kemik benzeri bir yapıyı andıran bir madde olduğunu biliyorlardı. Fakat bu bulguyu yaşlanmayla birlikte gelen aşınma ve yıpranma olarak gördüler.

Araştırmacılar, kemik dokusunda bulunan bir proteini, sertleşmiş damarda da bularak bu iki durumun birbirleri ile ilişkisi olduğunu göstermişlerdir.

Yapılan yeni bir gözlemde ise osteoporoz (kemik erimesi) ya da kemiklerinde kalsiyum eksikliği olan insanların arterleri (atardamarları) kalsiyum fazlalığına sahipti. Genellikle sadece kireçlenme veya kireçlenmiş plak olarak düşünülen birikimler aslında tam olarak oluşmuş kemik dokusuydu.

Sağlıklı kişilerde aynı anda bu aşırı iki hastalık neden mevcut olabiliyordu?

Mevcut araştırmalar kalsiyum metabolizmasını düzenlemede, damar ve kemik hastalıkları arasındaki bağlantıyı kontrol etmede beslenme çözümlerinin önemine özellikle de K2 vitamininin rolüne vurgu yapmaktadır. K2 vitamini kemiklerde bulunan kemik oluşumunda önemli olan proteinlere kalsiyumun bağlanmasını sağlamaktadır. Kalsiyumun kemik yapısına bağlanmasından sorumlu protein olan osteokalsinin aktive olması için K2 vitaminine gereksinim vardır. Kalp ve damar sağlığı için önemli bir vitamin olan K2 vitamini, damar duvarlarında kalsiyum birikimini engelleyen Matrix Gla proteinini harekete geçirir.

Böylece Dvit. yardımıyla hızlı emilerek kana geçen kalsiyum K2 vitamini sayesinde doğru organlara giderek yerleşir. K2 vitamini kalsiyumun kemiklerdeki proteinlere bağlanmasını sağlar.

Yetersizliğinde kalsiyum doğru organlara değil de başka dokulara yerleşebilir. Osteoporozda (kemik erimesinde) kemiklerden boşalan kalsiyum nereye gideceğini bilemediği damar içinde başıboş dolaşırken damar içinde birikebilir. Bu da damar sertliği ile sonuçlanır.

Araştırmalar K2 vitamininin kalsiyumu damarlardan uzak kemiklere yakın tutarak damarların ve kemiklerin korunmasında hayati bir rol oynadığını ortaya koymuştur.

K vitamini doğada 2 şekilde bulunur: K1 vit. ve K2 vit.

K1 vit: Kanın pıhtılaşmasında görevlidir. Yeşil yapraklı sebzelerde ve tahıllarda bol miktarda vardır.

K2 vitamini daha önce de belirttiğim gibi kalsiyumun doğru dokulara gitmesini sağlar. Sakatat, yumurta sarısı, süt ve ürünlerinde mevcuttur. Hayvan serbest geziyorsa, tavuk veya sığır otlayarak bol bol K vitamini alır ve etlerinde yağ dokularında bu vit depolar. Kvit yağda eriyen ve depolanabilen bir vitamindir.

Japonlar K2 vitamininin kemik sağlığını koruyucu ve geri kazandırıcı etkilerini uzun zaman önce keşfetmişlerdir. Japonya’nın bazı bölgelerinde natto adı verilen soya fasulyesinden mayalanarak hazırlanan geleneksel yemek K2 vitamininin en doğal ve en etkili şeklidir. Bu yiyecekte Bacillus subtilis adlı bakterilerince (mikrop) doğal K2 formu sentezlenir.

Vit K2 mayalanmış yoğurt ve peynirdeki bakterilerden de meydana gelir. Bir miktar bağırsak bakterileri tarafından da sentezlenir.

K1 vit. bitkilerde bol miktarda bulunmasına rağmen emilimi %10’dur. K2 vitamini hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. Bu besinlerin K2 vitamini düşüktür fakat emilimleri yüksektir.

K2 vitamini serbest gezen tavuk etinin 100 gr’ında 10-20 mcgr. (tavuk etinin bütün vücudu göz önüne alınmıştır) olup K2 vit. en zengin kaynağıdır.

Dana etinin 100 gr’ında 1.5-3 mcgr’dır. Etin yağlı kısımlarında bulunur.

Balık etinin 100 gr’ında 0.1-1.5 mcgr’dır. (deniz balıklarında)

Süt 100 gr’ında 1 mcgr’dır. Ayran kefir ve yoğurtta süt ile aynı miktarda K2 vit. içerir.

Peynir 100gr’ında 5-15 mcgr K2 vit. içerir. Peynir ne kadar yoğun ise K2 vitamini o kadar yükselir. Beyaz peynirde 5, kaşarda 10, çedar peynirde ise 15 mcgr K2 vardır.

K2 vit. yeşillik yiyen tavuğun etinde ve ciğerinde bulunur. Bu hayvanların ürünlerinde K2 vit. zengindir. Bir de bitkisel ürünlerin mayalanması sürecinde K1, K2’ye çevrilir ancak yetersizdir.

Devam eden çalışmalar Kvit yeni yararlarını çıkarmaya devam ediyor. İnsülin metabolizmasına da dahil olduğunu ve yeterli miktarda K1 ve K2 alımının Tip 2 diabet (şeker hastalığının) riskini azaltıyor olabileceği yönünde deliller sunuyor.

Doğal olarak besinler ile alınan Kvit, ne kadar çok alınırsa alınsın zehirlenmelere neden olmaz. İlaç formunda olanları doktorunuza sormadan almayınız. Zehirlenmelere neden olabilir.

Kvit’ten yeterince yararlanabilmek için sebzelerinizi, salatalarınızı yağlı olarak yiyiniz. Yağ olarak zeytinyağını seçiniz. Zeytinyağı da K2 vit bulundurur. Yediğiniz etler doğal koşullarda yaşamış ve beslenmiş olmalı. Serbest dolaşan hayvanlar olmalıdır.

İyi beslenmek yetişkinlikteki hastalıklardan korur.

Kısaca bir besin ne kadar doğal ise o kadar değerlidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)