Obezite Nedir?
Yazar Zeki Özsoy • Genel Cerrah • 21 Ekim 2021 • Yorumlar:
Obezite dünya sağlık örgütünün (WHO) tanımına göre sağlık açısından risk oluşturan anormal veya aşırı yağ birikimi olarak tanımlanır. Bu yağ birikimi besinler ile alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanır. Kilonun boyun metrekaresine bölünmesi ile elde edilen vücut kitle indeksi (VKİ) ile hesaplanır. Bu değer 25-30 kg/m2 olduğunda birey fazla kilolu, 30 kg/m2 üzerinde ise obez olarak kabul edilir.
Bir zamanlar yalnızca yüksek gelirli ülkelerde bir sorun olarak görülen aşırı kilo ve obezite, düşük ve orta gelirli ülkelerde, özellikle kentsel ortamlarda şimdilerde daha çarpıcı şekilde artmaktadır. Fazla kilolu veya obez çocukların büyük çoğunluğu, artış oranının gelişmiş ülkelere göre %30'dan fazla olduğu gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. 1975'ten 2016'ya kadar, 5-19 yaş arası aşırı kilolu veya obez çocuk ve ergenlerin yaygınlığı, küresel olarak %4'ten %18'e dört kattan fazla arttı. Obezite, aşırı kilolu veya obez olmanın bir sonucu olarak her yıl 4 milyondan fazla insanın ölmesiyle 2017 yılından itibaren küresel salgın olarak kabul edildi.
Ülkemizde obezite
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 15 yaş ve üstü obez bireylerin oranı 2016 yılında % 19,6 iken, 2019 yılında %21,1 oldu. Cinsiyet ayrımında bakıldığında; 2019 yılında kadınların %24,8'inin obez ve %30,4'ünün obez öncesi, erkeklerin ise %17,3'ünün obez ve %39,7'sinin obez öncesi olduğu görüldü. Genel olarak Obez bireylerin oranı %21,1 oldu. Dünya Sağlık Örgütü 2018-2019 yılı obezite verilerine göre ise Türkiye'de her 3 kişiden 1'i obezdir.
Dünyada obezite
Obezite küresel boyutta önemli bir halk sağlığı sorunudur. Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite her geçen gün artış göstermektedir. DSÖ tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın 6 ayrı yöresinde yapılan ve 12 yıl süren MONICA çalışmasında 10 yılda obezite prevalansında %10-30 arasında bir artış saptandığı bildirilmiştir. Obezitenin giderek yaygınlaşarak halk sağlığı sorunu haline gelmesi, tüm dünyada obezite ile mücadele çalışmalarının başlamasına neden olmuştur. Tüm dünyada 1,5 milyar kişi fazla kilolu, 500 milyon kişinin ise şişmandır.
Obezite belirtileri nelerdir?
Obezite sadece görsel bir sorun değildir. Bireyin yaşam konforunu doğrudan etkileyen bir hastalıktır. Hastalarda terleme, çarpıntı, nefes darlığı, horlama, sırt ve eklem ağrıları gibi belirtiler görülmektedir. Bunun yanında özgüvende azalma, toplum içerisinde hoş görülmeme veya dışlanma gibi psikolojik sorunlara da neden olabilmektedir.
Obezite hangi hastalıklara yol açar?
