Obsesif Kompulsif Bozukluk
Yazar Elif Demirci Çağlar • Psikolog • 2 Eylül 2020 • Yorumlar:
Obsesif kompulsif bozukluk dediğimiz durum bir çeşit kaygı bozukluğudur.
Takıntı (obsesyon) aniden zihne uygunsuz olan gelen, sıkıntı verici, tekrar eden, kişinin kontrolü dışında olan düşünce, hayal, imge iken zorlantı (kompulsiyon) ise obsesyonlara bağlı olarak gelişen anksiyeteyi azaltmak amacıyla belirli kurallara bağlı olarak yapmak zorunda olduğunu hissettiği, kişinin yapmaktan kendisini alıkoyamadığı yineleyici davranışlar, zihinsel eylemler olarak tanımlanmaktadır.
Kişiler takıntıları olduğunda bu takıntıları onlara rahatsızlık verdiği için onlardan kurtulmaya çalışırlar. Kişi takıntılı düşüncelerinin mantıklı olmadığını çoğunlukla fark eder ve bastırmaya, dikkate almamaya çalışır. Bu rahatsızlıktan, suçluluk duygusundan, kaygıdan kurtulmak amacıyla da bazı davranışlar geliştirirler. Bu davranışlar kişinin o an hissettiği rahatsızlık, kaygı, iğrenme, suçluluk gibi duygularını azaltmak amacıyla gerçekleşir. Kişi bu davranışları sürekli yaptığında bir zaman sonra kendisini yapmaya mecbur hissedebilir ve bu da kompulsiyon halini almaktadır. Aslında bu davranışın altındaki amaç sadece takıntının etkisini yok etmek, telafi etmek yani nötrleştirmeye çalışmaktır.
Kişi takıntılı düşüncesini bastırabilir. Bastırılan düşünce, kişinin daha çok o düşünce ile ilgilenmesine, meşgul olmasına neden olmaktadır. Düşünceyi kontrol etmeye çalışmak, düşünmemeye çalışmak tam tersi yönde sonuç verecektir. Kişi eğer cinsellik ile ilgili bir şey düşünmek istemiyorsa ve kendisine bu yönde bir kural koymuşsa zihni sürekli cinsel düşünceye sahip olup olmadığını tarayacaktır. Bu da kişinin daha çok cinsellik ile ilgili takıntısının devam etmesine neden olacaktır. Kişi takıntısını bastırmak için çaba gösterdikçe o takıntısı daha çok gün yüzüne çıkacaktır.
DSM V’e Göre Obsesif- Kompulsif Bozukluk Tanı Kriterleri Şu Şekildedir:
A. Takıntıların (obsesyonların), zorlantıların (kompulsiyonların) ya da her ikisinin birlikte varlığı:
Takıntılar (Obsesyonlar):
1. Kimi zaman zorla ve istenmeden geliyor gibi yaşanan, çoğu kişide belirgin bir kaygı ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici ve sürekli düşünceler, itkiler ya da imgeler.
2. Kişi, bu düşüncelere, itkilere ya da imgelere aldırmamaya ya da bunları baskılamaya çalışır ya da bunları başka bir düşünce ya da eylemle yüksüzleştirme (bir zorlantıyı yerine getirerek) girişimlerinde bulunur.
Zorlantılar (Kompulsiyonlar)
1. Kişinin takıntısına tepki olarak ya da katı bir bicimde uyulması gereken kurallara göre yapmaya zorlanmış gibi hissettiği yinelemeli davranışlar (Örneğin el yıkama, düzenleme, denetleyip durma) ya da zihinsel eylemler (Örneğin dinsel değeri olan sözler söyleme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme).
2. Bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yaşanan kaygı ya da sıkıntıdan korunma ya da bunları azaltma ya da korkulan bir olay ya da durumdan sakınma amacıyla yapılır; ancak bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yüksüzleştireceği ya da korunulacağı tasarlanan durumlarla gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da açıkça aşırı bir düzeydedir.
Not: Küçük çocuklar bu davranışlarının ya da zihinsel eylemlerinin amaçlarını dile getiremeyebilirler.
B. Takıntılar ya da zorlantılar kişinin zamanını alır (Örneğin günde bir saatten çok zamanını alır) ya da klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
C. Takıntı-zorlantı belirtileri, bir maddenin (kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
D. Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz (Örneğin yaygın kaygı bozukluğunda olduğu gibi aşırı kuruntular; beden algısı bozukluğunda olduğu gibi dış görünümle aşırı uğraşma; biriktiricilik bozukluğunda olduğu gibi sahip olduklarını elden çıkartmakta ya da onlarla ilişkisini kesmekte güçlük çekme; trikotillomanide [saç yolma bozukluğu] olduğu gibi saçını yolma; deri yolma bozukluğunda olduğu gibi derisini yolma; basmakalıp davranış bozukluğunda olduğu gibi basmakalıp davranışlar; yeme bozukluklarında olduğu gibi torensel yeme davranışı; madde ile ilişkili ve bağımlılık bozukluklarında olduğu gibi maddeleri ya da kumar oynamayı düşünüp durma; hastalık kaygısı bozukluğunda olduğu gibi bir hastalığının olduğunu düşünüp durma; cinsel sapkınlık bozukluklarında olduğu gibi cinsel itkiler ya da düşlemler; yıkıcı bozukluklarda, dürtü denetimi ve davranım bozukluklarında olduğu gibi dürtüler; yeğin depresyon bozukluğunda olduğu gibi suçlulukla ilgili düşünsel uğraşlar; şizofreni açılımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozukluklarda olduğu gibi düşünce sokulması ya da sanrısal uğraşlar ya da otizm açılımı kapsamında bozuklukta olduğu gibi yinelemeli davranış örüntüleri).
