ORTODONTİK TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLANMALI?
Yazar Tolga Topçuoğlu • Ortodontist • 12 Temmuz 2017 • Yorumlar:
Ortodontistler ve hatta toplumdaki bireyler arasında, belki de 20 yıldan fazla bir süredir süregelen tartışma konularının başında ortodontik tedaviye ne zaman başlanması gerektiğidir. Bu konu ile ilgili gerek bilimsel ortodontik içerikli dergilerde ve gerekse sosyal içerikli konuların ele alındığı dergilerde birçok makale yayınlanmıştır. Bu makalelerin hepsinin cevap aradığı ortak soru ‘Ortodontik tedaviye başlamak için daimi dişlerin tamamının sürmesi beklenmeli midir yoksa beklenmemeli midir’.
I.alternatif tedavi zamanlaması (daimi dişlerin çıkmasından sonra ortodontik tedavi); Bir kısım ortodontistler yirmilik dişler dışındaki tüm daimi dişlerin çıkmasına kadar ortodontik tedaviye başlanmaması gerektiğini savunmaktadır. Bu görüşü savunan ortodontistler, bu görüşlerini desteklemek için daimi dişler sürdükten sonra gerçekleştirilen ortodontik tedavilerin sonuçlarının ve tedavi süresinin (örnek olarak ; ortalama 20 ay ile 30 ay arası) daha tahmin edilebilir olduğu tezini savunmaktadır. Özellikle ergenlik dönemi sonrası bireylerde, bir başka deyişle büyüme gelişme sürecini tamamlamış bireylerde, hekim uygulayacak olduğu ortodontik tedaviyi ve ortodontik tedavi sonucunu olumsuz etkileme potansiyeline sahip büyüme gelişme ile birlikte gerçekleşebilecek istenmeyen etkilerden hastasını ve kendisini korumuş olur. Bu, uzun dönemde ortodontik tedavi ile elde edilen düzelimin devamlılığının korunması açısından göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir konudur.
Burda değinilmesi gereken bir başka önemli konuda bazı ortodontik tedavilerin uygulanabilmesi için hastanın aktif büyüme gelişiminin tamamlanmış olması gerekliliğidir. Örnek olarak; alt çenenin aşırı büyümesi ile karakterize sınıf III iskeletsel bozukluklar gibi hastanın alt ve/veya üst çenelerini ilgilendiren iskeletsel problemlerin varlığında sadece ortodontik tedavi ile dişlerin düzeltilmesi problemin çözümünde yeterli olmayacaktır. Çünkü problemin oluşmasında sadece dişler rol almamıştır, dişler kadar, belki de daha fazla sorumluluğa sahip olan bir faktör de alt ve üst çenenin büyümesindeki bölgesel ya da genel sapmalardır. Bu tür iskeletsel problemlerin ideal tedavisi iki aşamalıdır ve ortodontik olarak dişlerin düzeltilmesi bu tedavinin birinci aşamasını oluşturmaktadır. İkinci aşama ise ortodontik tedavi sonrasında gerçekleştirilecek ameliyat ile çenelerin ideal bir şekilde konumlandırılmasıdır. Ancak bu şekilde dişlerin ve çenelerin ideal bir ilişki içinde olması sağlanabilir.
II.alternatif tedavi zamanlaması (karma dişlenme döneminde ortodontik tedavi); Birçok tedavi yaklaşımında olduğu gibi, ortodontik tedavinin ergenlik döneminde başlamasının hastanın tedavisi açısından çok daha etkili olacağını savunan klinisyenler olduğu kadar, ergenlik dönemine kadar beklemenin hastaların tedavisinde ciddi dezavantajlara neden olacağını iddia eden klinisyenler de mevcuttur.
Bazı klinisyenler karma dentisyon döneminde (ortalama 7-13 yaş aralığında) başlanacak bir ortodontik tedavi ile ilerleyen dönemde meydana gelebilecek problemlerin şiddetinin azaltılabileceğini ve bunun hastalar açısından daha sağlıklı ve ideal olduğu görüşünü savunmaktadır. Bu durumda daimi dişler sürmesini tamamlamadan önce mevcut iskeletsel, kassal ya da çenelerle ilgili uyumsuzlukların tamamen ya da kısmen tedavisi gerçekleştirilerek, daimi dişler sürdükten sonra uygulanacak olan ortodontik tedavinin kompleksitesi azaltılmış olur.
SONUÇ OLARAK ; herhangi bir problemin tamamen ortaya çıkmasını bekleyip daha sonra tedavi arayışı içine girmektense, problemin başlangıç döneminde ya da en azından tamamen açığa çıkmadan önce uygulanacak tedavi yaklaşımları ile mevcut durumun daha kötü bir hal almasının engellenmesi çok daha mantıklı bir tedavi tercihi olarak öne çıkmaktadır.