Omuz Çıkıkları
Yazar M.Kerem Canbora • Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı • 11 Eylül 2018 • Yorumlar:
Normal omuz üç eklemden oluşmuştur. Rotator manşet ise kürek kemiğini kol kemiğine bağlayan dört adaleden oluşmaktadır. Bu adaleler top ve yuva şeklindeki bu eklem etrafını bir manşet şeklinde sardıkları için rotator manşet olarak adlandırılmıştır. Rotator manşet adaleleri omuz hareketleri sırasında topu yuvaya bastırırırlar ve bu hareket esnasında döndürme hareketleri için stabil bir platform sağlarlar.
Omuz başı aşağıda görüldüğü gibi tıpkı bir tablanın üzerindeki golf topu gibidir
Bir başka deyişle omuz eklemi boşluğu olan ve top (daha büyük) ve yuvanın (daha küçük) büyüklük olarak uyumlu olmadığı bir folk balığının dengede tuttuğu bir balon gibi de düşünebiliriz.
Yuva labrum adı verilen dizdeki menisküs benzeri bir doku ile genişletilir.
Bahsettiğimiz labrum ve bağlar (glenohumeral) sayesinde omuz başı yuvada kararlı olarak durur. Labrum ve bağları arabalarda bizi ani çarpışmalardan koruyan ‘‘airbag’’ lere benzetebiliriz.
Omuz eklemindeki bu uyumsuz top ve yuva ilişkisi bazı özel durumlarında (travma, bağ gevşekliği yada ailesel faktörler gibi) katkısı ile omuz çıkıklarına zemin hazırlar.
Bahsettiğimiz menisküs benzeri labrum ve özellikle de kuvvetli bağlar tıpkı bir hamak etkisi ile büyük topu yuvada tutmaya çalışırlar. Omuz çıkıkları topun yuvadan çıkması olarak tanımlanabilir.
Omuz çıkığı sırasında menisküs benzeri labrum ve bağlar yırtılarak tipik olarak çıkıkların tekrarlamasına yol açan ‘‘Bankart lezyonu’’ oluşur.
Bankart lezyonu ile beraber glenoid adı verilen yuva kısmında omuz çıkıkları sırasında ( genellikle ilk çıkıkta!) kemik kırığı da olabilmektedir.
Tekrarlayan omuz çıkığı olan hastalarda yuvada (GLENOİD) kırık varlığından şüphelenildiğinde bilgisayarlı tomografi ile bu durum teşhis edilebilir.
Travma Sonrası Oluşan Öne Çıkıkların Tedavisi
Ameliyatsız tedavi ve sonrasında fizik tedavi
İlk ani çıkıklarda omuz bir askı ile sabitlenerek oluşan sıvı artışı ve ağrının azaltılması amaçlanır. Benimde dahil olduğu birçok uzman çıkığın tekrar etmemesi için en fazla 3 haftalık omuz-kol askısı uygulamasını önermektedirler. Bu dönemin daha uzun tutulmasının çıkığın tekrar etmesini önlemediğine inanıyoruz. Omuz sabitlenmesinin arkasından fizik tedaviye başlanır ve bu sayede omuz adalelerinin güçlendirilmesi sağlanır. Tüm yapılanlara karşın 40 yaş üzerindeki hastaların bir bölümünde omuz manşet yırtıkları ve çıkığın tekrarı (% 50 den az) ile karşılaşılırken, 17-18 yaş cıvarında % 90 dan fazla çıkık tekrarı ile karşılaşılabilmektedir.
Omuz çıkıklarının cerrahi tedavisi
Omuz çıkıkları eğer tekrar ediyor ise ve bu sorun kronik yani devamlı hale gelmiş ise cerrahi tedavi şarttır. İlk omuz çıkığı sonrası cerrahi tedavi kararı bazı faktörlere bağlıdır. Örneğin yuvada yani glenoid kemikte topu yani omuz başını yerinde tutacak kemik eksikliği oluşmuş ise hemen ameliyat düşünülmelidir. Yuvada kemik eksikliği yok ise ameliyat kararı kişinin yaşı, aktivite seviyesi, sportif faaliyetleri gibi kişisel faktörler göz önünde bulundurularak verilir.
Omuz çıkıklarında Açık ve Artroskopik (KAPALI) tedavi
Kemik kaybı yok ise tedavideki amaç yukarıda bahsedilen Bankart lezyonunun ve kapsül dokusunun tamir edilerek eklem kararlılığının devam ettirilmesidir. Hastaların tamanına yakın bir kısmında cerrahi tedavi artroskopik yani kapalı olarak gerçekleştirilebilir. Artroskopik (kapalı) tedavi yırtılan menisküs benzeri yumuşak dokunun yuvanın yani glenoidin kenarlarına aşağıda görülen ucundan sağlam iplerin çıktığı eriyebilen küçük vidalar ile tekrar dikilmesi şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Açık tedavi hangi durumlarda gerekli olur?
Hastaların % 90 da artroskopik yani kapalı tedavi uygulanabilmektedir. Buna karşın geri kalan yaklaşık hastaların 10%’nunda özellikle ilk çıkıkta oluşan yuva (glenoid) kırıkları ve kemik kayıplarında yada kapsül yırtıklarında açık cerrahi gerekebilmektedir. Bu durumlarda Bristow-Latarjet adı verilen yöntem ile yuvadaki kemik eksikliği takoz görevi görecek kemik transferi ile giderilir. Böylelikle topun yuvadan çıkması kemik nakli ile önlenir. Bu yöntem usulüne uygun olarak açık olarak yapıldığında son derece etkilidir.