Omurga Tümörleri
Omurgada çeşitli yapılar bulunur ve bu yapıların her birinde tümörler oluşabilir. Omurga tümörleri omur ve kaburga kemiklerinden, omurilikten, omurilik zarından (meninksler) ve omurgayı çevreleyen yumuşak dokulardan kaynaklanabilir.
1-Omurganın Kemik Kaynaklı Tümörleri Omur ve kaburga kemikleri, omurganın yapısını oluşturan kemik yapılardır ve kemik tümörleri bu yapılarda ortaya çıkar.
Metastatik Tümörler: Omurga tümörlerinin büyük bir kısmı, başka bir bölgedeki kanserin omurgaya yayılması sonucu oluşan metastatik tümörlerdir. Göğüs, akciğer, prostat, meme veya böbrek kanseri gibi birincil kanserlerin omurgaya metastaz yapması sık görülen bir durumdur.
Plazmositomalar (Multiple Myelom): Plazmositomalar, plazma hücrelerinden köken alan kanser tümörleridir. Kemik iliğinde oluşurlar ve sıklıkla omurga kemiklerinde gelişebilirler. Osteomlar ve
Osteoblastomlar: Osteoblastomlar, kemik dokusundan kaynaklanan iyi huylu tümörlerdir. Omurga kemiklerinde büyüyebilirler ve ağrıya yol açabilirler. Plazmositom (Multiple Myeloma): Plazmositom, kemik iliğinde plazma hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü bir kanserdir. Omurilikte veya omurga kemiklerinde gelişebilir ve sık sık sırt ağrısı, kemik kırıkları ve zayıflık gibi belirtilere yol açabilir.
Osteosarkom: Osteosarkom, kemik dokusunun malign (kötü huylu) bir tümörüdür. Omurgada oluştuğunda ciddi sorunlara neden olabilir ve sırt ağrısı, kas güçsüzlüğü ve bacaklarda uyuşma gibi semptomlara yol açabilir. Kondrosarkom: Kondrosarkom, kıkırdak dokusunun malign bir tümörüdür. Omurga kondrosarkomları nadir olmakla birlikte, omurilik ve omurga kemiklerinde oluşabilir.
Dev Hücreli Tümör: Dev hücreli tümör, büyük çok çekirdekli hücrelerin ve kanserli hücrelerin bir arada bulunduğu benign (iyi huylu) bir kemik tümörüdür. Omurga da dahil olmak üzere çeşitli kemiklerde görülebilir. Genelde gençlerde ortaya çıkan tümörlerdir.
2- Omurganın Omurilik Kaynaklı (İntramedüller) Tümörleri Omurilik, omurga içinde omurilik zarı ile kaplı şekilde bulunan sinir dokusudur. Omurilikten kaynaklanan en sık tümörler Düşük evreli (low grade)
Astrositomlar: Yavaş ilerleyerek omuriliği sıkıştıran ve sırt ağrısı, dengesizlik yanında uzuvlarda uyuşma, güç kaybı belirtilerle ortaya çıkan tümörlerdir.
Yüksek evreli (high grade) Astrositomlar (Glioblastoma veya GBM): Hızlı ilerleyen habis özellikli sinir dokusu kaynaklı tümörlerdir. Bazen omuriliğin kendisinden bazende beyinden yayılarak omurgayı etkilerler.
Ependimomlar: omuriliğin iç boşluğunu kaplayan (ependim tabakası) zardan kaynaklanan tümörlerdir. Omurganın her seviyesinde ortaya çıkabilir. Omuilikte santral kanal dediğimiz beyinomurilik sıvısının omurilik içinde dolanımını sağlayan bir kanal vardır. Ependimomlar genelde bu kanalı tıkayarak siringomyeli dediğimiz santral kanal genişlemesine ve omurilik sıkışmasına neden olur. Beyin ependimom tümörleri de omuriliğe yayılabilir.
Teratomlar: genelde çocukluk çağında farkedilen ve doğumsal doku kalıntılarından gelişen tümör türleridir. En sık omuriliğin en uç (sakral) kısımlarında ortaya çıkar.
