Oruç ve Pandemi Psikolojisi

Yazar Nazan Sondaç KöroğluPsikolog • 15 Haziran 2020 • Yorumlar:

Tüm Dünya insanları, hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz. 100 yılı aşkın süredir görülmemiş ve hazırlıksız yakalandığımız bir pandemiyle mücadele halindeyiz. İnsanlığı direkt ölüm ile tehdit eden bu virüs karşısında elbette hepimiz kendimize uygun savunma düzeneklerimizle baş etmeye çalışıyoruz. Ve pek çoğumuz başarıyoruz da..

Ramazan ayı, Müslüman ülkeler ve kendi ülkemiz için önemli, özel bir ay. Bu zaman dilimini, İslam inancı olan ve hayatlarını İslam’a göre yaşamayı seçenler oruç tutarak geçirmek isterler. Oruç ise, insanın kendine haz ve zevk veren birtakım unsurlardan vazgeçmesi demektir. Bunların en başında da insanın kendi isteği ve arzusu ile günün belli bir zaman dilimi içinde yemekten ve içmekten vazgeçmesi gelmektedir. İnsanlar, Ramazan ayı içerisinde manevi olarak güçlenmekte, farkındalıkları artmakta, dünyevi istek ve ilgilerinde azalmalar olmaktadır. Yapılan araştırmalarda da Ramazan ayının psikolojik olarak insanlara iyi geldiği ve patolojik rahatsızlıkların bu dönemde azaldığı gözlenmiştir. Fakat bu yıl ki Ramazan her yıldan daha bir farklı ilerlemekte. Pandemi süreci devam ederken, Ramazan ayının da gelmesi ile insanlar iki süreci birlikte yürütmeye çalışıyor. Bu süreci sağlıklı yürütmek elbette zaman zaman zor olabiliyor. Zorluğu kısmende olsa aşabilmek adına; Ramazan ayına bu yıl farklı pencereden bakabilmek ve sakinliğimizi korumaya çalışmak gerekiyor.

Biliyorsunuz ki Pandemi ile mücadele de fiziksel sağlığımız çok önemli bir yerde. Zararlı alışkanlıklardan uzak kalmamız, sağlıklı beslenmemiz ve bağışıklığımızı güçlendirmemiz gerektiği bir süreçteyiz. Ramazan ayı içerisinde de zararlı ve tahribat yaratan maddelerin kullanılması azalması da bu süreçte ciddi olumlu etkiler oluşturmaktadır.

Evlerde kalmak, maddi manevi yaşanan olumsuz ve stresli durumlar ile baş ederken; oruç tutmak ve dua etmek oluşabilecek endişe, kaygı ve depresyon gibi rahatsızlıkların üstesinden gelmek için çözüm olabilir. Yine aynı şekilde evlerde yaşanan ruhsal çatışmalar, aile içi problemler ve duygusal boşluklar da Ramazan ayının getirdiği manevi duygular ile beraber, kişilerdeki eksik olan ve tamamlanmamış bu duyguları tamamlayabilir.

Ayrıca evde kalan ve çocuklarına oruç tutmak konusunda model olmak isteyen aileler için bu dönem fırsat olabilir.

Ramazan ayının diğer en önemli katkısı ise; kişinin her istediğini elde edemeyeceği ve kişisel hazların ne kadar değerli olduğunu, inançlarından dolayı davranışlarını değiştirebildiği gibi pandemiden kaynaklı yaşanan değişikliklerinde bir o kadar doğal olduğunun farkına varmasına katkısı olacaktır.

Ramazan ayı ayrıca paylaşım ayıdır. Yapılan araştırmalar, yardımlaşma neticesinde kişilerde oluşan huzur ve mutluluk halinin, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini göstermektedir. Bu dönemde yapılan paylaşımlar ve yardımlar  bağışıklık sistemi üzerinde olumlu derecede etkilidir. 

Toplum olarak Ramazan ayının getirdiği manevi duyguları ve yaşam tarzımızda ki değişiklikleri kendimize ve çevremize yönelik olumlu yönde kullanmak tüm bunlar için güzel bir savunma yöntemi olabilecektir.

Süreç içinde kendini güçsüz hisseden, düşüncelerini ve davranışlarını yönlendirmekte güçlük çekenler; profesyonel bir ruh sağlığı çalışanından destek almalıdır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)