Ölüm ve Kaygılanmak

Yazar Gamze Dağar • 25 Nisan 2024 • Yorumlar:

Ölüm, doğmak kadar rasyonel bir olgudur. Ölümün, yaşam gibi olağan olduğu varsayılsa dahi ölüm kavramına dair birçok varoluşsal kaygılar bulunmaktadır. İnsan zihni, hayata dair her olayı farklı tasarlamaktadır. Bu tasarılar kişiden kişiye göre değişmektedir.

Ölüm, en temel anlamda yaşamın son bulması anlamına gelmektedir. Kaygıyı, endişe duyulan konuların veya korkuların kontrolden çıkabileceğinin düşünülmesi olarak özetlemeye çalışırsak, ölüme dair kaygıların, ölümün kendisiyle ilişkili olmadığı sonucuna varabiliriz. Ölümün deneyimlenemiyor olması ölümü belirsiz bir durum kılar. Dolayısıyla her birey kendi zihninde, ölüm ile yaşam arasında bir bağlantı kurmaya çalışır. Bu örüntü kişinin, ölümü özgürce yorumlamasına, kişisel kaygılarını ölüme atfetmesine yol açabilir.

Kaygının oluşturduğu semptomlar arasında, birçok duygu ve düşünce ile ortaya çıkabilir. Nefes darlığı, her şeyin kötüye gideceği hissi, hava sıcaklığına bağlı olmayan terlemeler, kalp çarpıntıları, halsizlik, yorgunluk, mide yanmaları ve bulantıları, ellerde titremeler gibi maddeler sayılabilir.

Yapılan anket çalışmalarında kişilerin ölümün kendisinden değil, ölüm sürecinden korktukları ortaya konmuştur. Yani insanlar ölüm sebebi her ne şekilde olursa olsun, hayatın sonlanacağı an’a kadar olan kısmının, fiziksel ve psikolojik acı vereceğini düşünmektedirler. Aynı zamanda, zihindeki tasarılara göre, kişide yalnızlık hislerinin oluşması ölüm korkusunu pekiştirebilmektedir.

Elbetteki ölümle ilgili kaygıların içine ölümden sonra ne olacağı kaygısını dahil edebiliriz. Siyasi, dini, etnik, kültürel etkiler ölümden sonra yaşama dair birtakım tasarılar sunabilir. Fakat nihayetinde bir belirsizlik söz konusudur. Bu belirsizlik kaygıyı arttırıcı nitelikte olabilir.

Ölümle ilgili düşüncelerin konuşulması, tartışılması ölüm kaygısını büyük ölçüde azaltmaktadır. İrvin Yalom’a göre (2000), "Ölüm korkusu her zaman ve her yerde bulunur ve ölüm korkusu o kadar büyüktür ki, hayat enerjisinin büyük bir bölümü ölümün inkarında harcanır’. Demek oluyor ki ölüm kaygısı kabullenmek ve açığa çıkarmak, kaygının azalmasını sağlayabilir. 

Gamze Dağar

Uzman Klinik Psikolog

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)