Obsesif Kompulsif Bozukluk
Yazar Reşit Kükürt • 27 Ekim 2016 • Yorumlar:
Obsesyonlar (Takıntılar) : Kişiyi rahatsız eden, tekrarlayıcı ve zorlayıcı düşünceler, duygu veya dürtülerdir. Kişi çoğunlukla bunların saçma, mantıksız olduğunun farkındadır ancak yine de zihninden atmakta zorlanır. Çoğunlukla takıntılara kompülsiyon (zorlantı) dediğimiz bazı davranışlar eşlik eder. Kompülsiyonlar , kişinin takıntısından kaynaklanan sıkıntıyı gidermek için yapmak zorunda hissettiği tekrarlayan davranışlar veya düşünceleredir. Bu nedenle hastalık psikiyatride obsessif-kompülsif bozukluk (OKB) olarak adlandırılır.
En sık görülen takıntılar :
En çok rastlanan obsesyon kendini kirli, pis hissetme, hastalık, mikrop , dışkı veya idrar bulaşma düşünceleri ve buna karşılık ortaya çıkan temizlenme kompulsiyonudur . Aşırı el yıkama bazen derinin tamamen tahriş olmasına dahi yol açabilir; kişi günün büyük bir bölümünü kirlendiğini düşündüğü bölgeyi ve giysilerini yıkayarak geçirir ve bulaşma korkusuyla dışarı çıkmayıp kendini izole ederek bütün zamanını evde geçirebilir. Sıklıkla rastlanılan bir diğer takıntı kontrol etmedir (kapı kilitli mi?, Fiş takılı mı? Elektrik , musluk , havagazı açık mı? Her şey yerli yerinde mi? Hata yaptım mı? Kredi kartım yerinde mi ?) Bu takıntılar kontrol kompulsiyonu ile beraberdir. Örneğin kapının kilitli olup olmadığını kontrol etmek için tekrar tekrar eve geri gelip defalarca kapıyı, ışığın açık kalıp kalmadığını kontrol etmek için defalarca yataktan kalkabilir , bitirdiği bir işi bile tekrar tekrar yapıp yapmadığından emin olmak için aynı dosyayı yüzlerce kez kontrol edebilir, hatta bazen kendi yaptığı kontrollerle yetinmeyip yanındaki birilerinden de kontrol etmelerini isteyebilirler. Aynı soruları defalarca sorarlar fakat hiçbir şekilde ikna olmazlar. Bazı hareketleri belli sayıda tekrar etmediği taktirde kendinin veya sevdiklerinin zarar göreceği düşüncesiyle aynı hareketi yaparlar.. Bunların dışında birçok obsesyon olabilir, örneğin cinsel takıntılar ( en yakınlarına karşı cinsel istek duyar mıyım ? , karşı cinsin cinsel organına bakar mıyım ? ). Dini takıntılar (günahkar mıyım, değil miyim? ,Allah’a , dine küfrettim mi ? Abdestim , namazım kabul edildi mi ?) Kötülük veya kötü bir şey yapacağından korkma takıntısı (kendime zarar verir miyim ? ,balkondan atlar mıyım ?, çocuğuma veya başkasına zarar verir miyim ?). Her şeyin yerli yerinde düzgün ve simetrik olması , mükemmeliyetçilik , Bir diğer temizlik takıntısı da evde diğer yaşayanların kendi kurallarına ve temizlik takıntılarına uymasını sağlamak için dışarıdan gelenleri önce banyoya gönderip el yüz yıkamalarını ardından üzerlerini değiştirdikten sonra içeri girmelerine izin verdikleri sık görülen takıntılardandır.
Her takıntı hastalık mıdır?
