Obsesif Kompulsif Bozukluk

Yazar Burçin UstabaşıPsikolog • 24 Ocak 2022 • Yorumlar:

Obsesif kompulsif bozukluk, genellikle geç ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde ortaya çıkan ve tedavi edilmezse kronik bir seyir gösteren ciddi sorunlara neden olan bir klinik durumdur. Obsesif-kompulsif bozukluk, obsesyonların, kompülsif ritüellerin veya en yaygın olarak her ikisinin birden ortaya çıkması ile karakterize edilir. Takıntıların dört temel özelliği vardır: bunlar, müdahaleci olarak deneyimlenen ve büyük kaygıya neden olan, yineleyici ve kalıcı düşünceler, dürtüler veya görüntülerdir; bunlar sadece gerçek hayat sorunları hakkında aşırı endişeler değildir; etkilenen birey, onları başka bir düşünce veya eylemle görmezden gelmeye, bastırmaya veya etkisiz hale getirmeye çalışır; ve etkilenen kişi bu düşüncelerin kendi zihninin bir ürünü olduğunu kabul eder. İstenmeyen düşünceler veya sevdiklerine zarar verdiğine dair görüntüler, birinin kapıları kilitlemediğine veya elektrikli aletleri kapatmadığına dair sürekli şüpheler obsesyonlara örnek olarak verilebilir. Kompulsiyonlar, etkilenen bireyin bir tepkiye tepki olarak yapmak zorunda hissettiği tekrarlayan davranışlar (örneğin, tekrarlayan el yıkama, sipariş verme veya kontrol etme) veya zihinsel eylemlerdir (örneğin, tekrarlayan dua etme, sayma veya kötü düşünceleri geri almak veya değiştirmek için iyi düşünceler düşünmek) ya da takıntı ve katı kurallara sahip olmak gibi (örneğin, bir ışık düğmesinin tam olarak on kez açılıp kapatılarak kapatılıp kapatılmadığını kontrol etmek). Kompulsiyonlar, sıkıntıyı önlemeyi, azaltmayı ya da bazı korkulan olayları önlemeyi amaçlar. Bununla birlikte, aşırıdırlar veya önlemeleri amaçlanan şeyle gerçekçi bir şekilde bağlantılı değildirler.

Obsesif-kompulsif bozukluk, çeşitli türlerde obsesyon ve kompulsiyonların mevcut olduğu semptomatik olarak heterojen bir durumdur. Bununla birlikte, araştırmalar belirli obsesyon ve kompulsiyonların beş ana boyut oluşturmak üzere birlikte ortaya çıkma eğiliminde olduğunu göstermektedir.

1- Zarar vermekten sorumlu olma veya zarar vermeme takıntıları; kompulsiyonları kontrol etme ve güvence arama;

2- Temizlik takıntıları, yıkama ve temizleme ile ilgili ritüeller;

3- Simetri takıntıları ve sıralama ve sayma ile ilgili ritüeller;

4- Nesneleri edinme ve elde tutma konusundaki saplantılar olan istifleme ve buna bağlı toplama kompulsiyonları;

5- Seks, şiddet ve dinle ilgili saplantılar;

Son bulgular bu beş boyutu çocukluktan yetişkinliğe kadar yaşlar boyunca desteklemiştir. İstifleme geleneksel olarak bir obsesif-kompulsif bozukluk biçimi olarak görülse de, istifleme ile diğer obsesif-kompulsif belirti boyutları arasındaki farklar, bazı araştırmacıların artık istiflemenin ayrı bir bozukluk olduğunu düşünmesini sebep olmuştur.

Obsesif kompulsif bozukluk için laboratuvar testleri yoktur ve tanı klinik görüşme ile konur. DSM-V kriterlerine göre bozukluğu teşhis etmek için, etkilenen kişinin ya obsesyonlardan ya da kompulsiyonlardan muzdarip olması gerekir, bu da büyük sıkıntıya neden olur, zaman alır (günde 1 saatten fazla) veya normal işleyişi önemli ölçüde bozabilir. Bozukluğun seyrinin bir noktasında, etkilenen kişi, obsesyon ve kompulsiyonların aşırı veya mantıksız olduğunu da kabul etmelidir. Bu ölçüt çocuklar için geçerli değildir çünkü bu yargıya varmak için yeterli bilişsel farkındalığa sahip olmayabilirler. Ayrıca, sıradan çocukluk ritüelleri zorlama değildir, rahatsız edici veya zayıflatıcı değildir ve geçici olma eğilimindedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)