Hemanjioblastomlar: Genetik yatkınlık ve vakaların yarısında ailesel geçiş söz konusudur.
3- Omurganın Omurilik Zarı ve Sinir Köklerinden Kaynaklanan (Ekstramedüller) Tümörleri: Bu tümörler omurilik zarının içinde (intradural) veya dışında (ekstradural) ortaya çıkabilir. Beyinomurilik zarının kendisinden veya sinir köklerinden kaynaklanabilir. Omurilik zarı içine (intradural) büyüyen tümörler büyüyerek omuriliğide sıkıştırarak daha geniş bölgelerde sıkıntı yaratabilir. Omurilik zarı dışına büyüyen (ekstradural) tümörler genelde omurga ağrısıyla beraber kol veya bacakta kısmı uyuşma ve güç kaybına sebep olur.
Menenjiom: Omurilik zarından kaynaklanır ve hem zar içine hem zar dışına büyüyebilir. İyi huyludur. Daha çok ileri yaşlarda görülür.
Ependimom: Omuilik zarından kaynaklanır ve geneldr zar içine büyür (intradural). İyi huyludur ama operasyondan sonra kalıntı hücrelerden tekrar büyüyerek yayılma gösterebilir. Omuriliğin bir noktasından başka bir noktaya yayılarak çok odaklı bir hastalık halini alabilir. Nörofibromlar: sinir köklerinden kaynaklanır ve hem omurilik zarı dışına hem içine büyüyebilir. İyi huyludur. Genetik yatkınlık ve ailesel geçiş sıktır. Ailesel geçişli tümörler vücudun her bölgesinde yaygın sinir yumruları şeklinde ortaya çıkabilir. Ailesel geçişli tümörler omurga da da birçok odakta ortaya çıkabilir. Bu tür vakalarda genellikle nörofibromatozis tip 2 sendromu vardır ve ömür boyu takip gerektirir. Sinik kökü kaynaklı tümörler genelde kol veya bacaklarda yerel uyuşma, ağrı, güç kaybı bulgularıyla ortaya çıkar. Tümörler ilerlerse omurilik sıkışması (myelopati) gerçekleşir ve hastalık boyun veya belden aşağı felç, dengesizlik, idrar ve bağırsak kontrolü kaybı, cinsel işlev kaybı gibi daha yaygın sorunlara sebep olabilir.
Omurga Yumuşak Dokuları: Omurga çevresindeki yumuşak dokular, kaslar, bağlar ve sinirler gibi yapıları içerir. Bu yumuşak dokularda da tümörler oluşabilir ve omurga bölgesinde belirtilere neden olabilir. Omurgada tümör oluşabilecek yapılar çok çeşitlidir ve her bir tümörün tipi ve yerleşimi farklı belirtilere ve tedavi yöntemlerine yol açabilir. Omurga tümörü şüphesi olan bir kişi, semptomlarını değerlendirmek ve uygun teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. Vertebralar, omurganın kemik yapılarını oluşturan omurga kemikleridir. Vertebralarda çeşitli tümörler ortaya çıkabilir.
İşte vertebralarda görülebilen bazı tümör örnekleri: Bu, vertebralarda ortaya çıkabilen tümörlerin sadece birkaç örneğidir. Her bir tümörün özellikleri ve tedavi yöntemleri farklı olabilir. Omurga tümörü şüphesi olan bir kişi, semptomlarını değerlendirmek ve uygun teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
Belirtiler: Omurga tümörlerinin belirtileri, tümörün tipi, boyutu ve konumu gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Aşağıda omurga tümörlerinin yaygın belirtilerinden bazıları sıralanmıştır: Omurga tümörleri farklı bölgelerde ortaya çıkabilir, ancak en sık olarak omurganın belirli bölgelerinde gelişir. Plasmositom en sık sırt (dorsal) omurgada çıkarken prostat kanseri en çok lomber ve sakral (bel ve kuyruk sokumu) bölgeye yayılır.