Takıntılar belli bir çıta yüksekliğine kadar hastalık değildir. Bunlar o kişinin kişisel özellikleridir. Hatta bu takıntıları kontrol edebilen ve bunları yaşam kuralları haline getiren temiz, titiz, düzenli, saygılı,sorumluluk sahibi, kendisine yapılmasını istemediği şeyi başkasına yapmayan, mükemmeliyetçi ve toplumsal kurallara uyan , işini eksiksiz yapan aile bağları güçlü, kişilik özellikleri çoğu zaman insana yararlı olabilen ve hayatını daha kaliteli ve başarılı yaşamasına neden olan özelliklerdir. Ancak bu takıntılar belli bir çıtanın üzerinde ise işte o zaman bu takıntılar kişinin günlük hayatında, işinde, sosyal çevresinde ve aile yaşamında birtakım sorunlar yaşamasına yol açar. Bu takıntılar hayatının önemli bir kısmında karşısına zorluk olarak çıkar ve zamanının çoğunu alır . Her sabah tuvalette ve banyoda uzun kalması hazırlanması uzun süreceğinden işine geç kalacak, kafasında sürekli takıntılar olacağından işe konsantre olmakta zorlanacağı, sürekli detaylarla uğraşacağı için işin özünden uzaklaşacağından hata yapma riski artacak dolayısıyla da her konuda başarısız olacak ve sonuçta işini kaybedecektir. Her şeyi kontrol edeceği için geceleri uyuyamayacak, aşırı düzen, tertip, temizlik ve hijyen takıntıları örneğin kapı kollarını tutmak için eldiven taşımak, başkasının oturduğu koltuğa oturmamak için şilte bulundurmak vb nedeniyle de aile içinde problemler yaşanacak ve mutsuz olacaktır. Yine takıntıları nedeniyle evden çıkamayacağı için sosyal çevresini de kaybedecektir...) Kişi, hastalık aşamasına gelmiş demektir .O zaman psikiyatrik tedaviyi gerektirir bir durum var demektir.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun nedenleri
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, araştırmalar hem biyolojik hem de çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir.
Biyolojik faktörler: Beyindeki nöronlar elektrik sinyalleri yoluyla iletişim kurarlar. Nörotransmitter denilen bu kimyasallar sinyallerin nörondan nörona iletilmesine yardım ederler. Araştırmalar bu nörotransmiterlerden serotonin seviyesinin düşmesi ile OKB gelişimi arasında bir ilişki olduğunu saptamıştır. Serotonin azalmasının ebeveynden çocuğa geçtiğini gösteren kanıt da vardır. Bu da obsesif kompulsif bozukluğun genetik olabileceğini göstermektedir. Beynin belirli bölgelerinin serotoninin dengesizliğinden etkilenmesi OKB’ ye yol açar.
Araştırmalar Streptokok bakterisiyle oluşan belli bir tür enfeksiyon ile OKB arasında bir ilişki olduğunu saptamıştır. Şayet bu enfeksiyon tekrar eder ve tedavi edilmezse, OKB oluşumuna ve çocuklarda başka bozukluklara sebep olabilir.
Çevresel faktörler: Hastalık, olumsuz yaşam olayları, taciz, sevilen birinin kaybı , ekonomik kayıplar , iş veya okul problemleri , ilişki sorunları gibi bazı çevresel stres yaratıcı faktörler OKB’ yi tetikleyebilir veya kişide var olan bu rahatsızlığı daha da artırabilir.
Sıklığı nedir
Obsesif kompulsif bozukluk toplumda yaklaşık olarak %2-3 oranında görülmektedir. Bir başka deyişle her yüz kişinin 2 veya 3’ü tedavi gerektirecek düzeyde takıntılıdır. Hastalık en çok 20’li yaşlarda ortaya çıkar. Erkeklerde erken yaşlarda , kadınlarda ise geç yaşlarda başlangıç daha sıktır.
OKB Tedavisi
Tedavi yöntemi medikal destek , EMDR ve bilişsel davranış terapisidir.
OKB kendiliğinden düzelmez, bu yüzden tedavi edilmesi önemlidir.
Bilişsel davranışçı terapi : Bilişsel davranış terapisinin amacı, obsesif-kompülsif bozukluğu olanların korkularıyla yüz yüze gelmelerini sağlayarak bu şekilde anksiyetelerinin azaltılmasını sağlamaktır. Böylece obsesif-kompülsif bozukluğu olanlarda sıkça görülen sağlıksız, saçma düşüncelerin üzerine gidilerek yok edilmesi amaçlanır.
EMDR Terapisi: Olumsuz yaşam deneyimleri kişide psikolojik travmaya neden olduğunda EMDR Terapisi ile kişi geçmişteki deneyimlerin kendisine acı vermediğini ve böylece zorlayıcı davranışlardan kurtulduğunu dile getirmektedir.
İlaç tedavisi: Trisiklik , tetrasiklik antidepresanlar ve ( SSRI) selektif serotonin geri alım inhibitörleri OKB tedavisinde yardımcı olabilir. Hastaların ilaç ve psiko- terapilere cevap vermedikleri şiddetli vakalarda Eloktrokonvulsif Terapi (EKT) beyinde nörotransmitterlerin salınmasına yol açarak etkili olur.
Ev ödevleri verilerek, hastalar yavaş yavaş takıntılı davranışlarının veya kompülsiyonlarının üzerine gitmeleri için cesaretlendirilir. İlaç tedavisi ve psikoterapinin beraber uygulandığı hastaların %90’a yakını iyi veya orta derecede düzelirler.