OKB(Obsesif Kompulsif Bozukluk) Nedir?
Yazar Zeynep Mertoğlu • 16 Ekim 2024 • Yorumlar:
Vaka örneği ile…
Not: Vaka örneği için danışandan yasal izin ve beyan alınmıştır. Vaka örneğini danışan kendisi rahat edeceği şekilde kendi kaleminden kendi yaşantılarını yazmıştır. Bu yazının amacı benzer problemi olan kişilere ulaşmak onların yalnız olmadığını hatırlatmak ve bir umut ışığı olmaktır.
Okb Nedir?
“OKB ile yaşamak insan zihninde açık kalmış bir radyo sesi ile yaşamaya benzer.”
Obsesyonlar insan zihnine istemsizce dürtüsel olarak beklenmedik bir anda gelen ve etkisinin sürdürmeye devam eden rahatsız edici düşüncelerdir. Çoğu insanın aklına düşünceler gelmektedir fakat bunların hepsi obsesyon değildir. Obsesyonun diğer düşüncelerden temel farkı onları düşünmek istemeyerek o düşünceleri daha çok düşünmeniz ve zihninizden atamamızdır. Zamanla bu düşünme davranışı zihinsel geviş getirme olarak adlandırdığımız ruminasyona dönüşür. Bu düşünceler günlük hayata yayılmaya ve şiddetini arttırmaya başlar. Aslında bu durum ufak bir kanser hücresinin müdahale edilmemesi durumunda diğer organlara ve uzuvlara sıçrayarak daha ciddi bir hale bürünmesine benzetilebilir. Zamanla odak problemi, erteleme problemi, motivasyon düşüklüğü, depresyon gibi duygu ve davranış durumları ile kendini daha şiddetli bir şekilde belli eder.
Düşüncelerden kaçmak ya da üzerine gitmek için ise belli başlı ritüeller gereklidir ve birey kendi kaygısını regüle etmek için bir takım tekrarlayan davranışlar geliştirir. Düşüncesinin yarattığı kaygıdan kurtulmak için yapılan ve tekrarlayan bu davranışlara ise kompulsiyon denmektedir.
Her okb problemi yaşayan kişinin kompulsif davranış geliştirmesi şart değildir. Bireylerin düşünceler ile baş etme stilleri birbirinden farklıdır. Fakat soyut bir dünyayı(düşünceleri) somut bir dünyaya dökmesi( davranış) psikolojik destek süreçlerinde okb ile çalışılmasını kolaylaştıran bir unsur olarak karşımıza çıkar. Çünkü sadece soyut bir kısım ile çalışmak çok daha zorlayıcı olabilmektedir.
Çeşitleri
-
Simetri-Düzen ile ilgili obsesyon ve kompulsiyonlar
-
Cinsel içerikli düşünceler
-
Hijyen-Temizlik ve bulaşma ile ilgili olanlar
-
Dini içerikli düşünceler
-
Kuşku ve kontrol temelli düşünceler
-
Dokunma ile ilgili obsesyonlar
-
Sayma ile ilgili içerikler
-
Biriktirme ve saklama ile ilgili obsesyon ve kompulsiyonlar
-
Batıl itikatlar, uğurlu, uğursuz sayılar ve renkler
Dini İçerikli Obsesyonlar
Özellikle dini inançları yoğun yaşayan ya da dine yen giren, ibadetlere yeni başlayan toplum kesimlerinde sık görülen bir obsesyon türüdür. Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam karşıt bir biçimde ve çok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleri düşünmekten alıkoyamaz. Genellikle buna ek olarak ya ibadetten kaçarak pasif bir kaçma ya da daha çok ibadet ederek aktif bir kaçma davranışı gösterebilir.