Lomber (Bel) Omurga: Omurganın bel bölgesi omurga tümörlerinin en sık görüldüğü yerlerden biridir. Bu bölgedeki tümörler genellikle bel ağrısı, bacaklarda ağrı veya kas güçsüzlüğü gibi nedenlerle yürümekte zorlanma belirrtileri olabilir. Bazı hastalarda idrar kaçırma, iktidarsızlık veya cinsel isteksizlik, genital bölgelerde uyuşma ve ağrı olabilir.
Servikal (Boyun) Omurga: Omurganın boyun bölgesinde gelişen tümörler de sık görülür. Bu tür tümörler boyunda ağrı, boyun sertliği, kol ağrısı ve hissizlik gibi semptomlara yol açabilir. İlerlemiş vakalarda omurilik ezilmesi (myelomalazi) nedeniyle boyundan aşağı fleç gelişme riski ve kafatasına yakın tümörlerde solunum sıkıntısı nedeniyle hayati risk olabilir.
Torasik (sırt, göğüs) Omurga: Torasik omurga, göğüs bölgesinde yer alan omurganın orta kısmını oluşturur. Omurga tümörleri arasında torasik omurga bölgesinde gelişen tümörler de görülebilir. Bu tür tümörler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı ve sırt ağrısı gibi belirtilere neden olabilir.İlerlemiş vakalarda omurilik ezilmesi nedeniyle felç, yürüyememe idrar ve büyük abdest tutmama durumu olabilir.
Sırt Ağrısı: Omurga tümörlerinin en yaygın belirtisi sırt ağrısıdır. Bu ağrı genellikle tümörün bulunduğu bölgede hissedilir ve zamanla artabilir. Dinlenme veya uyku sırasında bile geçmeyen sürekli bir ağrı şeklinde ortaya çıkabilir.
Radiküler Ağrı: Omurga tümörleri omurilikten çıkan sinir köklerini sıkıştırabilir veya etkileyebilir. Bu durumda, omurga bölgesinde yayılan radiküler ağrı (sinir kökü ağrısı) ortaya çıkabilir. Özellikle kol veya bacaklarda ağrı, uyuşma, karıncalanma veya güçsüzlük hissi şeklinde kendini gösterebilir.
İskelet Sistemi Deformiteleri: Omurga tümörleri omurga kemiklerinin yapısını etkileyebilir ve deformitelere neden olabilir. Eğrilikler, çıkıntılar veya şekil bozuklukları gibi belirtiler fark edilebilir.
Kamburluk (Kifoz): Omurgada oluşan tümörler, omurilik veya omurga kemiklerinde zayıflığa veya çöküntüye neden olabilir. Bu durumda, kamburluk veya ileri eğrilik ortaya çıkabilir.
İskelet Sistemi Kırıkları: Kemiklerde zayıflık veya kırılma riski artabilir. Omurga tümörleri, omurilik veya omurga kemiklerindeki kırıkların oluşumuna neden olabilir. Bazen basit bir düşme hikayesi olabilir ama bazen düşme hikayesi bulunamayabilir. Bu kırıklar şiddetli sırt ağrısı, hareket kısıtlılığı veya boyunda farklılık gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Omurga tümörü şüphesi olan bir kişi, yukarıda belirtilen belirtileri veya başka semptomları fark ederse, bir sağlık uzmanına başvurmalıdır. Uzman bir değerlendirme ve uygun görüntüleme testleri ile doğru teşhis konulabilir ve tedavi planı oluşturulabilir.
Teşhis: Vertebra tümörlerinin doğru teşhisi için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Teşhis süreci, semptomların değerlendirilmesi, fizik muayene ve görüntüleme testleri gibi adımları içerebilir.
İşte vertebra tümörlerinin teşhisi için yaygın olarak kullanılan bazı yöntemler:
Anamnez ve Fizik Muayene: Doktor, semptomlarınızı ve tıbbi öykünüzü (anamnez) dikkatlice değerlendirecektir. Ardından fizik muayene yaparak omurga bölgesinde deformiteler, hassasiyetler veya nörolojik bulguları araştırabilir.