Obsesyon Türleri
Bulaşma Obsesyonları: Hastalık kapacağı endişesi taşımasıdır. Mikroplar, hastalık, kir bulaşacağı yönünde bir kaygı ile kendisini gösterebilmektedir. Bu obsesyona sıklıkla elleri yıkamak, yıkanmak, kapı tokmağına dokunmamak, tokalaşmamak gibi kompulsiyonlar eşlik edebilmektedir.
Biriktirme Obsesyonları: Kişi için maddi ve manevi değeri olmayan, kendisi için gerekli olmayan nesneleri atmak istememek, saklama ihtiyacı duymak, atmaya ilişkin endişe duymak ile ilgilidir. İleride gerekli olabilir fikri ile eski dergi, gazete, hediye paketleri, ambalajlar gibi gerekli olmayan eşyaları biriktirebilmektedir.
Şüphe Obsesyonları: Emin olamamak ile ilgili obsesyondur. Aşırı şüphe duyarak; kapıları kilitleyip kilitlemediği, ocağı kapatıp kapatmadığı vb. içeren obsesyonlardır. Kişi beraberinde sürekli olarak kontrol etme ihtiyacı duymaktadır. Yaptığından bir türlü emin olamaz.
Saldırganlık-Şiddet Obsesyonları: Kişinin başkalarına zarar vermeye ilişkin endişe duymasıdır. Sevdiği, tanıdığı birine zarar vermeye ilişkin zihninden düşüncelerin geçmesi, yapıp yapmayacağına ilişkin sürekli olarak kaygılanmasıdır. Bir şeyler çalmaktan korkma, sevdiği kişilerle yalnız kalmaktan korkma, kendisini pencereden atma gibi düşüncelerle ilgilidir.
Cinsel Obsesyonlar: Kişinin istemsizce, tekrar eden cinsel içerikli hayaller, düşünceler ile ilgilidir.
Dini Obsesyonlar: Özellikle daha çok ibadet ederken kişinin istemsizce aklına gelen, inancının tam zıttı şekilde takıntılı düşüncelerin zihninden geçmesi ve kişiye rahatsızlık vermesidir.
Düzen Obsesyonları: Kişinin her şeyin düzenli olmasını, yerli yerinde olmasını istediği düşüncelerdir. Kontrol, sayma, düzenleme gibi zorlantılar eşlik edebilmektedir.
Somatik Obsesyonlar: Sürekli olarak hastalığa yakalanmaya ilişkin endişe, hastalığa sahip olduğunu ya da hasta olabileceğine ilişkin ihtimali istemsizce düşünüp rahatsızlık duymaktır.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun Nedenleri
Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Kişinin içinde büyüdüğü ve var olduğu aile sistemindeki kaygıyı taşıyıp taşımadığı önemli bir konudur. Takıntılı düşüncelerin hakim olduğu bir ortamda büyüyen çocuk kaygı bozukluğuna daha yatkın olabilmektedir.
Eleştirel, beklentinin yüksek olduğu, duyguların anlaşılmadığı, yüksek standartların olduğu ortamda büyüyen, mükemmeliyetçi anne veya babaya sahip olan çocuk ve gençlerde obsesif kompulsif bozukluğa yatkınlık görülebilmektedir.
Obsesif düşüncelerin altında çoğunlukla suçluluk ve utanç gibi bastırılmış duygular bulunabilmektedir.
Tedavi Süreci
Obsesif kompulsif bozukluğun psikoterapisinde amaç kişinin kaygısının altındaki nedenleri keşfetmeye ve ortadan kaldırmaya yöneliktir. Kişinin bastırdığı veya yok saydığı duygularını fark etmesi, mükemmeliyetçi katı yapılanmasının esnetilmesi, katı kurallarının gerçekçi bir zemine getirilmesi, çarpıtılan düşüncelerinin yerine işlevsel gerçekçi düşüncelerin getirilmesi, olayları değerlendirirken sahip olduğu algısının ve beraberinde bu olaya ilişkin duygusunun değişmesi yoluyla çalışmalar yapılabilir.
Obsesyonlar(takıntılar) için ilaç kullanımı semptomun sıklığını azaltıp, hissedilen anksiyetenin de azalmasına yardımcı olur. Fakat sorunun kaynağını ortadan kaldırmaz. Bu sebeple eş zamanlı olarak, semptoma neden olan kaynak ile psikoterapi aracılığıyla çalışılması da gerekmektedir. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi ve beraberindeki farmakoloji desteği ile birlikte OKB üzerinde başarılı çalışmalar yapılabilmektedir.