Orta Kulak Yapısı ve Enfeksiyonları
Yazar Serdar Şahin • Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Doktoru • 18 Aralık 2020 • Yorumlar:
Kulak zarının arkasında,derinde yer alan içi hava dolu boşluğa orta kulak adı verilir.Buradaki enfeksiyonlar genelikle östaki borusu aracılığıyla geniz bölgesinden gelen bakteri ve virüslerden kaynaklanır.Bir üst solunum yolu enfeksiyonu esnasında veya hemen ardından devam eden rahatsızlıklarda kulaklar mutlaka kontrol edilmelidir.
Çocuklarda özellikle yatarken şiddetlenen kulak ağrısı,basınç hissi,işitme güçlüğü,ateş,baş ağrısı ,bazı olgularda mide bulantısı ve iştah bozuklukları sık rastlanan bulgulardır.Enfeksiyon yoğun bir basınç sonucunda kulak zarının delinmesine sebep olduysa,kulaktan dışarı doğru iltihabi akıntı görülebilir.Daha küçük çocuklarda ise nedeni anlaşılamayan ateş,beslenme ve uyku düzeninde bozulma ,ağlama atakları,elini kulağına doğru götürme gibi bulgular şüphe uyandırmalıdır.
Her iki orta kulak boşluğunu burnun arka tarafındaki geniz bölgesine bağlayan bu kanalların (östaki boruları)temel görevleri,orta kulaktaki doğal akıntıların boşalmasını sağlamak ve hava basıncını dengelemektir.Bu görev sağlıklı bir işitme için de çok önemlidir.Üst solunum yolu enfeksiyonları,geniz eti problemleri ,alerji gibi nedenlerle östaki borusu tıkanabilir ,işlevleri bozulabilir.Bu durum ,burun-geniz bölgesindeki mikropların orta kulağa ilerlemesine,iltihabi sıvı birikimine ve enfeksiyon oluşmasına neden olur.Tedavide ağrı kesici ve ateş düşürücüler çocuğu rahatlatmak için kullanılır.Birçok olguda antibiyotik kullanılması gerekebilir.Antibiyotik kullanımındaki temel amaç,olası komplikasyonları önlemektir.
Bebeklerin yatar pozisyonda ve biberonla beslenmesi de kolaylaştırıcı bir faktördür.
Orta kulağın,çocukluk çağında sık görülen bir diğer sorunu da Seröz Otit adı verilen hastalıktır. Türkçe'de tam bir karşılığı olmadığı için,bu sorun ebeveynler için biraz kafa karıştırıcı olabilir.Genelde "orta kulakta sıvı"olarak adlandırılır.
Bunda da normal otitlere benzer şekilde,orta kulakta doğal olmayan bir sıvı birikimi söz konusudur.Ancak mikrobik bir iltihap olmadığından ağrı ,ateş gibi enfeksiyon bulguları genellikle görülmez.
Çoğu zaman tek bulgu işitme kaybı olduğu için,özellikle küçük çocuklarda geç tanı konulması hatta hiç tanı konulamaması mümkündür.
Bazı araştırmalara göre bu hastalığa ailevi bir eğilim de söz konusudur.
Tedavide yakından takip ön plandadır.
Bazen kendiliğinden düzelme görülebileceği gibi altta yatan alerji,kronik enfeksiyon gibi bir sebebe yönelik tedavi ve çevresel önlemler de yararlı olabilir.
Sıvının düzelmemesi,ilerleyici bir işitme kaybının varlığı ,özellikle küçük çocuklarda konuşma gelişiminin etkilenmesi gibi durumlarda,kulak tüpü takılması ve geniz etinin alınması gibi cerrahi mücadeleler gerekebilir.Bu müdahalede kulak zarı çizilerek,içerde birikmiş sıvı alınır,havalanmayı sağlamak ve tekrarlamayı önlemek için zara küçük bir tüp yerleştirilir.