Okul Öncesi Çocuklarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
Yazar Ali Korkmaz • Çocuk Psikiyatristi • 17 Nisan 2020 • Yorumlar:
Okul öncesi dönemde çocuk psikiyatristleri tarafından en sık konulan tanılardan biri Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğudur (DEHB). Okul öncesi çocuklarda DEHB yaygınlığı yaklaşık % 2-6’dır. Okul öncesinde DEHB’si olan çocukların %60-80’i sonraki dönemlerde de aynı bozukluğu yaşamaya devam eder. Bu dönemde en fazla hiperaktivite ve dürtüselliğin baskın olduğu görünüm bulunur. Bu yüzden bu yaş grubunda DEHB tanısı konan çocuklar çoğunlukla erkek cinsiyettedir.
Okul Öncesi DEHB Tanısı ve Tedavisinin Önemi Nedir?
Okul öncesi dönemde DEHB belirtileri olan çocuklarda ilerleyen dönemde derslerde başarısızlık, sosyal ilişkilerde sorun, davranış problemleri ve ek psikiyatrik bozuklukların ortaya çıkması ihtimali daha yüksektir. Bu yüzden DEHB’nin erken tanılanması ve müdahalede bulunulması çocuğun ailesi ve yaşıtları ile ilişkisinin düzelmesini, etiketlenmenin/damgalanmanın önüne geçilmesini, başka ruhsal sorunların (özgüven kaybı, kaygı, depresyon) gelişmesinin engellenmesini sağlayabilir. DEHB’si olan bu dönemdeki çocuklar yıkıcı davranışları nedeniyle okuldan veya kreşten uzaklaştırılabiliyor. Bu durumda çocukların ruhsal, sosyal ve akademik gelişimi açısından çok önemli olan okul öncesi eğitimden mahrum kalıyorlar. Okula devam etseler bile DEHB belirtileri nedeniyle okulda elde etmesi beklenen akademik, sosyal ve ruhsal kazanımlarda kayıplar yaşıyorlar.
Okul Öncesi DEHB Belirtileri Nedir?
Aileler okul öncesi dönemde genellikle agresif davranışlar, öfke nöbetleri, inatlaşma, yaşıtları ile sorun yaşama, hareketlilik gibi sorunlar nedeniyle DEHB’li çocuklarını çocuk psikiyatristine getirirler. Okul öncesi dönemde en sık görülen DEHB belirtileri; isteklerini erteleyememe, oyunlardan çabuk sıkılma-sık oyun değişikliği, çok konuşma, sakarlık, sık kaza geçirme-yaralanma, kurallara uymada güçlük, dikkat gerektiren etkinlikleri tamamlamakta güçlük, diğer çocukları itme-vurma, eşyalara zarar verme, hareketlilik, sırasını beklemekte güçlük, uygunsuz yerlerde koşma-tırmanma, uyumaya dirençdir.
Okul öncesi çocuklarda DEHB nasıl teşhis edilir?
DEHB'nin belirtileri dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüselliktir. DEHB’si olmayan okul öncesi çocuklarda da bu belirtilerin belli düzeyde görülebiliyor olması, bu yaş grubunda tanı koyarken daha dikkatli olmayı gerektirir. Bu yüzden psikiyatrik değerlendirme sırasında mümkün olduğu kadar farklı kaynaktan (aile, çocuk, öğretmen, rehberlik servisi, hatta önceki öğretmeni) bilgi almak gerekir. Anne karnından bize başvurulan ana kadar olan süreçte karşılaşılan güçlükler, bozukluğa ait belirtilerin seyri, ailenin çözüm çabaları ile ilgili ayrıntılı veri toplanır. Çocuğun psikiyatrik muayenesinde DEHB belirtileri hakkında fikir edinmek için iyi bir klinik gözlem, ev-okul-arkadaş-günlük yaşam konularında karşılıklı konuşma, oyun oynama ve bilişsel durumunu değerlendirmek için yaşına uygun etkinlikler yapılır. DEHB belirtilerinin bedensel (tiroid hastalığı, kansızlık gibi) ya da başka bir ruhsal bozukluğa (depresyon, kaygı, uyku bozukluğu) bağlı olup olmadığının değerlendirilir. Bedensel bir hastalıktan şüphelendiğimizde gerekli tıbbi tetkikleri isteyebilir ya da ilgili uzman hekime yönlendirilir. DEHB tanısı koymak için yapılması gereken bedensel bir tetkik (kan testi, EEG gibi) yoktur.