Obezite birçok hastalığın temelini oluşturur. Bu hastalıkların çoğu kronik diye tanımladığımız ve temelindeki etken yok edilmedikçe tüm ömrü etkileyen ve organlarda oluşturduğu hasar artarak devam eden hastalıklardır. Dolaşım sistemi, sindirim ve boşaltım sistemleri ve diğer unsurların tümü bu sağlık sorunundan olumsuz etkilenmektedir. Obezite, kansere yakalanma riskini de arttırır. Bunun yanında yapılan bazı çalışmalarda morbid obez gebelerde, obezite ameliyatı sonrası zayıflayarak gebe kalanlara kıyasla anneye ve bebeğe ait sorunların çok daha fazla oranda yaşandığı gösterilmiştir. Obezitenin önlenmesi ve tedavisi tüm bu hastalıklarla başa çıkmada ilk basamaktır. Obezitenin direk ya da dolaylı olarak yol açtığı ya da açabileceği bazı hastalık ve sağlık sorunları ise şu şekilde sıralanabilir;
-
Şeker hastalığı
-
Tansiyon yüksekliği
-
Kalp damar hastalıkları
-
İnsülin direnci sorunu
-
Kolesterol yüksekliği
-
Safra kesesi taşı
-
Felç ve inme durumları
-
Kanser
-
Karaciğer yağlanması
-
Uyku apnesi
-
Nefes darlığı, astım
-
Kas ve eklem hastalıkları
-
Psikolojik hastalıklar
-
Polikistik over hastalığı
-
Cilt ve deri bozulmaları ve hastalıkları
Bu hastalıklar nedeniyle birey çok çeşitli ve fazla sayıda ilaç kullanmakta ve yaşam kalitesi oldukça düşmektedir.
Obezite masrafları
2019 yılında OECD tarafından yayınlanan rapora göre, obezite sorunu yaşayanların sağlık hizmetlerinden daha sık yararlanma eğiliminde olduğu, obezlerin normal bireylere göre yaklaşık 2,5 kat daha fazla sağlık harcaması yaptığı, obezite kaynaklı hastalıkların tedavisinin, toplam sağlık harcamalarının yüzde 8,4'ünü oluşturduğu kaydedilmiştir. Örneğin obeziteye bağlı şeker hastalığı gelişen bir hastada ek olarak pek çok ilaç kullanmak, tetkik yaptırmak, diyabete bağlı sorunlarla uğraşmak ve çok daha fazla sayıda poliklinik muayenesi yapmak gerekecektir.
Kovid 19 ve obezite
Korona virüs pandemisi sürecinde yapılan çalışmalar, Kovid-19'un obezite hastalarında daha ağır seyrettiğini ve virüs nedeniyle hastaneye yatanların yaklaşık yarısının obezitesinin olduğunu ortaya koymuştur. DSÖ'nün salgın olarak tanımladığı obezite, sigaradan sonra en önemli ikinci ölüm nedeni olarak kaydedilmiştir. Pandemi koşulları nedeniyle yeme içme düzeninin değişmesi ve atıştırma sıklığının artması obeziteye davetiye çıkarmıştır. Özellikle bu dönemde sağlıklı beslenme daha da önemli hale gelmiştir. Bunun yanında bir diğer sorun da pandemi döneminde elektif ameliyatların bir süre ertelenmesi olmuştur. Obezite cerrahisi elektif bir ameliyattır yani acil değildir ancak obezitenin kovid-19 hastalığını artırması ve şiddetlendirmesi gibi bir takım bulgular elde edilince obez hastaların ameliyatlarının ertelenmemesi, bunların acil kabul edilebileceği görüşü dünyada kabul görmüştür.
OBEZİTE TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Obezite tedavisinde kullanılan yöntemler; diyet, egzersiz, davranış terapisi, farmakolojik (ilaç tedavisi) tedavi ve cerrahi tedavi olarak sıralanabilir. Genellikle ilk süreçte diyet ve egzersiz tedavisi uygulanır. Bunun yanında obeziteye neden olan faktörler saptanmalı ve önlenmelidir.
Obezite Ameliyatları Kimler için Uygundur?
