Otizm ve Yaygın Gelişimsel Bozukluk
Yazar Efsun Korukluoğlu • Psikolog • 6 Nisan 2017 • Yorumlar:
Otizm Nedir?
Otizm, yaşamın erken dönemlerinde başlayan ve yaşam boyu süren; sosyal ilişkiler, iletişim, davranış ve bilişsel gelişimde gecikmeye neden olan nörobiyolojik kökenli bir bozukluktur. Ortaya çıkan sendromun şiddeti ve problem davranışların bir araya gelme şekli her çocukta farklıdır.
Otizm; Ruhsal Bozukluklar Tanı ve İstatistik El Kitabı’nda (DSM- 5) Yaygın Gelişimsel Bozukluklar başlığı altında tanımlanır.
Yaygın gelişimsel bozukluklar başlığı altında otizmden başka yer alan bozukluklar şunlardır: Rett sendromu, asperger sendromu, çocukluğun dezintegratif bozukluğu, başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk.
Otizmin Temel Belirtileri Nelerdir?
Otizmde görülen belirtiler üç temel grupta yer alır.
Toplumsal ilişkilerin gelişiminde bozukluk.
Sözel ve sözel olmayan iletişimde bozukluk, sembolik oyun da dahil olmak üzere hayal gücünden yoksunluk.
Takıntılı, tekrarlayıcı davranışlar; ilgi alanının kısıtlılığı ve darlığı.
Otizimli Bir Çocukta Hangi Özellikler Gözlenir?
Etkileşim içinde olmaktansa yalnız kalmayı, kendisi için ilginç olan bir tür faaliyet içinde olmayı yeğler.
Çoğunlukla insanları değil de obje ve cansız varlıkları tercih eder.
Sözel veya sözel olmayan (yüz ifadesi gibi) birtakım ifadelere tepki vermeyebilir.
Göz teması zayıftır.
Huzursuz görünür.
İnsanları araç olarak kullanır.
Kendisini karşısındaki insanın yerine koyamaz; vücut dilini kullanma ve anlamada sorunları vardır. Örneğin kişinin kaşlarını çatması onun için anlam taşımaz.
Sembolik oyunlar denilen evcilik, doktorculuk gibi etkinlikler onun için cazip değildir.
Genelde oyuncaklarla amacına uygun oynamak yerine detaylarla ilgilenir. Örneğin, oyuncak arabayı yerde sürmek yerine saatlerce tekerleklerini döndürmekten zevk alır.
Eşyaları dizme eğilimi çok tipiktir. Yap-bozun parçalarını yerleştirmek yerine parçaları yan yana dizmek onun için daha eğlenceli olabilir.
Parlayan yüzeyler, ışık, gölge, dönen cisimler (pervane, vantilatör, saat), insanların saç ve sakalları, nesnelerin parçaları (kapı kolu, düğmeler), hareketin kendisi (sürekli olarak kapıyı açma kapama) ilgisini çekebilir.
Diğer çocuklar üzerinde etkili olan birtakım motive ediciler bu çocuklar üzerinde aynı etkiyi yapmaz.
Yaşadıkları duygular anında ve kesindir, ihtiyaçlara odaklıdır.
El-kol sallama, parmakların hareketlerini izleme, ayak parmakları ucunda yürüme, kendi etrafında dönme gibi hareketler çok tipiktir.
Gündelik yaşamdaki değişikliklere karşı direnç gösterir (yemek masasında oturduğu yerin değişmesi gibi). Şiddete başvurabilir. Hayatın akışındaki her şeyin hep aynı kalmasını talep edebilir (okula her gün aynı yoldan gitmek gibi).
Bazı ses, doku ve tatları çok rahatsız edici bulabilir. Evde oturup gürültülü bir filmi izlerken dışarıdan gelen bir motosikletin sesini fark etmeyebilirsiniz bu nedenle onun aniden kulaklarını kapaması ve hırçınlaşması size çok anlamsız gelebilir. Kimi otistikler pütürlü yiyecekleri yiyemez, kimisi krem süremez, oyun hamuru, kum gibi bulaşabilen nesnelerle oynamaktan kaçınır.
İletişim için konuşmayı kullanmazlar. Kullandıkları kelimeler çok sınırlıdır ve genellikle etrafında sık duydukları kelimeleri kullanırlar.
