Obezitenin Neresindeyiz?

Yazar Nida Doğan KızılbayDiyetisyen • 6 Şubat 2019 • Yorumlar:

Dünya sağlık örgütü (WHO) obeziteyi ‘’Yağ dokusunun sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi’’ olarak tanımlamaktadır. Obeziteyi basitçe vücudumuzdaki enerji dengesindeki bozukluk sonucu yağ dokusunun artması diye tanımlayabiliriz. Günümüzde, yeme davranış bozukluğu olarak nitelendirilmekte olup metabolik, hormonal, fizyolojik, psikolojik, estetik ve sosyal etkiler ile yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir sağlık problemi olarak karşımızı çıkmaktadır.

Başta kardiyovasküler hastalıklar ve endokrin sistem olmak üzere vücudun tüm organ ve sistemlerini etkileyen ve bu sebeple de Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul edilmiş bir sağlık sorunudur.

Obez Olup Olmadığımızı Basitçe Nasıl Anlayabiliriz?

Beden Kütle İndeksi (BKİ),obezitenin sınıflandırılmasında kullanılan indekstir. Kilonuzun (kg), boyunuzun (m) karesine bölünmesi ile hesaplanır. Bu Hesaplama ile BKİ sınıfları

18,5 ve altı ZAYIF,

18,5 ile 25 arası NORMAL,

25 ile 30 arası ŞİŞMAN,

30 ile 35 arası 1. Dereceden OBEZ,

35 ile 40 arası 2. Dereceden OBEZ,

40 ile 45 arası 3. Dereceden, aynı zamanda MORBİT OBEZ,

45 ile 50 arası 4. Dereceden, aynı zamanda MORBİT OBEZ

50 ve üzeri ise SÜPER OBEZ olarak sınıflandırılmaktadır.

Ör: 1,70m boyunda ve 90kg bir bireyin BKİ sınıfını hesaplayalım.

1.70x1,70 = 2,89 90/2,89 = 31,14 Yani 1. Dereceden Obezite sınıfında yer almaktadır.

BKİ dışında bel çevresi, kalça çevresi, bel/kalça oranı ve deri kıvrım kalınlığı ölçümleri de dolaylı bir şekilde obezite tanı kriterleri arasında yer almaktadır.

Bel çevresi erkekler için 94cm altında, kadınlar için ise 80cm altında olmalıdır. Erkeklerde 102cm ve üzerinde, kadınlarda ise 88cm ve üzerinde bel ölçüsü obezite için tanı kriteri olmakta yeterli denilebilmektedir. Bu değerlere sahip bireyler birçok kronik hastalığa yakalanma konusunda yüksek risk taşımaktadır. (Doğru bir bel ölçümü için düz bir zeminde dik pozisyonda, derin nefes alıp vermiş iken kıyafetsiz bir şekilde, esnemeyen bir mezura ile belin en ince noktasından, yaklaşık göbek deliğinin bir iki parmak üst kısmından alınan ölçüm olarak değerlendirilmelidir.)

 

Obezitenin Artışındaki Sebepler Neler?

Beslenme konusundaki bilgisizlik veya aşrı bilgi kirliliği,

Hatalı besin seçimi,

Yanlış pişirme, hazırlama ve saklama yöntemleri,

Ailelerin beslenme düzeni ve yeme alışkanlıkları,

Yaşanılan ortam,

Genetik yapı,

İş koşulları,

Öğrenim düzeyi,

Öğün sayısındaki düzensizlik,

Öğünlerle alınan besin miktarının fazla olması,

Aşırı karbonhidrat tüketimi,

Hareketsiz yaşam gibi daha birçok neden obezitenin artışına büyük katkı sağlamaktadır.

 

Obezite Hangi Hastalıklara Kapı Açar?

Kalp- damar hastalıkları,

Hipertansiyon,

Meme, prostat, kolon, endometriyum kanser türleri,

Tip 2 diyabet,

Osteoastrit,

Safra kesesi hastalıkları,

Solunum sistemi hastalıkları

Depresyon gibi daha birçok hastalığa kapı açmaktadır.

 

Biz Obezitenin Neresindeyiz ?

Giderek gelişen bir ülkede tamamen batı kültürünü örnek alarak büyümeye özen göstermekteyiz. Bu büyüklük sadece ülke ekonomisi, siyaseti veya gelişimi vs yönünde değil insanların hacimsel ve yağ bazında büyümeye çalışmaları yönünde de giderek artmaktadır. 1998 yılındaki TURDEP-I çalışması ile 2010 yılındaki TURDEP-II çalışması kıyaslandığında Türkiye’de obezite 12 yılda %44 artış göstermiştir.

Obezitenin bu kadar içindeyken  bu gidişe dur demeli ve bedenimizi obeziteye esir etmemeliyiz.

Şimdi ise vücut ölçülerimizi değerlendirip  yerimizi obezitenin, tam karşı cephesinde almalı ve obeziteye savaş açmalıyız.

Sağlıklı bir gelecek diliyorum.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)