Okul Reddi
Yazar Fırat Hamidi • Çocuk Psikiyatristi • 4 Şubat 2020 • Yorumlar:
1. “Okul reddi”ni nasıl tanımlamak lazım, okula gitmek istemeyen çocuklardan tam olarak nasıl ayırt etmeli?
Okul reddi, okul çağı çocuğunun okula gitmek istememesi, okula giderken yoğun kaygı ve endişe duyumsaması, okula gitmemek için çeşitli kaçınma davranışları sergilemesi olarak tanımlanabilir. Okula gitmeden önce çocuk bağlandığı kişiden (bakımveren, daha çok anneler) ayrılmak istemiyorsa, ayrılınca yoğun kaygı endişe duyumsuyorsa, okula gitmemek adına çeşitli kaçınma davranışları sergiliyorsa, tam da bu dönemde başlayan somatik (bedensel ) yakınmaları oluyorsa (karın ağrısı, bulantı, kusma, çarpıntı hissi, baş ağrısı, vs) okul reddinden söz edebiliriz.
2. En sık rastlanan, anne- babaların dikkat etmesi gereken işaretler nelerdir?
Okul ile ilgili hatırlatıcı herhangi bir durumda duygusal, davranışsal, bedensel şikayetlerin ortaya çıkması. Ağlamalar, öfke nöbetleri, bedensel yakınmaların hep bu dönemlere denk gelmesi.
Örneğin; Haftasonu herşey yolunda, problem yokken, pazar günü tam da çantasını hazırlarken huzursuzlanması, ya da sabah tam da evden çıkıp okula gidecek iken karın ağrısı, bulantı şikayetlerinin başlaması gibi.
3. Anne-baba hangi noktada okul reddiyle ilgili önlem almak durumunda ve neler yapmalı?
Okula yeni başlayan her çocukta okulun ilk haftalarında uyum problemleri görülebilir. Yeni bir ortama adapte olma süreci bireyden bireye farklılık gösterir.
Uyum süreci bitmesine ve diğer çocuklar okula ve arkadaşlarına uyum sağlamalarına rağmen, sizin çocuğunuz sizden ayrılamıyorsa, sizden ayrılmaya karşı aşırı tepki gösteriyorsa, okula gitme ile ilgili kaçınma davranışları gösteriyorsa önlem almak gerekir.
Bu durumda; çocuğa öfkelenmeden, suçlamadan okula gitmek istememesinin altında yatan nedenlerin konuşulması, çocuğu dinleyip anlamaya çalışmak önceliğimiz olmalıdır.
4. Okul reddi yaşayan çocuklarda okula ve rehberlik servislerine düşen görevler nelerdir?
Okul reddi yaşayan çocuk anne babasından ayrılmaya yönelik kaygı hissi yaşamakta, aynı zamanda bu durumla başetmeye çalışan ebeveynler de yoğun stres, endişe yaşamakta.
Okul idareci ve rehberlik servislerine düşen en önemli görev; zaten stres ve kaygı içinde olan anne-baba ve çocuğun bu kaygısını yatıştırmaya yönelik yaklaşımlar olmalı, onları rahatlatmak olmalıdır.
Bunun için; daha sıcak, kucaklayıcı, sevgi dolu yaklaşıp çocuğun ortama ve öğretmene ısınmasını sağlamalı, esnek davranmalı, katı kuralcı olmamalıdır.
Gerekirse çocuk tek başına durabilene kadar annesi ile bir süre kalmasına izin vermelidir.
Çocuğun uyum sürecine katkı sağlamalı, aile ile işbirliği yapmalı aynı zamanda aileye bu konuda yön gösterici olmalıdır.
5. Tüm özen ve dikkate rağmen çocuk okul konusunda travma yaşıyor ise nasıl bir profesyonel yardım önerirsiniz?
Bu noktada; çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvuru yapmaları gerekir. Uzman eşliğinde okul reddine yol açan altta yatan nedenler araştırılır. Çocuğa, aileye, okula yönelik düzenlemeler önerilir.
6. Kimi vakalarda çocuktan ziyade annenin çocuğa bağımlılığı sonucu böyle bir tablo yaşanabildiği söylenebilir mi?
Çok doğru bir tespit.
Özellikle bebeklikten bu yana çocuğunu yetiştirirken çocuğuna karşı aşırı koruyucu-kollayıcı ya da bağlı-bağımlı tutum ve davranışlarda bulunan anne-babaların çocuklarında ebeveynlerinden ayrılmaya karşı tahammülsüzlük ve ayrılık kaygısı bunun sonucunda okul reddi sıkça görmekteyiz. Çocuklar dış dünyayı anne-babaları gözünden öğrenirler. Çocuğa yönelik aşırı koruyucu tutum çocuğun zihninde, dış dünyanın tehlikeli bir yer olduğuna dair ve kendisinin de bu tehlikeye karşı korunması gerektiğine dair imgeler oluşturur. Çocuğun sosyal hayata atıldığı ilk anda (daha çok okula başladıkları dönemde )haliyle zihninde oluşan bu tasarımlara uygun tepkiler verecektir. Ebeveyninin onu bırakması, terk etmesi, tehklikeye atması, tehlikeye karşı korumaması gibi zihinsel tasarımlar haliyle çocukta kaygı, endişe duyguları oluşturacaktır.
7. Son olarak okula ilk başlanan günler için tüm anne babalara önerileriniz nelerdir?
Henüz okula başlamadan hazırlık süreci başlatılmalıdır. Okul kıyafet- araç-gereçleri için birlikte keyifli bir alışveriş yapılabilir.
Okulda yeni bilgiler öğreneceği, okuma yazmayı öğreneceği, oyunlar oynayacağı, yeni arkadaşlar edineceğine dair, çocuğun da hoşuna gidecek anlatımlar yapılmalıdır, bununla ilgili hikaye kitapları alınıp okunabilir.
Tabiki ilk günler çocuklar anne babalarından ayrılmak istemeyebilir. Aile bireylerinden ayrı kalma konusunda zorluk yaşayabilir. Böyle bir durumla karşılaşmanız normaldir. Bu durum çocuğunuza özel bir durum değildir, okula yeni başlayan her çocuğun yaşayabileceği olağan bir durumdur.
Çocuk kendini rahat hissedinceye kadar sınıfta bekleyebilirsiniz, aşamalı olarak çocuk birlikte kaldığınız süreyi azaltın ve fiziksel yakınlık mesafenizi arttırın.
Okula bırakırken siz alacak iseniz; tekrar ne zaman kendisini almaya geleceğinizi ve tam olarak nerede bekleyeceğinizi açık ve net bir şekilde ifade edin.
Ayrılma sürelerini, vedalaşmaları mümkün olduğunca kısa tutun. Vedalaşırken kendinizden emin olun, kararlı durun.
Jest, mimikleriniz belirsizlik içermesin, kaygılı yüz ifadelerinden kaçının. Sanki onu bırakırken kendiniz de bu durumdan hoşnut değilmişsiniz, istemiyorsunuz da mecbur bırakılmışsınız gibi bir izlenim vermekten kaçının.
Yüz ifadeniz sıcak, güler yüzlü, güven verici, rahat olsun.