Omurga Cerrahisi Sonrası Ağrı Yönetimi
Yazar Kader Keskinbora • Algoloji Doktoru • 15 Mayıs 2017 • Yorumlar:
Omurga cerrahisi sonrasındaki ağrı (postoperatif ağrı) cerrahi kesi ile başlayan ve dokunun iyileşmesi ile giderek azalan bir akut ağrı olup özellikle ilk 48 saat içinde çok fazladır ve 3-4 gün içerisinde giderek azalır. Postoperatif dönemde akut ağrı ile birlikte çeşitli sistemleri içeren birçok fizyolojik yanıt gelişir ve bu da bir çok organ sisteminin aktivitesini olumsuz etkileyerek fonksiyonlarını bozmaktadır. Bunun sonucu olarak hastalar bu dönemde ek sorunlarla karşı karşıya kalmakta, postoperatif dönemde iyileşme sürecinde uzamaya neden olarak hasta konforu ve yaşam kalitesi kötüleşmektedir. Başarılı bir postoperatif analjezinin, ağrıdan dolayı hastada meydana gelen; rahat soluk alıp verememe, kardiyovasküler sistemde iş yükünün artması, mobilizasyonun gecikmesi ile tromboembolik olayların gelişmesi, nöroendokrin ve sempatik sinir sistemi aktivasyonu ile stres yanıtın artması gibi etkilerinin birçoğunu önlediği bilinen bir gerçektir. Ayrıca hastane kalış süresinin ve maliyetin azaltılması, kronik ağrı gelişiminin önlenmesi gibi faydalar da sağlamaktadır.
Postoperatif dönemde hastanın iyi bir konumda olabilmesi; ameliyat sonrası uygulanacak ağrı kontrol yöntemi hakkında ayrıntılı bilgi verilmesi, fiziksel ve emosyonel olarak ameliyata iyi hazırlanması, anestezi ve cerrahinin güvenilir olması, fiziksel ve emosyonel travmanın minimal olması ve hastanın mümkün olduğunca kısa süre içerisinde iyileşerek normal hayatına geri dönebilecek şartlarda bulunması ile mümkündür. Her hastanın ağrıya yanıtı farklıdır. Kişilik yapısı, geçmişteki deneyimleri, ağrıya karşı yanıtta önemli rol oynar. Bu nedenle her hastanın ayrı ayrı ele alınması ve değerlendirilmesi gerekir.
Günümüzde uygun yöntem, ajan, doz ve doz aralığı seçimi ile başarılı bir postoperatif analjezi sağlamak olasıdır. Birden fazla mekanizmanın rol oynadığı postoperatif ağrı tedavisinde nonopioid grubundan paracetamol, opioid grubundan tramadol ve adjuvan grubundan gabapentin gibi farklı mekanizmalarla etki gösteren farklı analjeziklerin kombine edildiği multimodal analjezi yöntemi önemli bir yöntemdir. Bu analjeziklerin birlikte kullanılması ile daha az yan etki ortaya çıkarken etkin analjezi sağlanmış olur. Bu analjeziklerin en yaygın uygulama yöntemi ise “Hasta kontrollü analjezi” (HKA) yöntemidir. Postoperatif analjezik gereksinimi; yaşa, ağrının kaynağına, kişinin deneyimlerine göre değiştiğinden, bir infüzyon pompası aracılığı ile hastanın kendi kendine analjezi uygulamasına dayanan bu yöntemin, klasik yöntemlere göre daha etkili olduğu bildirilmektedir. HKA yöntemi, hastaların ne zaman ve ne kadar analjezik kullanacaklarına kendilerinin karar verdiği bir yöntem olup bir anlamda hastanın kendi ağrı kontrolünden kendisinin sorumlu olmasıdır. HKA yöntemi yaygın olarak intravenöz (İV) yol ile uygulanmaktadır.