Görüntüleme Testleri: Röntgen: Omurga kemiklerini değerlendirmek için röntgen çekilebilir. Röntgen görüntüleri, kemik lezyonlarını, çöküntüleri veya kırıkları gösterebilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): MRG, omurga ve çevre dokuların ayrıntılı görüntülerini elde etmek için kullanılır. Tümörün boyutu, yayılımı ve etkilediği yapılar MRG ile belirlenebilir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): BT taraması, omurga kemiklerini ve tümörleri daha ayrıntılı bir şekilde görüntülemek için kullanılır. Özellikle kemik yapısını daha net bir şekilde görmek için kullanışlıdır.
Pozitron Emisyon Tomografisi (PET CT): Bu yöntemle tüm vücut taranarak kaynağı bilinmeyen metastaz tümörlerinin vücuda yayılım derecesi araştırılır. Bazı tümörlerde cerrahi tedavi kararı PET CT sonucuna göre verilir.
Biyopsi: Teşhisin kesinleştirilmesi için tümörden bir örnek alınması gerekebilir. Bu işlem, bir iğne veya cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Alınan doku örneği patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir ve tümörün doğası (selim veya habis) ve türü belirlenir. Kan Testleri: Kan testleri, tümör belirteçleri veya genel sağlık durumunu değerlendirmek için kullanılabilir. Bu testler, tümörün tipine ve yayılımına bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Tedavi: Vertebra tümörlerinin tedavisi, tümörün tipi, boyutu, yayılımı, hastanın genel sağlık durumu ve semptomlarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Tedavi planı, multidisipliner bir yaklaşım gerektirebilir ve genellikle bir veya birden fazla yöntemin kombinasyonunu içerebilir. İşte vertebra tümörlerinin tedavi edilmesinde kullanılan bazı yöntemler:
Cerrahi Müdahale: Tümörün yerleşimi ve yayılımına göre hastada şikayet de olmayabilir veya hastada şiddetli omurga ve uzuv ağrısı, hatta tamamen felç ve yatalak kalma durumu da olabilir. Öncelikle hasta uygunsa, cerrahi müdahale şiddetli ağrı veya felç durumunu ortadan kaldırmak amacıyla cerrahi seçenek değerlendirilir. Cerrahi, tümörün tamamen çıkarılması veya kısmi olarak alınması (debulking) amacıyla gerçekleştirilebilir. Hasta Cerrahi genellikle öncelikle sinirler ve omurilik üzerindeki baskıyı kaldırmak amaçlanır ve beraberinde omurganın gücü ve dengesi gözetlenerek stabilizasyon ve implant teknikleri kullanılır.
Radyoterapi: Radyoterapi, yüksek enerjili ışınların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Omurga tümörlerinde radyoterapi, kanser hücrelerinin öldürülmesi veya büyümesinin kontrol altına alınması amacıyla kullanılır. Bazı omurga tümörleri, kanser takibi sırasında şikayet oluşturmadan önceki aşamda teşhis edilir ve hemen ilk tercih olarak ışın tedavisi tercih edilir. Omurga ve omurilik tümörlerinde Cyber-knife ve True Beam gibi gelişmiş radyoterapi yöntemleriyle küçük tümörler çok hassas ve 360 derece açılardan düşük dozlarla ışınlama yaparak yan etkisi az etkinliği yüksek tedavi sunabilmektedir.
Kemoterapi: Kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek veya büyümelerini kontrol altına almak için kullanılan ilaç tedavisidir. Kemoterapi, sistemik olarak uygulanabilir ve kanser hücrelerini vücudun farklı bölgelerinde hedefler.
Hedefe Yönelik Tedaviler (Akıllı Kemoterapi): Bazı vertebra tümörlerinde, tümör hücrelerinde belirli genetik veya moleküler değişiklikler hedeflenerek tedavi edilebilir. Bu, hedefe yönelik ilaçlar veya immünoterapi gibi tedavileri içerebilir. Tedavi planı, tümörün özelliklerine, hastanın genel sağlık durumuna ve semptomlarına göre kişiye özgü olarak belirlenir. Tedavinin amacı, tümörün kontrol altına alınması, semptomların hafifletilmesi, omurga stabilitesinin sağlanması ve hastanın yaşam kalitesinin artırılmasıdır.