OKB Nedir? Türleri Nelerdir? Belirtileri Nelerdir? Etkisi Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
Yazar Düzgün Uğur • 2 Ocak 2019 • Yorumlar:
OKB yani obsesif kompülsif bozukluk veya diğer adıyla takıntı zorlantı hastalığı kişinin, zihnine gelen istemsiz düşüncelerden rahatsız olması ve bu düşüncelerin yarattığı rahatsızlığı ortadan kaldırmak için sürekli çeşitli davranışlarda bulunmasıdır. Başka bir deyişle genellikle obsesif kompülsif bozukluk iki aşamalıdır. Zihne gelen istemsiz, huzursuz edici düşünceler; bu huzursuzluğu gidermeye çalışan davranışlar. Ancak bazı türlerinde sadece düşünceler zihni meşgul eder. Kişi bu düşüncelerin yarattığı rahatsızlığı ortadan kaldırmak bir davranış göstermez. İster sadece zihni huzursuz eden düşüncelerden oluşsun ister hem düşünce hem de bu düşünceleri takip eden davranışlardan oluşsun OKB kişinin yaşam kalitesini ciddi düzeyde düşüren, kişiyi ve çevresini mutsuz eden psikolojik bir hastalıktır. Güzel haber ise tedavi edilebilir olmasıdır: OKB tedavisi olan bir hastalıktır.
En yaygın görülen OKB türünde bulaşma/kirlenme kaygısı mevcuttur. Bu kişiler kendilerine bir mikrobun bulaşacağını/ bulaşmış olabileceğini düşünerek çeşitli kaçınma davranışları ve kompülsüyonlar sergileyebilirler. Kompülsüyonlara en iyi örnek sürekli el yıkama davranışı gösterilebilir. OKB’li bir kişinin el yıkamasını normal bir el yıkamasından ayıran en önemli özellik sürekli olarak tekrar tekrar yapılan yıkamadır. Kişi elini yıkar ama elinin temizlendiğine ikna olamaz ve tekrar tekrar yıkar. Bu yüzden de genellikle bu kişilerin elleri, hem kullanılan sabun gibi kimyasal maddelerden hem de sık yıkanmalardan ötürü tahriş olur. Bu kişiler zaman zaman elleri temizlensin diye çamaşır suyu kullanabilirler veya sürekli olarak çamaşır suyunu sabuna karıştırarak ellerini yıkayabilirler. Çamaşır suyu kullanımı ellerin tahriş oluşunu hızlandırır. Bu hastalıkta görünen mikrobun bulaşabileceği düşüncesi birçok kaçınma davranışı yaratabilir. Örneğin kişi ellerine mikrop bulaşacağı düşüncesiyle kapı kollarına çıplak elle dokunmaz. Daha çok peçete kullanarak kapıyı açar veya elini kullanmak yerine dirseğini /kolunu kullanarak kapıyı açar. Özellikle umumi tuvaletlerin kapıları bu kişiler için tam bir kabustur.
OKB’nin en yaygın türünün kirlenme/bulaşma şeklinde olması bu hastalığın halk arasında temizlik hastalığı olarak bilinmesine neden olmuştur. Ancak OKB farklı belirtilerle de ortaya çıkabilir. Bu belirtilere istinaden adlandırma yapıldığında şu tür OKB’lerin olduğu görülmektedir: şüphe/kontrol OKB’si, düzen/simetri OKB’si, uygunsuz düşünce (dinsel, cinsel, saldırgan) OKB’si batıl düşünce OKB’si ve istifleme OKB’si.
Şüphe/kontrol OKB’sinde kişi sürekli kapıyı kilitleyip kilitlemediği, gazı kapatıp kapatmadığı, suyu kapatıp kapatmadığı, elektriği kapatıp kapatmadığı gibi önemli işleri yapıp yapmadığı şüphesi taşıyabilir. Takıntılı bir şekilde zihne gelen bu şüpheleri gidermek için de hakkında şüphe duydukları şeyi kontrol ederler. Ama kontroller içlerini rahatlatmaz. Kontrolden sonra da kontrol edip etmediğinden şüphe eder. Bu kişiler hata yapma korkusu taşıyabilirler. Örneğin önemli bir randevuyu unutma korkusu, iyi olmayan bir ödevi teslim etme korkusu, iyi olmayan bir iş yapma korkusu gibi. Bu korku da çoğunlukla onları yapmak istedikleri şeyi yapmaktan alıkoyar. Şüphe/kontrol OKB’si olan kişiler aynı zamanda sürekli güvence arayışında olabilirler. Yakınları tarafından sevildiklerinin, evlerinin tehlikede olmadığı gibi konularda sürekli güvence isterler. Ama güvence verildiğinde de çoğunlukla tatmin olmazlar. Ya tekrar tekrar ya da yeni güvenceler peşinde koşarlar.
Düzen simetri OKB’sinde ise kişi her şeyde ve her zaman düzen ve simetri ister. Belirli işler “eksiksiz” yapılıncaya kadar tatmin olmaz veya içi rahat etmez. Düzen ve simetri nerelerde arandığı kişiden kişiye değişebilir. Kimi kitapları düzen içinde ister kimi dolapları kimi sayıları kimi paraları kimi ise halı saçaklarını.
