Obsesif Kompulsif Bozukluk
Yazar Uğur Çakır • Psikiyatrist • 6 Eylül 2019 • Yorumlar:
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), obsesyonlar ve kompulsiyonlar varlığıyla ortaya çıkan ve kişinin hayatında belirgin kısıtlamalara yol açan psikiyatrik bir bozukluktur. Yapılan çalışmalar toplum içinde OKB yaygınlığının ortalama %1-3 arasında olduğunu göstermiştir.
Obsesyon kişinin zihnine istemsizce gelen, geldiğinde belirgin sıkıntı ve hoşa gitmeyen duygu ve bedensel belirtiler oluşturan düşünceler, dürtüler veya imgelerdir. Obsesyonlar karşımıza yaşadığımız bir olay veya zihnimizden geçen bir duygu ile ilişkili çıkabilir. Bebeği mama sandalyesinde oturan bir anne, ona yemek hazırlarken gördüğü bir bıçak sonrası zihninden bebeğine bu bıçak ile zarar verdiği düşüncesinin veya görüntüsünün geçtiğini fark edebilir. Bu yönde bir dürtü hissedebilir. Bu düşünce, fotoğraf veya dürtü; istemsizce, davetsizce, kendiliğinden ve aniden gelip, o anda belirgin sıkıntı, rahatsızlık ve eşlik eden hoşa gitmeyen bedensel duyumları ortaya çıkarıyor ise “obsesyon” olarak adlandırılır. Obsesyonlar hayatımızda pek çok şekilde karşımıza çıkabilir. Kirlenme, bulaşma, kuşku-şüphe, simetri, saldırganlık, dini, cinsellikle İlgili obsesyonlar en sık karşılaştığımız obsesyonlardır.
“Kompulsiyonlar” ise obsesyonlar sonucu ortaya çıkan hoşnut olmayan duyguyu, bedensel tepkileri azaltmak veya ortadan kaldırmak için yaptığımız davranışlar veya ritüellerdir. Bazen kompulsiyonlar düşünce şeklinde de olabilir, o an zihnimizden geçen ve hoşumuza gitmeyen bir düşünceye karşı belirli başka bir düşünceyi zihnimizden geçirmeye çalışmak buna örnek gösterilebilir. El yıkama, temizlik, kontrol etme, sayma, düzeltme, biriktirme en sık gördüğümüz kompulsiyonlardır.
Ellerimizi yıkadıktan sonra hala ellerimizin kirli olduğunu düşünüyorsak, bu obsesyonun bir parçası olan hoşa gitmeyen duygulardan kurtulmak için ellerimizi yıkamaya devam ederiz.
Diğer birçok psikiyatrik bozuklukta olduğu gibi OKB’nin oluşumunda ve tetiklenmesinde etkili faktörler benzerdir.
Bunlar;
Genetik Faktörler
(Aile öyküsü, bazı genlere sahip olma.)
Biyolojik Faktörler
(Beyin veya diğer organ hastalıkları, kullanılan bazı ilaç veya maddeler, geçirilmiş enfeksiyonlar, vitamin eksiklikleri.)
Psikolojik Faktörler
(Mükemmeliyetçilik, aşırı sorumluluk, belirsizliğe tahammülsüzlük, düşünce eylem kaynaşması.)
Sosyal Faktörler
(Erken dönem yaşam olayları, ebeveyn çocuk çevre ilişkisi, travmatik yaşam olayları, iş veya aile yaşamındaki sorunlar.)
OKB her ne kadar hayatı belirgin derecede kısıtlayan zorlayıcı bir psikiyatrik bozukluk olsa da çözümsüz değildir. Çoğu zaman başarı ile tedavi edilebilmektedir. OKB tedavisinde kimi zaman tek başına ilaç tedavisi, kimi zaman ise tek başına bilişsel davranışçı tedaviler (klasik bilişsel davranışçı yaklaşımlar, metakognitif terapi, mindfullness temelli yaklaşımlar) kullanılmaktadır. Bazı hastalarda her iki tedavinin birlikte kullanılması da gerekebilmektedir. Hangi yaklaşımın öncelikli seçileceği çeşitli etkenlere göre değişiklik gösterebilmektedir.