Öğrenme Bozukluklarında Aile Tutumları
Yazar Aslı Ergün • Psikolog • 18 Nisan 2019 • Yorumlar:
Öğrenme kişiler için yalnızca belirli bir alanda kazanılan becerileri veya edinilen akademik bilgileri içermez, hayat boyu devam eden bir süreci ifade eder.
Çocuklar doğdukları andan itibaren etraflarındaki uyaranlar aracılığıyla öğrenme süreçlerini otomatik olarak başlatmış olurlar. Bazı çocuklar okuma – yazma veya öğrenmeyle ilişkili diğer becerilerle ilgili sıkıntılar yaşayabilirler, bu onlarda öğrenme güçlüğünün işareti olabilir. Öğrenme güçlüğü, çocuğun öğrenme ile ilgili bir ya da birkaç alanda zorluk yaşaması olarak tanımlanabilir. Zeka geriliği, tembellik veya motivasyon düşüklüğünün belirtisi değildir.
Öğrenme güçlüğünün bazı semptomları şunlardır:
-
Yön algısında (sağ-sol) bozukluk
-
Harfleri, kelimeleri veya numaraları ters çevirmek
-
Sesleri karıştırmak
-
Bazı nesneleri veya modelleri tanımlamada, boyut ve şekil bakımından sıralamada güçlük
-
Verilen yönergeleri anlamada, takip etmede ve organize olmakta zorluk
-
Yeni söylenmiş veya yeni okunmuş olan kelimeleri hatırlamada güçlük
-
Hareket ederken yaşanan koordinasyon eksikliği
-
Yazmak, kesmek, boyamak gibi el becerilerinde zorluk
-
Dil gelişiminde sorunlar
-
Zaman kavramını algılamada güçlük
Öğrenme bozukluklarına disleksi (okuma güçlüğü), diskalkuli (matematik öğrenme güçlüğü), disgrafi (yazma güçlüğü) ve dispraksi (motor koordinasyon bozukluğu) örnek verilebilir.
Öğrenme bozukluğu tanısı için yukarıda yer alan semptomların hepsinin görülmesi gerekmez, erken teşhis koymak önemlidir. Tanı aşamasında akademik performans değerlendirmesi yapılır, zeka testleri ve geliştirilen diğer testler uygulanır.
Öğrenme güçlüklerine çoğunlukla dikkat eksikliği ve hiperaktivite eşlik etmekle beraber depresyon, kaygı bozuklukları da beraberinde görülebilir. Tedavisi için uzmanlar tarafından hazırlanan eğitimler uygulanmalıdır, eşlik eden sorunlar varsa bir doktor veya terapiste başvurulmalıdır.
Öğrenme bozukluklarının tedavi sürecinde aile tutumları önemli rol oynamaktadır. Çocuğun okulda, rehabilitasyon merkezinde veya özel eğitim kurumunda gördüğü eğitimin ailede de paralel olarak devam ettirilmesi gerekmektedir. Çocuğun ailesi ile öğretmeni ve psikoloğu arasında tutarlılık ve iş birliği olmalıdır.
Öğrenme bozukluğu yaşayan çocukların aileleri aşağıdaki tutumları sergilemelidir:
-
Çocuğunuzda öğrenim güçlüğü belirtileri seziyorsanız erken müdahale yapılabilmesi için erken tanı konulmasını sağlayınız. Bunun için çocuğunuzda ne tip bir öğrenme bozukluğu olduğunun tanımlanabilmesi adına bir uzmandan destek alınız.
-
Öğrenme bozukluklarının zeka ile ilgisi olmadığını unutmayınız.
-
Çocuğunuza okulda ve sosyal hayatında yaşadığı zorluklara karşı onun yanında olduğunuzu, onu anladığınızı, değerli olduğunu hissettiriniz ve şefkatli bir tutumla yaklaşınız. Onunla sözel ve duygusal iletişim kurunuz.
-
Çocuğunuzun zayıflıklarını yermek yerine güçlü yönlerini keşfediniz. Daha iyi yaptığı şeylere odaklanıp o yönlerini takdir etmeniz çocuğunuzun kendini daha iyi hissetmesini sağlayacak, onu olumsuz benlik algısından uzaklaştıracaktır.
-
Çocuğunuzdan onun kapasitesini aşan aktiviteleri yapmasını beklemeyiniz, yapabileceğinin en iyisini yapması için onu destekleyiniz.
-
Bir görevi verirken ilk önce o görevin en basit formunu yapmasını isteyiniz ve sizin yardımlarınız eşliğinde adım adım zorlaştırarak ilerlemesini sağlayınız.
-
Çocuk bu becerileri kendi başına yapmayı öğrendiğinde yardımı dereceli bir şekilde azaltınız ve onun bağımsızlığını destekleyiniz
-
Çocuklarınızın entelektüel meraklarını soru sormalarına izin vererek, onları dinleyerek, açıklamalar yaparak destekleyiniz.
-
Her çocuk tek ve özeldir, onun kendine güvenini sarsmamak için onu diğer çocuklarla kıyaslamayınız.
-
Çocuğunuzun istenilen düzeydeki gelişimi için zaman gerekmekte olduğunu unutmayınız ve sabırlı olunuz.
Özel gereksinimleri olan çocuklar sıklıkla özel becerilere de sahiptir – azim, duyarlılık, direnç, sabır gibi. Bu beceriler alfabeyi kusursuz ezberlemekten veya harfleri kopya etmekten çok daha önemlidir. Bütün çocuklar ilerleme gösterir, fakat bu gelişimin sıklığı ve büyüklüğü kişiden kişiye göre değişir. Çocuğun özgüven algısının inşa edilmesi için onun güçlü yönleri desteklenmelidir.