Obezite cerrahisi için bazı kriterler gerekmektedir. İlk baktığımız kriter ise vücut kitle indeksidir (VKİ). VKİ hesaplaması için kullanılan değerler ise bireyin boy uzunluğu ve kilosudur. Vücut ağırlığımızın (kg) boyumuzun metre cinsinden karesine bölünmesi ile elde edilir. VKİ 30-35 kg/m2 olanlar evre 1 obez, 35-40 kg/m2 olanlar evre 2 obez, 40 kg/m2 üzeri morbid obez olarak tanımlanır. Ameliyat için kişinin VKİ’nin 40 kg/m2 üzerinde veya VKİ 35-40 arasında ise yandaş hastalık olması gerekmektedir. Bu yandaş hastalıklar tip 2 şeker hastalığı, koroner arter hastalığı, hiper tansiyon, kolesterol yüksekliği, trigliserid yüksekliği, uyku apne sendromu, yağlı karaciğer hastalığı, obezite ilişkili astım, gastroözefageal reflü hastalığı, venöz staz hastalığı, idrar tutamama, ağırlığa sekonder ilerleyici eklem deformiteleridir. 15-65 yaş arasındaki hastalara ameliyat yapılabilmektedir. Ergenliğe morbid obez giren çocukların %75’inin ileride de morbid obez olduğu bilinmektedir. 65-70 yaş arasındaki hasta grubunda ise genel durum ve performans değerlendirmesi yapılır. Muayene ve tetkikler sonunda uygun olan hastalar ameliyat edilebilir.
Kimlere yapılmaz?
Obezite ameliyatları; obezite tiroid bezi tembelliği, kortizon kullanımı ya da endokrin organ hastalığına bağlı ise, İlaç, alkol vb uyarıcı maddelere bağımlılık söz konusu ise, ciddi bir psikiyatrik sorun var ise ve 1 yıl içinde gebelik planlanıyorsa uygulanmamaktadır.
OBEZİTE AMELİYAT PROSEDÜRLERİ
Farklı çeşit ve türde cerrahi operasyonlardan oluşan bu ameliyatlar, kişilerin genel sağlık durumlarına, obezite seviyelerine ve daha farklı birçok duruma göre seçilmektedir. Obezite cerrahisinde henüz altın standart olarak belirlenmiş bir prosedür yoktur. Tıbbın her alanında olduğu gibi hastaların özellikle metabolik, anatomik ve hormonal durumları ve obezite seviyeleri gözetilerek hasta bazında karar verilmektedir. Obezitenin cerrahi tedavisi temelde üç mekanizma ile gerçekleştirilir. Bunlardan birincisi kısıtlama anlamında restriksiyon ile mide hacminin azaltılması, ikincisi ise malabsorbsiyon ile ince barsaklardan emilimin azaltılmasıdır. Üçüncü mekanizma ise bu iki mekanizmanın birlikte gerçekleştirilmesidir.
OBEZİTE AMELİYATI SONRASI UYULMASI GEREKEN KURALLAR NELERDİR?
Obezite ameliyatları hastaların yaşam tarzını ve beslenme biçimini doğrudan etkileyecek olan ameliyatlardır. Ameliyat sonrası hasta uyumu en az ameliyatın kendisi kadar önem taşır. Hastaların ilaçları, vitamin ve mineral alımı, su içimi, beslenme ve egzersiz biçimi ile ilgili uyması gereken kurallar vardır. Fiziksel olarak bedenin zorlanmaması, ağır yük kaldırılmaması, işe hemen geri dönülmemesi gerekmektedir. Bu kurallara uyum başarıyla doğru orantılıdır. Bu kurallar hem ameliyat öncesi hem de taburculuk sırasında hastaya anlatılır. Bilgilendirici broşürler verilir. Hastaların bunun dışında acil veya beklenmeyen durumlarda nasıl hareket edecekleri ve ulaşabilecekleri kişi ve telefon bilgileri anlatılır. İlk aylarda daha sık aralıklarla olmak üzere en az 2 yıl muayene ve takip süreci vardır. Bunların dışında diğer ameliyatlarda dikkat edilmesi gereken rutin kurallara obezite ameliyatları sonrasında da dikkat edilmesi gerekmektedir
OBEZİTE AMELİYATI SONRASI NELER OLABİLİR?
Hastalar aynı gün ayağa kaldırılır ve yürütülür. Sıvı alımına başlanır ve 2 ya da 3 gün içinde taburcu edilir. Obezite ameliyatları her ne kadar standart ameliyat olarak görülse de her hasta ve her bünyede farklılık arz edebilmektedir. Ameliyat sonrası süreç her hastanın kendine özeldir. Bunun yanında halsizlik, kusma, kabızlık, ağrı, saç dökülmesi gibi kontrol edilebilir şikayetler de görülebilir.