Onun Ne Kadar Farkındayız: Bipolar Kişilik Bozukluğu
Yazar Ezgi Aslantaş • Psikolog • 14 Mayıs 2020 • Yorumlar:
Bu ayki yazım, sıklıkla, şizofreni, borderline, hiperaktivite gibi diğer ruhsal hastalıklarla karıştırılan Bipolar Kişilik Bozukluğu üzerine.
Çünkü bipolar bozukluk, dünya çapında 30 milyondan fazla kişiyi etkilemektedir ve iş görmemezlik için en yaygın görülen 20 neden arasındadır. Avrupalıların %2’si, hayatları içinde bir noktada bipolar bozukluk geçirmektedir. Bipolar bozukluk en fazla genç yetişkinlerde görülmektedir ve tüm vakaların yarısı 25 yaşından önce başlamaktadır. Yakın zamanda Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Akıl Sağlığı Araştırma İnisiyatifi, Bipolar bozukluğu olan hastaların üçte ikisinin anksiyete bozuklukları ve üçte birinden fazlasının madde kullanımı bozuklukları yaşadığını göstermiştir. Bu ciddi etkilere karşın bipolar bozukluğa sahip insanların yarısından daha azı bu hastalık için tedavi görebilmektedir (Amerikan Psikiyatri Derneği, 2000).
Bipolar bozukluk, bipolar afektif bozukluk veya eski adıyla manik depresif kişilik bozukluğu aslında bir duygu durum bozukluğudur ve kişinin ruh halinin, mani dediğimiz coşkun dönem ile çökkünlük olarak adlandırdığımız depresyon hali arasında dalgalanması olarak tanımlanır.
Herkesin kendini çok neşeli veya çok depresif hissettiği zamanlar oluyordur. Fakat bipolar kişilik bozukluğuna sahip kişiler ne yazık ki bu iki zıt durumu çok sık dalgalanmalarla yaşıyor, duygu regülasyonlarını yönetemiyorlar. Örnek vermek gerekirse alanda gördüğüm bir anımı paylaşmak istiyorum: P kişisi bipolar bozukluğa sahip ve sıklıkla kendini depresyonda hissediyor, duygu geçişlerini çok keskin ve hızlı yaşıyordu. Coşkunluk, taşkınlık, yani mani dönemindeyken hastaneye gelen P, bir süre mani halinde kaldı. Bu süreçte ise görüntüsünde ani değişiklikler yapıyor (örneğin saçını kazıtıyor); dürtüselliğinin artması ile öz kontrolünü kaybedip saldırganlaşabiliyor, uyku sorunları yaşıyor, alışveriş, hızlı araba sürme gibi konularda ise sınırları zorluyordu. Aynı zamanda hassasiyeti arttığı için gerçek dışı düşüncelere kapılabiliyor, karar vermekte zorlanıyordu.
Her türlü duygu ve olayı en yoğun şekilde yaşayan P, mani döneminden sonra hızlı bir şekilde çökkünlük aşamasına geçti. Eskiden hissettiği coşkunluğu, enerjiyi hatta özgüveni bu dönemde bulamamasından dolayı kendini depresyonun içinde buldu. İyi haber ise P, kapsamlı ve doğru bir tedavi planı ile eski haline geri dönebildi. Gerekli tıbbi destek (kesinlikle tıbbı bir yardım ile başlanmalı tedaviye) ve bireysel psiko-eğitim yardımıyla, duygu regülasyonunu sağlamayı öğreniyor ve ilaçlarının da desteğiyle daha stabilize edilmiş bir yaşam sürüyor. (Gizlilik ilkesi bilinciyle hastanın ismi kullanılmamıştır.)
Bipolar bozukluğuna ne sebep olur?
-
Ağır yaşam olayları (cinsel istismar, ölüm vb.)
-
Çocukluk travmaları (istismar, sistematik değersizleştirme vb.)
-
Genetik Yatkınlık ( Akraba veya ebeveynlerde bipolar bozukluk bulunması)
-
İleri yaşlarda gebe kalınması sebebiyle genlerin mutasyona uğrama olasılığı
Ne yapılabilir?
-
Bu hastalıkta, özellikle hasta yakınlarının gözetimi ve desteği çok kıymetli, zira kişi kendine zarar verme, öz kıyım gibi girişimlere yatkın bir hal alabilir.
-
Bipolar bozukluğa sahip kişiler sık sık işlev kaybı yaşayabilir (öz bakım ihmali, sorumluluklardan kaçış, çalışma hayatından kaçış vb.), bu gibi durumlarda hayatı kaçırması engellenmeli, mümkünse hayat kalitesi artırılmalıdır.
-
Tıbbi ve psikolojik desteği düzenli olarak devam ettirilmelidir.
-
Stigmatizasyon (damgalama) yapılmamalı.
Bipolar Yaşam Derneği’nin de dediği gibi ‘‘Uçlardan dengeye…’’
***BU YAZI KESİNLİKLE TANI VE TEDAVİ AMAÇLI YAZILMAMIŞTIR. İÇERİK, TOPLUMSAL FARKINDALIK YARATMAK ADINA HAZIRLANMIŞTIR.***