Oyun Terapisi Nasıl İşler?
Yazar Elif Nur Yazıcı • Psikolog • 3 Mayıs 2021 • Yorumlar:
Nedir bu oyun odasının sırrı diye sorduğunuzu duyabiliyorum. Hadi gelin birlikte keşfedelim oyun odasının kapısının arkasında neler var?
Biz oyun terapistlerinin sık sık söylediği bir cümlemiz var; Oyun çocuğun dilidir. Bu dil bizim sözcüklerle kullandığımız dil gibi kendilerini ifade etmeye yarıyor. Bildiğiniz gibi sözcükler aslında sembollerdir. Örneğin su; içilen, şeffaf renkteki, hayatta kalmak için temel ihtiyaçlarımızdan olan, iki hidrojenin bir oksijene bağlanmasıyla oluşan sıvıya verdiğimiz isimdir. Oyun dilinin sözcükleri oyuncaklardır. Oyuncaklarla yapılan hareketler cümleleri oluşturur. Devam eden bir oyun teması ise bize bir hikaye anlatır. Örneğin küçük bir bebek; bakıma muhtaç, ilgi isteyen, kendi başına hareket edemeyen, konuşamayan, yürüyemeyen, anne ve babası ile yaşayan bir canlıdır. Şimdi bu küçük bebekle bir oyun yaratalım. Bir kız çocuğu gelir, küçük bebeği alır, kollarına yatırır ve onu sallamaya başlar. Bu hareketle ne diyor olabilir? Küçük bebeğin kucaklanmaya ve sallanmaya ihtiyacı var, onu uyutuyorum. Sonra bebeği bir kenara koyar ve dolaplara göz atar, oyuncak muzu alır, bebeğin yanına gelir, karnındaki düğmeye basar bebek ağlamaya başlar, tekrar bebeği kucağına alır ve muzu ağzına doğru götürür. Bir oyuncakla başlayan oyun hareketler ve yeni oyuncaklarla gelişir ve bir tema oluşur. Bu örnekteki oyun Bakım verme ve besleme temasını anlatır. Çocuk burada anne rolüne bürünmüştür ve bebeğinin ihtiyaçlarını duyan, anlayan ve karşılayan bir anne rolü oynamıştır.
Oyuncaklar genel olarak üç kategoride toplanır;
Gerçek hayat / Bakım ve şefkat
Oyun evi, çeşitli mobilyalar ve insan figürleri (anne, baba, çocuk, bebek, dede, nene, engelli birey gibi) oyun odasının olmazsa olmazıdır. Kız / erkek et bebekler, oyuncak biberon, emzik, alt değiştirme bezi, battaniye, bebek kıyafetleri, küvet, oyuncak sabun, şampuan gibi bakım oyuncakları listede yer alır. Evcilik oyuncakları, mutfak takımı, yiyecekler, tamir seti, kız süslenme oyuncakları, oyuncak evcil hayvanlar, çiftlik hayvanları, deniz hayvanları, bitkiler, ağaçlar da odada bulunur.
Saldırganlık ;
Hacıyatmaz, dart panosu, sünger sopa, plastik silahlar, vahşi hayvanlar
Yaratıcı / duygusal ifade;
Kuru, pastel, sulu boyalar, parmak boyası, hamur, renkli kağıtlar, yapıştırıcı, makas, tahta, silgi, tebeşir, oyuncak telefon, kumaş parçaları
Son olarak birçok amaçla kullanılan oyuncaklar da dahil edilir. Kuklalar, kostümler, maskeler, şapkalar, meslek oyuncakları; asker, itfaiye, doktor, polis setleri gibi, araçlar; araba, kamyon, uçak, helikopter, tren, gemi, tekne, iş makinaları gibi, legolar, bloklar, peluşlar, toplar, müzik aletleri
Yönlendirilmiş oyunda ise çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarına oyuncaklar seçilebilir. Dikkat, hafıza, öğrenme, el-göz koordinasyonu, dil / kelime bilgisi ve kaba motor gibi alanlara yönelik oyuncaklar gerekebilir. Kutu oyunları her iki teknikte de kullanılabilir. Kutu oyunları genel olarak yapılandırılmış oyunlar olsa da yönlendirmesiz oyunda çocuk kendi kurallarını koyarak kutu oyunlarını değiştirebilir. Bu oyunlarda özellikle rekabet duygusu, kaybetmeye tolerans ve dürtüsel davranışlar çalışılabilir. Bütün bunların dışında çocuğun özel ihtiyacına göre terapist oyuncak çeşidini artıtabilir. Örneğin sağlık sorunları yaşayan bir çocuk daha çok çeşit içeren bir doktor setine ihtiyaç duyabilir.
Oyun dilinde unutulmaması gereken bir husus da oyuncakların farklı anlamları da temsil edebilmeleridir. Çocuk bir oyuncağı işlevinin dışında farklı bir amaçla kullanabilir. Bir elmayı kalp olarak kullanabilir, çay bardağını kepçe yapabilir, testere ile meyve sebze kesmek isteyebilir, oyun kartlarını para yapabilir. Bu bir yandan bize hayal gücünü ve çözüm üretme becerisini gösterirken bir yandan da yine başka ne anlamlara gelebileceğini düşündürür.
Oyun odası ile ilgili en çok dikkat edilen özelliklerden biri odanın ve oyuncakların çocuk güvenliği açısından uygun olmasıdır. Örneğin ucu sivri ya da kırık oyuncakların yenileri ile değiştirilmeleri gerekmektedir. Oyun Terapisi hakkındaki yazıda değindiğim gibi odadan oyuncak eksilmesi çocuk için hiç hoş olmayan ve terapiyi olumsuz etkileyen bir durumdur. Oyun terapisinin en belirgin özelliklerinden biri oyunun tekrarlamasıdır. Örneğin çocuk seçtiği ve oynadığı bebeğe bir isim ve karakter verir, oyunu onun üstüne kurar. Bir dahaki gelişinde aynı oyuncağı bulamaması çocuğu hayal kırıklığına uğratabilir, stres yaratabilir ve oyunu sekteye uğratabilir.
Terapi sürecinin başında, sürece bağlanmaya başlayan çocuk odadaki bir oyuncağı sahiplenmek ve yanında götürmek isteyebilir. Aynı zamanda odanın ve terapistin sınırlarını da bu şekilde test etmek isteyebilir. Ancak oyuncaklar odanın dışına çıkarılamaz. Çocuk bunu talep ettiğinde terapistin görevi onu bu konuda duyduğunu anladığını ifade etmek ve bu konudaki kuralı açıklamaktır. Çocuk odada yaptığı bir resmi yanında götürebilir. Yine de çocuk oyuncak götürmede ısrarcı olabilir ve bunu bir kaç seans boyunca tekrarlayabilir, bu çocuğun sınırları almada zorlandığını gösterdiği gibi başka anlamları da olabilir. Odaya oyuncak getirmekse çocuğun isteğine bağlıdır. Terapist bu konuda bir yönlendirme yapmaz ancak çocuk kendi oyuncaklarını getirmeyi talep ederse ya da kendiliğinden getirirse yine bunun da anlamı hakkında terapist düşünmelidir.