Otizimli çocukların yaklaşık yarısı konuşma becerisini hiçbir zaman geliştiremez. Konuşabilen çocuklar ise zamirleri karıştırır, kendisine “ben” yerine “sen” der, annesinden süt istediğinde “anne süt ver” değil de “süt istiyor musun ?” diyerek ister.
Anında/gecikmeli ekolali görülür. Annesinin o anda söylediği “elini yıka” cümlesini monoton ve mekanik sesle tekrarlar. Annesi bir şeyler anlatmaya çalışırken daha önce duymuş olduğu “hayatın gerçek tadı” gibi ilgisiz bir reklam sloganını tekrarlayabilir.
Gezmeyi, özellikle otomobil ile dolaşmayı, suyla oynamayı severler. Saatlerce akvaryumdaki balıklara bakabilirler.
Genelde yeme bozuklukları vardır. Bazıları yenmez şeyleri yemekten hoşlanabilir.
Elektronik eşyalara ve mutfak eşyalarına çok ilgi duyabilir, deterjan kutuları ve bunun gibi şeyleri toplayabilirler.
Müziğe aşırı ilgi gösterebilirler. Reklam ve video kliplere çok düşkün olup akranlarının izleği çizgi filmlere ilgi göstermeyebilirler.
Çevresindeki tehlikelerin farkında değildir. Yoğun trafikte karşıdan karşıya koşar, korku duymaksızın yüksek bir duvar üzerinde yürüyebilir. Sıcak nesnelere veya cam kırığına dokununca neler olacağını öngöremeyebilir.
Çevresine/ kendisine zarar veren davranışlar sergileyebilir; kızdığı, endişelendiği, başarısız olduğu zamanlarda eşyaları fırlatma, çığlık atma, saçlarını çekme, yüzünü tırmalama, ellerini ısırma, başını duvara veya yere vurma gibi hareketler ve öfke nöbetleri görülebilir.
Bazı yetenekleri arasında büyük uçurumlar olabilir. Motor gelişimde yaşına uygun hatta yaşının üstünde birtakım beceriler gösterebilirken, sosyal gelişimde ancak çok ufak bir çocuğun sosyal becerilerine sahip olabilir.
Otizm ve Üstün Yetenek
Soyutlama yetisi gerektirmeyen, belleğe dayalı becerilerde üstün özellikler gösteren bireyler tüm otistik grubun %10’u kadardır. Birçok yönden eksiklikleri de olan bu bireyler; matematik, sanat, müzik, mekanik gibi alanlarda üstün yeteneklere sahiptirler. Kendi kendine okuma yazma öğrenebilme, okuduğunu anlamadan akıcı bir şekilde okuyabilme (hiperleksi), kısa sürede ezberleme gibi yetilere de rastlanmaktadır. Otistiklerin % 10-20' si aynı zamanda hiperleksiktir. Bu otistik çocuklar çok küçük yaşta, örneğin 2-3 yaşlarında kendi kendilerine okumayı öğrenirler, ancak okuduklarından anlam çıkaramazlar. Hiperleksik ve otistik olan çocukların daha az hiperaktif ve daha az beceriksiz olduğu saptanmıştır. Genellikle zekâları yüksek otistiklerde ve erkeklerde on kez daha fazla görülür. Hiperleksik bir çocuğu teşvik etmemek, yaşına uygun oyunlara ve erişkinler tarafından yönlendirilen sosyal etkinliklere yöneltmek gerekmektedir. Okuma yeteneğinden yararlanarak eğitiminde yazılı materyal kullanılabilir.
Tanı ve tedavi
Çocuğunuzda yukarıda sıralanan belirtiler varsa mutlaka bir uzmana başvurmanız gerekir. Ayırıcı tanıyı çocuk psikiyatri uzmanları koymakla beraber sizlerden mutlaka tanıya yardımcı test ve gözlemler isteyecektir. Tanı aşamasından sonra gerekiyorsa ilaç desteği ile beraber mutlaka bireysel eğitime de başlanmalı; çocuğunuzun gelişim alanlarını destekleyecek sosyal, iletişimsel, motor, zihinsel ve konuşma becerisi ile ilgili eğitimi zaman kaybetmeden planlanmalıdır.