Neden Egzersiz Yapmalıyız?
Yazar Yasemin Soytürk • Fizik Tedavi Uzmanı • 16 Ekim 2019 • Yorumlar:
İskelet kasının farklı fiziksel aktivitelerin bütün tiplerinin(örn; egzersiz, eğlence, mesleki ve diğerleri) ve günlük yaşama katılım ve sosyal yükümlülükleri başarılı bir şekilde yerine getirilmesindeki öneminin farkında olmak gerekir. Ayrıca iskelet kasları primer veya sekonder bir çok hastalıkta önemli rol oynar; iskelet kas fonksiyonu aktivite sınırlamalarının ve bozukluğun ulaştığı boyutun ve özelliklerinin tanımlanmasında da anahtardır.
İnsan vücudunda yakalaşık 600 kasın ana fonksiyonu kimyasal enerjiyi (yağ ve karbonhidrat) mekanik enerjiye çevirmek ve dolayısıyla kuvvet yaratmaktır. Bu kuvvet, aktif kas liflerinden tendonlara yani kasların kemiklere bağlandığı noktalara aktarılır. Kemik üzerindeki tendonların hareketi de eklemlerde bir hareket oluşturur. Prensip olarak kuvvet oluşumu kısa sürede oluşabilir; bu, genel olarak kas kuvveti diye tarif edilen sonucu doğurur veya güç oluşumu bir süreye yayılabilir bu da kas dayanıklığı olarak ifade edilir. Klinik ortamda kısa süreli güç oluşturmadaki başarısızlık zayıflık olarak adlandırılırken, kuvvet uygulamadaki yetersizlik kas yorgunluğu olarak adlandırılır. İskelet kası total vücut kütlesinin %40-45’ini oluşturur ve total kas kütlesinin %55’i bacaklara dağılmıştır. Kas, total vücut proteinlerinin yaklaşık %50’sini barındırır. Kuvvet oluşumuna ek olarak iskelet kasları bazal metabolizmaya katkıda bulunur, temel sıcaklığı sağlamak için ısı üretir, kan şekerini düzenler, karbonhidratlar, lipid ve amino asitler için depo görevi görür, egzesiz boyunca enerji oluşumuna yardımcı olur ve iç organları korur.
Hastalık sırasında nitrojen kastan immün sisteme, karaciğere ve diğer organlara amino asitleri sağlamak için mobilize olur. Eğer yaşlılığa, hareketsizliğe ve ağır hastalıklara bağlı kas kaybı nedeniyle yeterli nitrojen mevcut değil ise, vücudun akut bir saldırıya karşı koyabilme kapasitesi zayıflar. Kas fonksiyonu ile hastalıklar arasındaki ilişki oldukça açıktır. %5’lik kas kütlesi kaybında hastalık oranı anlamlı hale gelir ve %40’lık vücut kas kütlesi kaybı ise ölümcüldür. Sonuç olarak, tedavi girişimlerinde iskelet kasının farklı şartlarda ve yatak istirahati, egzesiz gibi çevresel faktörler karşısındaki dramatik plastisitesi, onu ideal bir hedef haline getirmiştir. Fonksiyonel açıdan iskelet kasının gücü, yürüyüş hızı, denge, sandalyeden kalkma süresi, merdiven çıkma yeteneği, düşme sıklığı ve hayatta kalma oranı ile ilişkilendirilmiştir. Bu kanıt, hayat boyunca kas kuvveti ve kas dayanıklılığını korumanın ve arttırmanın günlük hayattaki kısıtlamaları azaltacağı yolundaki kanıyı güçlendirmektedir.