Vaka örneği
Ben K.. ve bu yazıda geçmişimden buraya kadar olan hayatımı ve okb serüvenimi anlatacağım. 2006'da doğdum ortalama bir mahallede mutlu ve huzurlu bir çocukluk geçirdim. Çizgi filmler, oyuncaklar, bilgisayar oyunları, parklar, bisiklet falan. Hayatımda okb daha küçükken kendini gösteriyordu. Hatırladığım kadarıyla ilk takıntım dokunma takıntısıydı, bir yere dokunduğum zaman eğer kendimi rahatsız hissedersem oraya bir kaç kez daha dokunmam gerekli gibi hissederdim. Sadece bir yeri ellemek değil bir yere elim kolum çarptığım zamanda tekrar oraya temas ederdim bu benim yaşadığım ilk okb deneyimiydi.
Çocukken oyuncaklarıyla ya da bilgisayar başında, çoğu zaman sessiz ve uyumlu bir kişiliktim ebeveynlerimle pek çekişmezdim, eğitim yıllarım pek üstün başarı sayılmasa da ortalama düzeyde geçmişti,
İlkokul yıllarımda da bir şeyi sürekli kontrol etme takıntım vardı mesela tableti sürekli açar ve interneti kapatmış mıyım diye sürekli kontrol ederdim ilginç takıntılarım vardı.
Ortaokul oturduğum mahallenin ortaokuluydu. Orda da sosyal, arkadaş canlısı bir çocuktum teneffüslerde bir tv şovu olan smackdowndan oynardık, yakalamaca ve yerden yüksek oynardık. Kantine iner yemek yer, beden dersinde de ölesiye futbol oynardık derken 8.sınıfada gelmiştim ve hayatımda bir dönüm noktası olan, büyüdüğüm, bir sürü anı biriktirdiğim ve küçüklüğümden beri kendimi ait hissettiğim mahalleme veda etmek zorunda kalacaktım babam geçmiş bir meseleden dolayı tutuklanmıştı ve bizde ailecek halamın yanına taşınmıştık, oturduğumuz semtten uzak farklı bir bölgeye, içinde büyüdüğüm evi terk etmek hem de zorunlu ve üzücü bir olaydan dolayı kötü hissettirmişti neticede büyüdüğün, her odasında her köşesinde bir yaşanmışlığın olduğu ev, neyse halamın kızları her biri okumuş büyümüş meslek sahibi olup evden taşındıkları için ev boştu ve rahatça kalabilirdik, taşındık 4-5 ay sonra korona patladı derken lise sınavına hiç çalışmayıp taşındığım bölgede ki liseye gitme kararı aldım o zamanlarda ki obsesyonum ise hastalık hastalığıydı internette semptom arar bir şeyler bulup doktora giderdim, kanser olabileceğimi falan düşünür kendimi sıkıntıya sokardım, göğüs kafesi ağrıları, boğaz ağrıları yaşardım(Somatizasyon belirtileri) belki psikolojiktir ama gittiğim doktorlarda tatmin edici cevaplar veremeyince içim rahat olmazdı, annemle halamla konuşurdum hep "kendini dinleme" derlerdi, lisede büyüdüğüm mahalleden farklı bir yerde olduğu için garipsemiştim çocuklar farklıydı yani eskisine göre ama yine alıştım arkadaşlar edindim kendi karakterime uygun insanlarla yakınlık kurdum gene ortaokul gibi sosyal bir kişiliktim neyse gelelim diğer bir takıntıma kul hakkı ve zarar verme takıntısı, insanların sağlıklarına, canlarına ya da mallarına zarar vermekten çekiniyordum ama çok saçma şekillerde başıma geliyordu mesela absürt bir örnek verim olayın saçmalığını daha iyi anlayın, yolda yürürken ayağım taşa çarpar ve önünde de park halinde bir araba vardır sonra ilerledikten sonra düşünürüm acaba o taşa çarptım arabanın egzozuna girdide orayı tıkadıda falan filan arabaya bir zarar gelir mi birisinin malına zarar vermiş olabilir miyim gibisinden türlü türlü düşünceler, o zamanlarda gereğinden aşırı kontrol edici ve mükemmeliyetçi davranır yaptığım bir eylem bile birisinin zararına olmamalı diye hareket ederdim... gel zaman git zaman dine yöneldim