Uygunsuz düşünce OKB’sinde ise kişiler dini, cinsel veya saldırgan içerikte ve toplum tarafından uygunsuz düşüncelere sahip olabilirler. Uygunsuz dini içerikteki düşüncelerde ibadet sırasında uygun olmayan örneğin cinsel içerikli düşüncelerin akla gelmesi olabileceği gibi dini değerlere küfür etme isteği de olabilir. Uygunsuz içerikteki cinsel düşüncelerde ise abla, abi, anne, baba gibi yakın çevredekilerle cinsellik düşünceleri akla gelebilir. Bazı kişilerde eşcinsel olduklarına dair düşünceler zihni meşgul eder. Kişiler bu tür düşüncelerden çok ciddi düzeyde suçluluk ve utanç duyarlar, genellikle de ne çevrelerine ne de uzmana açılabilirler, bu düşüncelerle yanlış şekilde savaşarak hayatlarını daha da zorlaştırırlar. Uygunsuz saldırgan içerikteki düşünceler ise çoğunlukla çocuk veya engelli gibi yardıma muhtaç birine saldırma düşünceleri akla gelir ve suçluluk yaratır.
Batıl düşünce OKB’sinde kişiler çeşitli sayılara veya durumlara olağanüstü anlamlar yükleyerek bunlarla ilgili ritüeller oluşturabilirler. Örneğin dokuza üç kala kalkmanın kişinin gününü kötüleştireceği inancı kişiyi başka bir saatte kalkmaya zorlar. Bazı durumlarda bu batıl düşünceler kültürel öğeler içermektedir. Düştüğünde kırılmayan bardağın kötülük kaynağı olabileceği, siyah kedinin uğursuzluk getireceği gibi.
Biriktirme OKB’sinde kişiler evlerinde hiçbir şeyi atmaya kıymazlar. Bu yüzden de ev çöp eve dönüşebilir. Bu kişiler çoğunlukla toplumdan izole yaşarlar, daha yalnızdırlar ve genellikle sosyal çalışmacılar tarafından tespit edilirler.
Birçok psikolojik hastalıkta olduğu gibi OKB’de de bazen yakın çevredekiler kişinin rahatsız edici düşüncelerden kendini nasıl kurtaramadığını ve sık tekrarlayan kompülsif davranışlara nasıl son veremediğini anlayamayabilir. Çünkü fiziksel temelli hastalıkların tersine diğer birçok psikolojik hastalıktaki gibi çoğunlukla somut, görünebilen bir neden olmaz. Bu soyutluk da hastalığı ve hastayı anlamayı zorlaştırır. Bu anlamamazlık kişinin sık tekrarlayan bu davranışları kasten yaptığı kanısı yaratabilir. Bu da çevredekilerin kişiye daha sert davranmalarına yol açabilir.
Yine birçok psikolojik hastalıkta olduğu gibi söz konusu hastalığı taşıyanlar damgalanma endişesiyle uzun bir süre yardım arayışında olmazlar. Çünkü inanılanın aksine bu hastalığa sahip kişilerin durumu dışardan bakılınca hemen anlaşılamayabilir. Bu da kişilerin hastalığı gizlemesini kolaylaştırır. Ancak kişiler hastalığı gizledikçe hastalık ilerler, kişinin yaşam kalitesini düşürür, kişiyi mutsuz eder, kişinin çevresini mutsuz eder, depresyon gibi yeni başka hastalıklar yaratır ve kişinin yaşamındaki temel işlevleri bozararak artık gizlenemez hale gelir. Ancak bu durumlarda hastalar yardım arayışına girerler.
Yardım arayışı da her zaman uygun şekillerde olmayabilir. Daha geleneksel anlayışın hâkim olduğu yörelerde kişiler bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak yerine hacı, hoca, şeyh gibi dini liderlere başvurmayı tercih edebilmektedir. Hastalık, hastalığın seyri ve tedavisi hakkında eğitimi ve bilgisi olmayan bu kişilerin müdahalesi çoğunlukla zarar verir, hastalık iyileşmediği gibi çabanın karşılıksız kalması da hastaları ve ailesini umutsuzluğa sevk eder. Bu umutsuzluk da sonraki tıbbi/profesyonel müdahaleleri zorlaştırır.
OKB’nin bilinen en etkili tedavisi maruz bırakma/tepki önlemedir. Bilişsel davranışçı ekol temelinde geliştirilen bu tedavi yönteminde kişi kademeli olarak obsesyonlara maruz bırakılır ve kompülsiyonları yapması engellenir. Bu uygulama kademeli bir şekilde yapıldığı için hasta yaşadığı kaygının üstesinden gelebilir.
OKB’nin tedavi edilmemesi sadece OKB’li hastayı değil çevresini de çok olumsuz etkiler. Özellikle gelişim döneminde çocukları olanlar bu durumu çocuğa yansıtarak çocuğun olumsuz bir gelişim seyri yaşamasına ve tüm hayatının etkilenmesine neden olabilirler. Bu nedenle OKB’nin tedavisi hastanın yaşam kalitesini artırdığı gibi çevresindekileri de çok olumlu etkiler. Bu yüzden OKB’li kişilerin tedaviye dair düşünürken bu durumu da göz önüne almaları önemlidir.