Okul Öncesi Dönemde Psikolojik Sağlamlılık
Yazar Merve Nebioğlu • Psikolog • 13 Haziran 2022 • Yorumlar:
Erken çocukluk olarak adlandırdığımız 0-6 yaş dönemi, gelişimde çok önemli bir role sahip. Bilişsel, fiziksel, sosyal, duygusal ve dil gelişimi açısından ilerleme kaydedilen kritik bir dönem. Okul öncesi yılları da erken çocukluk döneminin bir parçası. Yaşamın temelini oluşturan bu dönemde ‘psikolojik sağlamlık’ kavramı ayrı bir öneme sahip. Psikolojik sağlamlık, hiçbir şeyden etkilenmemek, üzülmemek, korkmamak anlamına gelmiyor. Kusursuz olmak niyeti de taşımıyor. Psikolojik sağlamlık, temelde özetlersek, zorlu yaşam koşulları karşısında üstesinden gelebilme ve eski haline dönebilme kabiliyetine sahip olma anlamına gelir. Normal koşullarda sistemimiz, hem bedensel hem de ruhsal olarak, dengede olmaya odaklanır. Psikolojik sağlamlık karşılaştığımız zorluklar karşısında tekrar dengeye dönebilme kapasitesine sahip olmaktır.
Psikolojik sağlamlığı ana başlık olarak düşünerek alt başlıklarda neler olduğuna bakarsak;
-
Problem Çözme Becerisi: Geçen ayki yazıda ayrıntılı olarak incelediğimiz problem çözme becerisi özellikle kişilerarası iletişimde anahtar rol oynuyor. Yaşamı etkin ve uyumlu bir biçimde devam ettirebilmek için büyük öneme sahip. Problem çözme becerisi düşük olan çocukların akran reddine uğrama, zorbalığa maruz kalma, sosyal içe çekilme gibi durumlar açısından risk altında olduğu bilinmektedir. Elbette bahsettiğim durumların tek sebebi problem çözme becerisine sahip olmama değil; ancak önemli bir risk faktörü haline gelmesine yol açabiliyor.
-
Bağlanma: Bağlanma teorisinin kuramcısı John Bowlby, bir bebeğin birincil bakım veren figürüne/annesine arzu ettiği yakınlığı kurması ve devam ettirmesi için gösterdiği her tür davranışı bağlanma davranışı olarak tanımlar ve bağlanma davranışlarının evrimsel açıdan bebeğin kendini tehlikelerden korumayı hedeflediğini öne sürer. Farklı bağlanma tipleri içinde ideal olarak gerçekleşmesini beklediğimiz ‘Güvenli Bağlanma’ dır. Bağlanma stili ‘güvenli’ olan çocuklar ebeveyninden ‘ben buradayım, seni duyuyorum, seni anlıyorum, sana değer veriyorum’ gibi mesajlar alır ve bunun sonucunda kendi ile ilgili ‘değerliyim, önemseniyorum, seviliyorum, başa çıkabilirim’ gibi inançlar geliştirir. İşte tüm bunlar stres faktörleriyle baş etmede önemli kaynaklar olur ve çocuğun psikolojik sağlamlığına yatırım yapar.
-
Öz Düzenleme: Öz düzenleme becerisi; çocuğun duygu, düşünce ve davranışlarını kontrol etme ve yönetme becerisidir. Öz düzenleme stratejisi olmayan ya da yetersiz olan çocuklarda davranış problemleri görülme riski daha fazladır. Çocuğun sahip olduğu bağlanma stilinin öz düzenleme beceri kapasitesini önemli ölçüde etkilediğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır.
-
Yardım Alabilme: Yardım alabilme önemli bir sosyal etkileşim sürecidir. Çocuğun benliğinin yardım isteyebilme ve yardımı kabul edebilme kapasitesine sahip olabilmesi çok önemlidir. Yardım alabilme; problem çözme ve öz düzenleme becerileriyle de ilişkilidir. Yardım alabilme kapasitesine sahip olmak çocuğu problem çözme ve öz düzenleme açısından daha güçlü hale getirir ve psikolojik sağlamlığının artmasına katkıda bulunur.
-
Doyum Erteleyebilme: Günümüzde çocuklarda karşılaştığımız sorunlardan biri çocuğun kendi iradesi ile doyumu erteleyememesidir. Yoğun ekran kullanımı, ebeveynlerin aşırı toleranslı olması ve sağlıklı sınırlar koyma konusunda zorlanması gibi nedenler çocuğun bu beceriyi geliştirmesini zorlaştırabilmektedir. Doyumu erteleyebilme becerisi geliştirmek için çocuğun kendi davranışları üzerinde bilinçli bir kontrolü olması gerekir. Çocuğun duygu, düşünce ve beden duyumlarına dair farkındalığını güçlendirmek, sağlıklı sınırlar koymak, rehber ve model olmak bu becerinin gelişmesine katkı sağlar. Doyumu erteleyebilme öz düzenleme becerisini de destekleyen önemli bir kazanımdır.
-
Özgüven: Genel bir kişilik özelliğidir. Geçici bir durum değildir. Ancak yaşamda karşılaşın bazı zorluklar, travmalar kişinin kendine duyduğu güvenin zedelenmesine yol açabilir. Çocuğun kendini değerli ve yeterli hissetmesi özgüvenin yüksek olmasına önemli bir katkı sağlar. Yapılan araştırmalarda da özgüven ile psikolojik sağlamlık arasında anlamlı ilişki olduğu görülmüştür.
-
Sosyal Yeterlilik: Temelde toplumda kabul gören, oyun faaliyetleri başlatan, yeni faaliyetleri ilgi çekici bulan, işbirliğine açık, uyumlanabilen, empati yapabilen, başkalarıyla serbestçe ve kolaylıkla etkileşime geçebilen çocuklar sosyal yetkinliğe sahiptir diyebiliriz. Bu becerilerin tamamı her yaş grubunda görülmeyebilir. Bazı becerileri kazanabilmek için belirli bir bilişsel olgunluğa erişilmesi gerekir. çocuğun yaşına ve gelişimine uygun olarak belirtilen davranışsal kazanımlarının olması yeterlidir. Sosyal yeterlilik; problem çözme, öz düzenleme ve yardım alabilme alanlarıyla da etkileşim halindedir ve psikolojik sağlamlığa pozitif katkı sağlar.
-
Duygu Kontrolü: Duygular dış çevre ile ilişki kurma, sürdürme ve sonlandırma süreci için çok önemlidir. Duygu kontrolü dinamik bir süreçtir; değişim, esneklik ve uyum gibi temel bileşenlere sahiptir. Duygu kontrol becerisini geliştirmenin ilk koşulu duyguyu fark etme ve kabul etmedir. Sonrasında kontrol için gereken stratejiyi geliştirmek mümkün olabilir. Ebeveynin bu konuda çocuğa rehber ve model olması çok önemlidir.
Sonuç olarak; yaşamın erken dönemlerinden itibaren kaliteli bakım alma, öğrenme fırsatlarına sahip olma, bilişsel/sosyal/öz-düzenleme becerilerinin olumlu yönde gelişmesi açısından önemlidir. Sağlıklı bağlanma ve içsel uyum kaynaklarına sahip olan çocuklar temel koruyucu kaynaklara sahip olur, yaşamda karşılaştıkları zorluklarla başa çıkma ve denge haline dönme konusunda daha yeterli ve psikolojik olarak daha sağlam olurlar.