Ölüm, Çocuklar ve Yas

Yazar Nazan Sondaç KöroğluPsikolog • 17 Nisan 2020 • Yorumlar:

Bu köşede gündeme uygun bir şeyler yazacağım demiştim ama.. Böylesi sebeplerden dolayı yazmak ise çok acı..Zor zamanlardan geçiyoruz. Daha çok sabıra, sağlıklı düşünmeye ve beraberliğe ihtiyacımız var.

Ne yazık ki kayıplarımız oldu ve her birinin evi şimdi yas yeri.. Ölüm elbette kaçınılmaz son fakat beklenmeyen ölümler, kayıplar daha çok yaralıyor insanı. Yası hem yetişkinler hem de çocuklar yaşıyor, çocuklar ‘’ölüm,yas’’ gibi kavramları da her şeyi öğrendikleri yetişkinlerden öğreniyor.

Yetişkinler ağlayarak, öfkelenerek ya da başka çeşitlerde bu duygusunu yaşayabiliyor ve aslında rahatlayabiliyorken, durum çocuklar için nasıl? Çocuklara ölümü nasıl anlattığımız, yas yaşama şeklimiz belirleyici oluyor.

‘’Ölüm’’ anlatılırken lütfen çocuklara; ‘’Uyuyor, gelecek gibi’’ gerçek olmayan şeyleri söylemeyin. Okul öncesi dahil bütün çocuklara ‘’ölüm’’, yaş ve zihinsel durumuna göre açık, basit, kısaca ifade edilmeli. Yine okul öncesinde, bu açıklamalarda çok fazla dinsel kavramlara girmemek gerek. Somut işlemler döneminde olan çocuk bunları anlayamayacak ve yine kafası karışmış hissedecektir. Özenli kelimeleri bulmaya gayret etsek de işin aslı çocuğa net bir şekilde o kişinin öldüğünü ve artık geri gelmeyeceğini söylemektir. Örnek birkaç cümle yazacak olursak; “Deden öldü, artık yaşamayacak. Hayvanlar, bitkiler, insanlar doğar, büyür ve ölürler. Yaşarken nefes alırız, yürürüz, konuşuruz, fakat deden artık bunları yapamayacak “şeklinde kısa ve net açıklamalar yapabilirsiniz. Eğer ölümün kendisiyle ilgisi olduğuna dair sözler söylerse 3-6 yaş dönemi gereği normaldir ve bu durumun kendisiyle ilgisi olmadığını söyleyebilirsiniz.

Ve ölüm haberi çocuğa (yaşı kaç olursa olsun) bir yabancı ya da başkası tarafından değil, en yakınındaki kişi tarafından verilmelidir.

Çocuklar sizin de bir gün ölüp ölmeyeceğinizi sorarsa “Ben uzun süre senin yanında olacağım, birlikte olacağız ve çok güzel şeyler yaşayacağız.’’ Şeklinde cevaplar verebilirsiniz. Çocuğunuz bu konuda konuşmak isterse konuşmasına, duygularını paylaşmasına izin verin. Ağlarsa bu durumda oldukça normal ve beklenen bir tepkidir. Ağlamaması yönünde uyarılarda bulunmayın, yanında olun ve duygusunu yaşamasına izin verin.

Yetişkinler için de yeri gelmişken bu duygu yansıtmalarının çok önemli olduğundan ve çok yakınını (eş,kardeş,evlat) kaybeden kişilere hemen sakinleştirici yapılmasını da doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Kişinin acısını yaşaması ve verdiği tepkiler en doğal olandır. Buna ket vurmak kişinin acısını yaşamasına, duygusuna engel olur ve yas süreci patolojik ve daha uzun bir süreç haline dönüşebilir.

Yetişkin ve çocuklar bu süreçte, bedensel, ruhsal ve duygusal tepkiler verebilirler. Bu tepkilerin süresi, şiddeti ve sıklığı yasın patolojik olup olmadığının işaretlerini verir. Özellikle ilk 6 aydan sonra bu belirtiler aynı ya da artarak devam eden düzeyde ise bir uzmandan destek alınması gerekmektedir.

Baharla birlikte kötü günlerin, haberlerin bitmesini dilerim..

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)