Ölümü Çocuğa Haber Verme
Yazar Tuba Özden • Psikolog • 12 Ekim 2021 • Yorumlar:
Ölüm haberini çocuğa en yakını vermelidir. Ölümün nasıl anlatılacağı konusunda uzman birinden destek alınabilir fakat anlatma işi uzmana bırakılmamalıdır. Çocuk, ebeveynlerden birini kaybetmişse diğer ebeveynin bu açıklamayı yapması uygun olur. Haber verilirken çocuğun güvende hissedeceği bir ortam olmalıdır. ‘Sana üzücü bir haber vereceğim.’ diyerek çocuk duruma hazırlanır ve açıklama yapılır. Çocuğa ölümü aniden söylememek gerekir. Yaşayacağı şok yas tutma sürecini dondurabilir. Ölüm olayı nedenleri ile birlikte aşamalı olarak anlatılmalıdır. Kaybın açıklaması ertelenmemelidir.
Kayıp Sonrasında Yapılması Gerekenler
Kayıp haberi verildikten sonra cenaze ile ilgili yaşanacak süreç çocuğa anlatılmalıdır. Süreç anlatıldıktan sonra cenaze törenine katılmayı isteyip istemediği, mezar ziyaretine hazır olup olmadığı sorulmalı, istemezse zorlanmamalıdır.
Cenaze törenine katılmak çocuk için sembolik bir vedadır. Cenazede bulunan yakınlarla yoğun duygularını yaşama imkânı bulmak, kişinin kendisini yalnız hissetmesinin de önüne geçer. Cenaze törenine katılan, ölüme öfkesini ifade eden ölenin resimlerini görüp mezarını ziyaret eden çocuklarda ilerde görülebilecek depresyon ihtimali diğerlerine göre daha az görülmektedir (Koç, 2003). Cenaze törenine katılım soyut bir kavram olan ölümü çocuğun zihninde somutlaştırmasını kolaylaştırır. Törene katılım çocuk ile ölüm hakkında konuşmak için fırsat oluşturabilir. Özellikle 7 yaşından sonra hayatın gerçeklerinden biri olan ölümü öğrenmesi açısından çocuğun cenaze törenlerine katılması önerilmektedir. Çocukların cenaze töreni sırasında kendi evinden ya da mezarlıktan “kaçırılması”, o sırada yetişkinlerce abartılı oyun ya da eğlenceye teşvik edilmesi, çocuğun ebeveyninin ölümü ile ilgili suçluluk duygusu geliştirmesine ve yasın komplike hale gelmesine sebep olabilir (Ürer, 2017). Düzenli mezar ziyareti iyileşmeye olumlu etkiye sahiptir.
Kaybın yaşanmasından sonra hızlıca çocuğun günlük rutinine okulda, evde ve sosyal çevrede dönmesi büyük önem taşımaktadır. Ölüm zaten çocuk için büyük bir değişiklikken farklı değişikliklere gidilip yaşadığı evi değiştirmek, okula uzunca bir süre ara vermek onun bocalamasını arttırır. Bu dönemde çocuktan yetişkinlerin uzun süreli ayrılıkları onların kaygılarını arttırır. Kaybın çocuğun günlük yaşamına nasıl etki edeceği, ihtiyaçlarının ve bakımının kimler tarafından karşılanacağı konusunda bilgi verilmesi, çocuğun kayıp sonrası yaşantısını düzenlemesine ve kaybı kabullenip yas sürecini daha sağlıklı yaşamasına olanak sağlayacaktır (Bildik 2013).
Çocukların ölüm hakkında konuşmasına ve sorular sormasına imkân verilmelidir. Sürekli soru sorması eleştirilmeden sabırla cevaplanmalıdır. Olaylar her seferinde hiç değiştirilmeden anlatılmalıdır. Konuşmak istemezse zorlanmamalıdır. Evde ölüm olayı gizemli bir hale getirilip, konu hakkında hiç konuşulmaması, sanki böyle bir kayıp yaşanmamış gibi davranılması çocuk için ölümü daha merak edilir hale getirir. Çocuklar ölümden etkilenmesin diye güçlüymüş ve hiç acı çekmiyormuş gibi davranmak yanlıştır. Ölüm hakkında hiç konuşmamak hem duygusal sağaltımın engellenmesine hem de çocukta güvensizlik duygusuna neden olur