Obsesif Kompulsif Bozukluk
Yazar Tuğçe Ertekin • Psikolog • 9 Nisan 2020 • Yorumlar:
Obsesif kompulsif bozukluğuna kişinin günlük yaşamında sıkıntıya ve işlev kaybına yol açan obsesyon ve kompulsiyonlar yol açar. Obsesyon; kişinin kontrol edemediği şekilde aklına sürekli zorla gelen düşünce, fikir ve görüntülerdir. Bunlar kişi tarafından uygunsuz algılanır ve onda sıkıntı ve kaygı yaratır. Her düşünce obsesyon olabilir ve bu düşüncelerin akla gelmesi normal bir durumdur. Kompulsiyon ise obsesyonların yarattığı sıkıntı ve kaygıyı azaltmak için ya da katı kurallara (ritüellere) bağlı kişinin giriştiği açık ve örtülü(zihinsel) davranışlarıdır. Ritüeller günlük hayatımızda belli bir düzende yaptığımız şeylerdir bu sebepten yaptığımız şeylerin ritüel olup olmadığını iyi ayırt etmek gerekir. Örneğin; her gün kahve içmek bir ritüel değildir fakat o kahveyi her gün aynı kahve türünden aynı ölçüde aynı saatte aynı fincanla içmek bir ritüeldir. Kimi zaman kompulsiyonlar olmadan da obsesyonlar görülebilir ama bu oran oldukça düşüktür. Kompulsiyonlar her zaman açık bir şekilde görülmeyebilir. Bu durumlarda zihinsel kompulsiyonlar devreye girer. Zihinsel kompulsiyonlara sayı saymayı, dua etmeyi, zihinden geçirilen birtakım eylemleri sayabiliriz. Ülkemizde en sık görülen obsesyonları kirlenme, bulaşma, kendine ya da başkasına zarar verme, yasak ya da tabu düşünceler (cinsel, dini ve ahlaki obsesyonlar) ve simetri olarak sıralayabiliriz. Kirlenme ve bulaşma obsesyonları; kir, mikrop, beden sıvıları, kimyasallar, çevresel atıklar, böcekler, yağlı veya yapışkan maddelerdir. Zarar verme obsesyonları; kendine zarar verme korkusu, dürtüsel bir hareketle birini bıçaklama, birini yüksek bir yerden itme, küfür etme, illegal bir şey yapma korkusu, araba kullanırken birine çarpma korkusu olabilir. Yasak ya da tabu düşüncelere; cinsel yönelim obsesyonları, yasak ya da sapkın düşünceler, günah işlemekle ilgili aşırı düşünce, ibadette hata yapma, doğru ya da yanlışlıkla ahlaki değerlerle ilgili aşırı endişe düşünülebilir. Simetri obsesyonları; eşyaların düzgün, sıralı, simetrik durması, yaptığı hareketleri eşitleme ihtiyacı(örn; sağ kolunu kaşıyınca sol kolunu da kaşıması) olarak söyleyebiliriz. Yine ülkemizde en sık görülen kompulsiyonları yıkama, kontrol etme, tekrar etme, zihinsel ritüeller, düzeltme, biriktirme olarak sıralayabiliriz. Yıkama kompulsiyonlarını kişi kendisini ya da çevresini kirden arındırma çabasıyla yapar ve bu şekilde davranarak kişi kendisine veya başkasına zarar gelmesini engellediğini düşünür. Kontrol etme kompulsiyonlarını ise kişinin kendisine veya başkasına zarar gelme ihtimalini ortadan kaldırmak için aşırı kontrol etme davranışı içine girmesi şeklinde düşünebiliriz. Bu kompulsiyona sahip kişiler kapıları, kilitleri, fırını, elektrikli aletleri, ışıkları sık sık kontrol ederler. Tekrar etme kompulsiyonlarını ise, aynı yeri tekrar tekrar okuma, yazma veya söyleme olarak açıklayabiliriz. Son olarak düzenleme kompulsiyonlarını kişiler zihinsel sayma, zihinsel liste yapma, yapılan eylemleri zihinsel gözden geçirme olarak düşünebiliriz. Genel olarak baktığımızda kişiler tüm bu obsesyonları ve kompulsiyonları olabilecek bir felaketi önleme, etrafındaki insanlara gelebilecek tehlikelerin önüne geçmek ve en sonunda kendilerinde oluşan kaygıları azaltmak veya ortadan kaldırma amacıyla yaptıklarını söylerler fakat bir süre sonra kompulsiyonlar bu kişilerde bıktırıcı bir hale gelir. Bu sebepten kişiler kaygısını tetikleyecek kompulsif davranışlar göstermesine neden olacak durum ve uyaranlardan kaçınmaya başlarlar. Terapideki hedefimiz, obsesyonların yarattığı duygularla başa çıkabilmesini sağlamaktır. Böylelikle, zaman içerisinde kişi obsesyonların oluşturduğu o sıkıntıyı ve kaygıyı tolere ederek zamanla obsesyonlarının azaldığına ve kompulsif davranışları gerçekleştirme isteğinin azaldığının farkına varacaktır.