Otizm Spektrum Bozukluğu
Yazar Firdevs Çağlayan Güler • 12 Kasım 2024 • Yorumlar:
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), son yıllarda çokça araştırma yapılan ve tanı alan nörogelişimsel bozukluklardan birisidir. Genellikle yaşamın ilk yıllarında başlayan Otizm Spektrumu, sosyalleşmede yetersizliği, normal olmayan dil gelişimini, sınırlı davranış ve ilgileri içerir ve tüm gelişim alanlarını yaşam boyu etkileyebilir (1).
Otizmin tanılanmasında 2013’te yayınlanan DSM-5 (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorder) kriterleri kullanılmaktadır. OSB, DSM-5 ‘te iki ana grupta değerlendirilmiştir.
A Grubu Sosyal-Duygusal kısıtlık, B Grubu kısıtlı tekrarlayan davranış, ilgi veya etkinlik kalıplarına odaklanır.
A Grubu davranış özellikleri üç alt başlıktan oluşmaktadır. A1. Sosyal-duygusal kısıtlılık, A2. Sözel olmayan iletişimde kısıtlılık, A3. Akran etkileşimi geliştirme veya sürdürmede kısıtlılık şeklinde değerlendirilir. B Grubu davranış özelliklerinde ise dört alt başlık içermektedir. B1. Basmakalıp veya tekrarlayan motor hareketler, nesne kullanımı veya konuşmalar, B2. Aynılıkta ısrar, ritüellere esnek olmayan şekilde bağlılık, B3. Sabit, kısıtlı ilgi alanları, B4.
Duyusal girdiye karşı aşırı veya az tepki verme şeklinde gruplanmıştır (2).
DSM-5’e göre OSB tanısı için A ölçütlerinin hepsi ve B ölçütlerinin en az ikisi karşılanmış olması gerekmektedir (3).
Otizm Spektrumu içindeki çocukların, erken yaşlarda tanılanması ve doğru müdahale yöntemlerini içeren eğitim sürecine dahil edilmesi birincil derecede öneme sahiptir. Gelişimin çok hızlı ilerlediği erken çocukluk döneminde bilişsel, dil, motor, sosyal-duygusal alanlarda ilerlemenin daha hızlı olması, erken dönem eğitimin önemini artırmaktadır (4).
Otizm tanısının gecikmesi hem ebeveynlerin zorluklarla baş etmeleri açısından, hem de çocukların erken müdahale hizmetlerinden faydalanmalarını engellemesi ve uzun vadede ciddi sonuçlara neden olması açısından çeşitli olumsuzlukları beraberinde getirmektedir(5).
Çocuklarının gelişimi ve davranışlarının yaşıtlarından farklı olduğunu fark eden anne-babaların vakit kaybetmeden Çocuk Psikiyatri, Çocuk Nöroloji, Gelişimsel Pediatri hekimleri ile iletişime geçmeleri, çocuklarının gelişimlerini yakından değerlendirecek ve takip edecek uzmanlar ile çalışarak gerektiği durumlarda uygun müdahale yöntemlerine başlamaları öncelikleri olmalıdır.
OSB olan çocuklarda görülen erken belirtiler şöyledir:
- 6. aydan itibaren başkalarına sıcak bir şekilde gülümsememek
- 9. aydan itibaren seslere, gülümsemelere ve yüz ifadelerine tepki vermemek
- 12. aydan itibaren agulamamak veya anlamsız sesler çıkarmak
- Parmakla bir nesne ya da kişiyi işaret ederek göstermemek, “bay bay” gibi jestleri yapmamak
- 16. aydan itibaren tek bir sözcük söyleyememek
- 24. aydan itibaren iki sözcüklü basit cümleleri kuramamak
- Hangi ayda olursa olsun gelişimde gerileme göstermek; örneğin, daha önce söylediği bazı sözleri söylememeye ya da yaptığı davranışları yapmamaya başlamak
- Diğer insanlara; aile üyelerine ya da birincil bakıcılara bile ilgi göstermemek
- İsmini söyleyen kişiye tepki vermemek ve o kişiye bakmamak
- Yüz ifadelerini ya da ses tonlarını anlamamak
- Başkalarının duygularını ve kendi yaptığı hareketlerin diğer insanları nasıl etkilediğini algılayamamak
- Üç yaşına kadar diğer çocuklarla oyun oynamak için çok az ilgili olmak yada tamamen ilgisiz davranmak
- Bir oyuncağı ya da iplik gibi şeyleri saatlerce ileri-geri çevirme gibi dairesel hareketleri yapmak
- Kendini ısırma ya da başını vurma gibi kendine zarar verici davranışları göstermek
- Başkaları gibi acıyı hissettiğini herhangi bir tepki ile göstermemek
- Elinden ya da kolundan tutulmayı veya kendisine sarılınmayı sevmemek
- Gürültüden rahatsızlık duymak
- Sanki duygusuzmuş izlenimi veren yüz ifadesinin olması
- Annesine gerek duymuyormuş izlenimini veren davranışlar
- Motor becerileri taklit etmede eksiklik
- Sosyal gülümsemenin olmaması
- Uzun süreli görsel dikkat eksikliği
- Ortak dikkat eksikliği
- Ortamdaki bir nesneye, duvara yada tavana bakışlarıyla sabitlenme