Obsesif Kompulsif Bozukluk
Yazar Evrim Ebru Yılmazer • Psikolog • 4 Mayıs 2017 • Yorumlar:
Takıntı hastalığı olarak da bilinen OKB, tekrarlayan obsesyon ve/veya kompulsiyonlar ile karakterize, genellikle süreklilik gösteren, kişinin günlük yaşamını ve ilişkilerini bozan ruhsal bir hastalıktır.
Obsesyon (takınıtı); kişinin isteği dışında ısrarlı ve zorlayıcı bir şekilde aklına gelen, kişide kaygı ve huzursuzluk yaratan, yineleyici özellikteki düşünce, dürtü ya da imgeler olarak tanımlanır. Kişi, genellikle obsesyonunun mantıksız olduğunun farkındadır, ancak zihninden atamaz.
Kompulsiyon (zorlantı); kişinin, obsesyonlarının yarattığı sıkıntıyı azaltmak için yapmak zorunda hissettiği, mantıksız olduğunu bildiği, tekrarlayıcı törensel davranışlar ya da düşüncelerdir.
Kirlenme/bulaşma obsesyonu
- Emin olamama/kuşku duyma obsesyonu
- Düzen/simetri obsesyonu
- Dini obsesyon
- Cinsel obsesyon
- Şiddet/saldırganlık obsesyonu
- Temizlik kompulsiyonu
- Kontrol kompulsiyonu
- Sayma kompulsiyonu
- Dokunma kompulsiyonu
- Düzenleme kompulsiyonu
- Biriktirme ve saklama kompulsiyonu
En çok rastlanan takıntı, kirlenme/bulaşma (kişinin bedeninin ve giysilerinin kir, mikrop, kimyasal madde, deterjan, idrar, gaita ve diğer beden salgıları ile bulaşacağına ilişkin) obsesyonu ve temizlenme kompülsiyonudur (defalarca elini, vücudunu, kıyafetlerini yıkama, sürekli evini temizleme gibi). Aşırı el yıkama, bazen derinin tamamen tahrip olmasına dahi yol açabilir; kişi gününün büyük bir kısmını bulaşma korkusuyla dışarı çıkmayıp kendini izole ederek evde geçirebilir.
Sıklıkla rastlanılan bir diğer takıntı, emin olamama (ocak açık mı?, kapı kilitli mi?, her şey yerli yerinde mi? hata yaptım mı?) obsesyonu ve kontrol kompülsiyonudur. Bu kuşku ve kontroller yaşamın birçok alanında kendini gösterebilirler. Kişi, kapının kilitli olup olmadığını kontrol etmek için defalarca evine dönebilir, ışığın açık kalıp kalmadığını kontrol için defalarca yataktan kalkabilir veya verilen bir işi hatasız yapıp yapmadığından emin olmak adına yüzlerce kez kontrol edebilir, bazı sözlerin söylendiğinden emin olmak için defalarca tekrar edebilir.
OKB’nin toplumda % 2-3 oranında görüldüğü bildirilmiştir. Genellikle ergenlik döneminde ve 20-30 yaşlar arasında başlamakla birlikte herhangi bir yaşta da ortaya çıkabilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına rağmen, kadınlarda daha sık görülür.
Her insanın takıntılı bazı düşünce ve davranışları olabilir. Bunların hastalık sayılabilmesi için, kişinin günlük yaşamını, işlevselliğini etkileyecek hatta bozacak kadar şiddetli olmaları gerekir.
Genetik: Ailesinde OKB olan kişilerde daha sık görülmektedir.
Beyin işlevlerinde ve serotonin işlevinde bozulma
Çocukluk çağı travmaları: Özellikle cinsel istismara uğrayan çocuklarda, önemli bir stresörün ardından kişide OKB ortaya çıkması sık görülen bir durumdur.
Kişilik özellikleri: Obsesif kişilik özellikleri (kuralcı, titiz, ayrıntıcı, mükemmeliyetçi) belirgin olan bireyler, hastalığa da yatkın olan bireylerdir.
OKB, kişinin işlevselliğini bozan, yaşam kalitesini düşüren, kronikleşebilen bir hastalıktır. Mutlaka uygun sürede tedavi edilmesi gerekir.
İlaç Tedavisi: Özellikle serotonin üzerinden etki eden ilaçlar öncelikle tercih edilir. Etkinin başlaması için 2 hafta gerekmekle birlikte obsesif semptomlarda düzelmenin başlaması 3 ayı bulur. Hastalık semptomlarının direncinden dolayı, tedavinin en az iki yıl sürdürülmesi önemlidir.
Bilişsel-davranışçı terapi: Bilişsel tedavi ile obsesyonların neden olduğu sorumluluk algısı azaltılır. Davranışçı terapi ile kişinin obsesyonları tetiklenir ve kompulsiyonları engellenir. Kişi desensitize edilir. Hem hastalığın tedavisinde, hem de nükslerin önlenmesinde bilişsel-davranışçı terapi önemlidir. Bazen tek başına, bazen de ilaç tedavisi ile birlikte uygulanır.