Allah'ın rızasını ummak dine yönelmek ahiret için çalışmak iyi geliyordu namaz kılmaya başladım hayata daha farklı yönden bakmaya çalıştım Allah rızasını gözetmek kul hakkı takıntısını ve yanlış algıları gidermişti, tam 4 yıl halamda yaşadıktan sonra artık kendi evimize çıktık yine aynı bölgedeydi ama taşınmıştık, araştırma, iman konularında din üzerinde ilerledikçe bazı dini obsesyonlara maruz kalmaya başladım Allah ı anınca akla gelen imgelerden rahatsız olmuştum ve aklıma gelmemelerini sağlamaya çalışmıştım ki bu galiba beni baya derin bir takıntıya sokacak bir hataydı çünkü diğer hastalık hastalığı gibi basit takıntılar gibi "boş ver ya" "ne olursa olsun" gibi söylemlerle kesip atıp kurtulamayacaktım çünkü söz konusu Allah’a karşı düşüncelerdi hep Allah’ı andığım zaman aklıma gelmemesi gereken görüntüler gelirdi bazen bir insan görüntüsü ya da başka bir şey bu bir şirk vesvesesiydi ve engel olamıyordum. (Bilimde OKB dinde vesvese olarak karşımıza çıkabilmektedir.)
Namazda ve her yerde bu çeşit vesveselere maruz kalıyordum ve Allah’a şirk koşuyor gibi hissediyordum aklıma Allah’a karşı gelmemesi gereken şeyler geliyordu ve inanılmaz rahatsız oluyordum, daha önceden de düşünce kaynaklı okb yaşamıştım ama bu kadar hassas bir konuda değildi ve ne yapacağımı bilmiyordum, yaklaşık 1 yıl bu sorunu yaşadıktan sonra ne namaz kılabilir ne ibadet edebilir nede dua edebilir hatta Allah’ın adını bile anamaz oldum(pasif kaçınma durumu ) evet yaşadığım hayat boyunca farklı farklı konularda farklı farklı dönemlerde çeşitli obsesyonla takıntılar ve düşünce problemleri yaşamıştım( obsesyonun yer değiştirmesi kalıcı bir müdahale yapılmadığı takdirde genellikle bir obsesyonun yerini zamanla farklı bir obsesyon ve kompulsiyon alır. Kalıcı süreç bireyden bireye ve ekolden ekole değişmekle birlikte tedavi olanakları çeşitlilik gösterebilir.) ama hiçbiri bu kadar ağır ve uzun sürmemişti bu yüzden okb ve düşünce rahatsızlığı üzerinde çalışabilecek bir ruh sağlığı çalışanına başvurmak istedim ve randevu talebinde bulundum sürece başladık seanslar olarak ilerledik. İlk seansta günah olur diye problemimi bile dile getirmekte zorlanırken şimdi konuşabiliyor hatta bu yazıyı yazabiliyorum. Bu problemin şiddeti zamanla dindi fakat tamamen geçmiş olmamasına rağmen 1 yıl önceki halimden farklıyım. Şu anda 5 haftada bir seanslara devam ediyorum. Ama eskisi kadar beni rahatsız etmiyor.
Hayat ve okb hikayem bu kadar bu olayın bana öğrettiği şey hiçbir zaman aklınıza gelen düşünce ne olursa olsun, sizi ne kadar rahatsız ederse etsin çekişmeyin ve kurtulmaya çalışmayın bu yazıyı da ben bu konu hakkında bilgilenebileceğim bir kaynak bulamadığımdan kendi başıma kendi sürecimde zorlandığım için başkaları da benim gibi zorlanmasın kendilerini yalnız hissetmesinler diye yazmak istedim. Eğer ki benim yaşadıklarıma benzeyen başka bir öykü ve iyileşme hikayesi okumuş olsaydım ya da bulabilseydim bana daha fazla cesaret ve umut verirdi.
Psk.Dan Zeynep Mertoğlu