DEHB tanısı koyarken aile üyelerinin, bakım verenlerin, öğretmenlerinin doldurması gereken form ve ölçekler verilir. Bu form ve ölçekler aracılığıyla farklı kişilerin çocukla ilgili gözlem ve düşüncelerine ulaşmak amaçlanır. Ayrıca takiplerde aynı form ve ölçekleri tekrar doldurtarak DEHB belirtilerindeki değişimi ve tedaviye yanıtı değerlendirilir. Tanı, tedavi ve takipte katkısı olacaksa psikolojik testler (zeka-gelişim-dikkat düzeyi hakkında bilgi veren) uygulanabilir. DEHB tanısı koymak için mutlaka psikolojik bir test yaptırmaya gerek yoktur.
DEHB olup olmadığına aile ve okuldan alınan bilgiler, psikiyatrik muayene bulguları, uygulanan psikolojik test sonuçları, DEHB ile ilgili form ve ölçeklerden elde edilen veriler birlikte değerlendirerek tanı konulur.
Okul öncesi çocuklarda DEHB nasıl tedavi edilir?
DEHB tanısı konan okul öncesi çocuklar için ilk tedavi seçeneği olarak ilaç dışı yaklaşımlar önerilir. Aileye DEHB belirtileri ve olası sebepleri, tedavi seçenekleri, yan etkiler ve bozukluğun gidişi hakkında psikoeğitim verilir. Aileye çocukla sağlıklı iletişim, doğru davranışın teşvik edilmesi, problem davranışlarla başa çıkma, olumlu davranış ve beceri kazandırma, akademik koçluk, öfke kontrolü gibi konularda danışmanlık verilir. Çocuklara terapi sürecinde problem çözme, öfke-davranış kontrolü, olumsuz duygular ve yaşantılarla başa çıkma, sağlıklı iletişim kurmaya yönelik davranışçı tedavi yöntemleri uygulanır. DEHB’li çocukların en çok sorun yaşadığı alanlardan biri okul olduğu için okul ile iletişime geçilir, okulda ve sınıfta düzenlemeler yapılır, öğretmen ve rehberlik servisi bilgilendirilir, uygun yaklaşım ve tutum konusunda işbirliği yapılır.
Okul öncesi DEHB’li çocuklarda hangi durumlarda ilaç önerilir?
DEHB belirtileri orta ya da şiddetli düzeyde ise, davranışçı tedavi yöntemleri tek başına sorunun çözümünde yeterli olmamışsa, çocuğun yaralanma ya da başkasını yaralama riski varsa, okul ve arkadaş ortamında ciddi uyum sorunu yaşıyorsa, dil ve bilişsel gelişimini olumsuz etkileyecek düzeyde dikkat sorunu varsa, ebeveynler ciddi baş etme ve kontrol etme güçlüğü yaşıyorsa ilaç seçeneği düşünülür. İlaç tedavisine başlamadan önce aileye ayrıntılı bilgilendirme yapmak gerekir. Bu bilgilendirme; ilaç önerilmesinin gerekçesi, ilaçla hangi belirtilerin hedeflendiği, beklenen fayda, ilaçla ilgili olası yan etkiler, yan etki çıkması durumunda ne yapılacağı, ilaç tedavisinin süresi gibi başlıkları içermelidir.
Sonuç olarak; okul öncesinde DEHB tanısı olan çocukların ilerleyen dönemde akademik, sosyal ve ruhsal sorun yaşama riski yüksektir. Bu çocukların çocuk psikiyatristi uzmanı tarafından düzenli takip ve tedavisi (öncelik ilaç dışı yaklaşımlar olmak üzere) DEHB belirtilerinin kontrol altına alınmasını, olası kayıpların en aza indirilmesini sağlar.